ÇEVRE DÜZENİ PLANI RAFA KALDIRILACAKTI DA, NEDEN YAPILDI?

ŞADİ ERDAL

 

On beş gün evvel kanalları gezerken Olay Televizyonunda “Bursa nasıl bu hale geldi” isimli programı seyrettim. Benim açtığımda programın başladığı epey zaman olmuş olmasına rağmen yinede mühim konulara temas edildiğine şahit oldum. Bursa'da 1970'li yıllardan itibaren Belediye Başkanlığı, milletvekilliği yapanlar ile gazeteciler konuşturuldu. 1950'li yıllarda Bursa'nın tarihi yapısıyla verimli arazilerinin yok edilmemesi için bir proje yapılmış. 1960 ihtilaline kadar projeye uyuluyor. İhtilalden sonra proje rafa kaldırılıyor.

1968 yılında Bursa Belediye Başkanı olan programda konuşturuldu. “Ben Adalet Partisinden Belediye Başkanı seçildim. Şu anda Nilüfer İlçesi Bursa Merkeze 10 km uzaklıkta bir köydü. Yine vakıf köy, panayır köyleri 10 km. Uzaklıkta köylerdi. Ben ruhsatsız Hiçbir eve elektrik, su vermedim, yol yapmadım. Yani Belediye hudutları içersinde imarsız yapıya izin vermedim. Şehrin tarihi yapısının bozulmasına da izin vermedim. 1969 seçimlerinde Adalet Partisi iktidara geldi. Demirel Başbakan oldu. Bir müddet sonra kabinede Dışişleri Bakanı olarak yer alan İhsan Çağlayangil Bursa'ya geldi. Parti teşkilatlarıyla beraber bir toplantı yaptı. Toplantıdan evvel şöyle düşündüm. Belediye olarak izinsiz yapılara müsamaha göstermediğimiz için herhalde bizi yani Belediyemizi tebrik ederler. Toplantı başladı Çağlayangil “Size Sayın Demirel'in selamlarını getirdim. Başbakanımız Demirel derki; “Tavuk kümeslerine bile bu devirde elektrik, su bağlanıyor, Bursa'dan bu konularda şikayet istemiyorum” Meğer bizi Başbakan'a kadar şikayet etmişler. Başbakan böyle söylerse ben Belediye Başkanı olarak karşı durabilir miyim. İpin ucu ondan sonra kaçtı. Bursa her geçen gün tanınmaz hale geldi” diyor.

Daha sonra konuşanların, tamamı Bursa'nın tarihi evlerinin yok olmasından ve tarım arazilerin sanayi bölgesi olmasından şikayetçi oldu. 1970'li yıllarda Bursa Milletvekilliği yapan Hüseyin Sungur Beyefendi, fiyat ve Reno fabrikalarının Bursa'ya kurulması için çok uğraştığını ve bugün pişmanlık duyduğunu söyledi.

Konuşanların hepsinin söylediklerini yazmaya yerimiz müsait değil. Sanayinin kurulmasına karşı geldiğimiz anlaşılmasın. Plansız sanayileşmenin de şehirleri ne hale getirdiği komşu il Bursa'yı göz önüne almakta fayda var.

1970'li, 80'li,90'lı ve iki binli yıllarda Belediye Başkanlığı ve Milletvekilliği yapanlar programda konuşturuldu. Hepsi de Bursa'nın bugünkü halinden şikayetçiydi.

“Sen şu işe bak” adı altında sahifemizde yer alan yazıyı görüyorsunuz. Orman Genel Müdürü Orman ve yeşil alanları çoğaltacaklarını söylüyor. Yeşilliğe ve ormana ihtiyacımız olmasa niye çoğaltmaya uğraşalım. İlimiz yeteri kadar Orman ve yeşilliğe sahip. Tarım arazisi bakımından zenginiz diyemeyiz. Çevre Düzeni Planını bir an evvel uygulamaya konmalıdır. Aksi halde sahip olduğumuz yeşillikleri, ormanları ve kıt kanaat sahip olduğumuz arazileri kaybedebiliriz.

Bugün Çevre Düzeni Planını uygulamakla görevli olanlar geç kalırlarsa ileride, bir zamanlar Bursa'da idarecilik yapıp da Bursa'yı korumakta acizlik gösterenler gibi ah, vah demek durumunda kalırlar

Çevre Düzeni Planını bu iktidar yürürlüğe koydu. İktidarın getirdiği elemanlarda plana uymaları gerekir diye düşünüyorum.

 

TAŞI GEDİĞİNE-1

Kuruluş tarihini hatırlayan oldu mu?

Bir tek kişi o günü kutladı. Gazetemiz yazarı, ilimizin çok değerli Müftüsü Necati Tayyar Taş Hocam Cuma günü gazetemizde 27 Ocak 1299 tarihini Osmanlı'nın kuruluş tarihi olduğunu hatırlayarak örnek bir davranış sergiledi.

-Tebrikler hocam.

TAŞI GEDİĞİNE-2

“Hepimiz Ermeniyiz” diye sokaklara döküldüler.

Fransızlar Ermeni Soykırımını suç sayan kanunu çıkarttılar adamlardan çıt çıkmadı.

-Gerçekten Ermenilermiş...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.