04.03.2005 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 5302 sayılı İl Özel İdaresi kanununun 6. maddesinin 5. fıkrası gereğince Vali’nin koordinasyonunda İl Çevre Düzeni planının yapılacağı belirtilmektedir İl çevre düzeni planı belediye meclisi ve il genel meclisi tarafından onaylanır. Daha sonrası yasal prosüdür-basamaklarla uygulanan "plan" yürürlüğe girer. Nitekim bu aşamalardan geçen PLAN 07.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İlimizde, özel idare bünyesinde oluşturulan bir ekibe İstanbul metropolitan’dan "Teknik" bir ekipte büyük katkıda bulunmuş, emeği geçmiştir. Gerek bu ekip ve Valilik koordinasyonundaki takviyeli diğer teknik elemanlarla "plan taslağı" ortaya konmuştur. Ardından (özet anlatımla) Plan taslağı meclislerde ve bakanlıklarda onaylanmayan Bayındırlık Bakanlığı TAU Genel Müdürlüğünce "Ç.D.P" uygulamasında Bilecik ili pilot il olarak seçilerek, proje olarak BELDA A.Ş. adında firmaya ihale edilmiştir.
Birinci aşamada yapılan Ç.D.Planı çalışmaları ve ikinci aşamada Belda A.Ş. projesindeki çalışmalarda "KATILIMCILAR" toplantıları düzenlenmiş, ilçeler bazında-beldeleride içine alan çalışmalarda çok sayıda toplantılar yapılmıştır. Bütün bu çalışmaların başlama tarihi 02.02.2006 tarihidir. Çalışmaların başlangıcında İl özel idaresi tarafından yerel gazetelere İLAN verilerek tüm plana katkıda bulunmak isteyen kurum, kuruluş, dernekler ve STK’ların görüşü istenmiştir. Toplanan bilgiler, veriler, gözlem ve notlar KATILIMCILAR toplantılarında katılımcılarla paylaşılmıştır. Son aşamada ise plana katkıda bulunmak isteyenlerin eleştirisi, görüş ve itirazları sorulmuş, buna TEMA Vakfı temsilciliği ve Esnaf Odaları birliği tarafından "son" görüşler bildirilmiştir. Diğer bildirenlerde var olabilirler.
BELDA A.Ş. tarafından proje olarak belirtilen mekansal-stratejik yerleşim Çevre Düzeni Planı son durumuyla, önemli bir bölümünü Valilik-Özel idare koordinasyonunda, İstanbul metropolitan A.Ş. bir ekibi ile birlikte özel idare ekibiyle yapılmış ve yazılımı taslak olarak tamamlanmış olan çalışmalar ESAS alınmıştır. BELDA AŞ. dispozisyon ve kurguyu elden geçirerek, katılımcıların bu doğrultudaki görüşlerinin etkisiyle, birinci aşamadaki çalışmalar "projesi" doğrultusunda il bütünü Çevre Düzeni planı son şekliyle onarılarak 07/01/2009 tarihinden bu yana sessiz sedasız! yürürlüktedir.
Planın başından beri yanında olan TEMA il temsilciliği bütün aşamalarını, veri toplamada ve iletişimde ön saflarda yer almıştır. Sakarya havzası, tarım topraklarının korunması, su kaynakları ve ORMAN alanlarının korunmasında çalışmalara yazılı bilgi ve kaynak oluşturmuştur.
Planın yine yanındayız ve uygulanmasını üzüntü ile izliyoruz! DEMOKRATİK platformlarda, katılımcı toplantılarında konuşan, ortak aklın ve katılımcılığın hararetle savunucusu olan BELDA AŞ. ve Bayındırlık Bakanlığı temsilcilerini bir daha hiç duymadık ve görmedik! STK’larının ve TEMA Vakfı’nın dahil olduğu bir tek toplantı ve bilgilendirme sunumu yapıldı mı?
Çalışmalar sessiz ve gizlilik içinde sadece İl genel meclisi bünyesinde ilgili komisyonlarda görüşülüyor, alınan kararları beyan ederse bir kısmını gazete haberlerinden okuyoruz. Böylemi kanuşuldu katılımcı toplantılarında? Organizasyon kimlerle kuruldu?
Plan üç bölümden oluşmakta, bilhassa bu üç bölümdeki (açıklama raporu-Plan hükümleri-Eylem programı ve izleme değerlendirme süreci) PLAN HÜKÜMLERİ alenen çiğnenerek hiç dikkate alınmadan, kararın nasıl alınacağının usul ve esaslarına bakılmadan imar izinleri ruhsat v.b. resmi izinler verilmektedir.
Ortada Nazım imar planları, uygulamalı imar planları ve arazi kullanım planları olmada belediye mücavir alanlarına, sınırları dışındaki ve içindeki alanlara TOPRAK KANUNU (5403) ruhuna ve vasfına uyulmadan izinler verilebilmektedir. Planda tüm değişiklikler, plan hükümleri ve ESASLARI dikkate alınarak yapıldıktan sonra izin verilmesi gerekirken hiç bir görüş alınmadan, STK’lar tamamen devre dışı bırakılarak PLAN adeta delinerek, yokmuşcasına hareket edilmektedir. Demokratik ve katılımcılık bu mudur?
Eğer toplumsal barışa ve demokratik açılıma inanıyorsanız önce "PİLOT" proje olan Ç.D.P.nın uygulanması için DEMOKRATİK bir "TAVIR" görelim. Biz, en küçük illerden biri olan Bilecik’te dahi Çevre Düzeni Planının ön çalışmalarında SÖZ! verilmişken BİR YIL uygulamanın başlaması tamamlanmak üzereyken daha bir defa "ORGANİZASYON" içinde yer almadık, toplantılara çağrılmadık. Küçümsemek için belirtmiyorum. Bilecik’in doğal kaynaklarını ve yapısını en az meclislerde olanlar kadar bilen onlarca Teknik eleman TMMOB liği Bilecik temsilciliklerinde vardır. Komisyon toplantılarına resmi karar alma oturumları dışında, bizler bilgi almak ve görüş bildirmek üzere katılamaz mıyız? Gündemi belirlersiniz bizi de davet edemez misiniz? Kamu adına çalışmalar yapılıyor, STK’lar ortada yok!
İnşaat mühendisi, mimar, makine mühendisi, çevre mühendisi, endüstri mühendisi, kimya mühendisi, gıda mühendisi onlarca teknik eleman Bilecik’te bulunmaktadır. Şehir plancısı, işletme ve ekonomistve daha birçok teknik meslek sınıfı Bilecik’te vardır.Bunların tamamıda meslek odalarında kayıtlıdır. Hadi gelin planın tanıtımı ve anlamını bir daha sizin yayın organınızdan yazalım; "İl Çevre düzeni planının amacı 1/yüzbinyıllık ölçekte Bilecik ilinin çok sektörlü ( üç çimento fabrikası birden)! mekansal gelişmesinin il çevre düzeni planı olarak kurgulanmasını, Bilecik ilinde sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasını, yaşam kalitesinin yükseltilmesini, ulusal politikalar ve stratejiler çerçevesinde yatırım proğramları ve stratejik planlar ile uyumunu sağlayarak, sektörel gelişmelerin sosyal, ekonomik, kültürel ve mekansal açıdan bütünleştirilmesini ve il çevre düzeni planı kapsamında uygulanmasını sağlamayı amaçlamaktadır" (Bilecik İl Özel İdaresi, yayını Ağustos 2009, yıl 1 sayı 1)
Birinci ve ilk çimento fabrikası merkez ilçede kurulmakta ve üretim aşamasına yaklaşmış durumdadır. Bu fabrikaların kurulmaması için uğraştım ve mahkemelik olduk.( TEMA Vakfı olarak) Amaç fabrikanın mekansal açıdan ve tarım topraklarının daha az zarar görmesine neden olacak bir sahaya kurulmasını sağlamaktı. Bu arada çevre düzeni planı da yoktu! Şimdi Ç.D.Planımız var. Bu planda hükümler bölümünde, hangi sektörlerin nerelere ve hangi koşullarda kurulacağı açıkça belirtilmiştir. Hükümlerde yazılıdır. 1/ yüzbinlik paftalarda da vardır. Daima benim ve benim gibileri taşlayarak, kendi özürlerini kapatmak isteyenlere soruyorum. "VEZİRHAN" da çimento fabrikasına neden izin verdiniz. SULAK alanda kurulmasına, üstelik Bilecik-Vezirhan-Osmaneli aksında plan hükümlerinde, 1/ yüzbinlik tematik paftada olmamasına rağmen bu politik kararı kimin ısrarı ile aldınız? Bilecik’te merkez ilçede, taşa dayalı iki tane "DEV" çimento fabrikası olur mu? Bu sahaların altında ve etrafında insanlara ve diğer canlılara yaşanacak kadar alan-nefes alacak atmosfer kalır mı? 100 Binin üzerinde nüfus beklediğiniz Bilecik merkezinin geleceğini böyle mi görüyorsunuz.
Danimarkada, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile ilgili BM’lerin düzenlediği 192 ülkeden 15 bin delegenin katıldığı toplantıda, Türkiye’nin resmi bildirisi sunuldu. Fosil yakıtlara dayalı ENERJİ elde etmede büyük EMİSYON fazlamız var. Bu nedenle aynı ilde çimento fabrikalarının birden fazla olması sakıncalı. Bilecik gibi sadece 430 bin hektar alanı olan bir ilde üç tane çimento fabrikasına birden izin verilmesi doğrumudur? Bu konu yakında açılacak AB ÇEVRE dosyası müzakelerinde de yer almayacak mı sanıyorsunuz? İyi düşünelim kendimizi de, yatırımcıları da aldatmayalım! Kısıntılar uygulandığında, üretimler düşürüldüğünde aynı sektöre yatırım yaptırmak sorumluluğu imar ve çevre komisyonları mı alacak? Ç.D.P başında uygulamadan sorumlu yöneticiler sorumlu tutulmayacak mı? "PİLOT" plana sahip çıkan ve uygulama olduğunu da UNUTMAYIN..