Spor, insan vücuduna birçok yararı bulunan ve düzenli şekilde yapmamız gereken bir aktivitedir. Beden sağlığına iyi geldiği gibi ruh sağlığı içinde oldukça gereklidir. Üzerimizde ne kadar kötü enerji varsa atmamıza yardımcı olan en güzel aktivitedir.
Spor yapmaya ne kadar erken başlarsak vücudumuz açısından o kadar iyi olmaktadır. Sporu kesinlikle alışkanlık haline getirmeliyiz.
Yüzmek, koşmak, yürüyüş, jimnastik gibi her insanın yapabileceği standartlarda birçok spor dalı bulunmaktadır. Sizler kendinize en uygun olanı seçip, seçtiğiniz dala göre en fazla 40-50 dakika yapmanız vücut sağlığınız için yeterli olacaktır.
Özellikle çocuklarda spor çok önemlidir. Zira çocuklarımızın spor yapması fazla enerjilerini boşaltmalarına ve bu sayede derslerinde daha verimli ve aktif olmalarına imkân tanımaktadır.
Bilecik gibi küçük ve imkânları ne yazık ki kısıtlı olan ilimizde de bence çocuklarımızı teknolojik aletlerin kötü etkisinden kurtarmak ve enerjilerini atmak açısından en önemli aktivite spordur.
Bu haftaki köşe yazımda Cumhuriyetin ilk yıllarında Bilecik’teki spor faaliyetlerini anlatmaya çalışacağım.
Ancak bu konuya geçmeden önce geçtiğimiz hafta ilimizde gerçekleşen okullar arası yüzme yarışlarına değinmek istiyorum.
Evet, geçtiğimiz hafta ilimizde okullar arası yüzme yarışları gerçekleşti.
Eminim ki birçoğunuzun haberi dahi olmadı. Olmaması da belki doğal. Şayet çocuğunuz, bu yarışlara katılmadıysa nereden bileceksiniz.
Ama işin ilginç yanı değerli il protokolümüzün ve Okul idarecilerimizin de bu yarışlardan bihaber olmasıydı.
Ya da onlar için bu küçük çocukların, büyük mücadelesinin pek bir önemi yoktu.
Sabahın erken saatlerinde uyanan, belki de heyecandan gece uyuyamayan genç sporcular, kahvaltılarını yapıp devletimizin yapmış olduğu son derece güzel Kapalı Yüzme Havuzuna geldiler.
6 yaşından 16 yaşına kadar birçok genç havuzda yarıştı. Kimisi güldü, kimisi üzüldü. Ama şurası bir gerçek ki hepsi büyük bir özgüven kazandı.
Yüzme Havuzunun seyirciler için ayrılmış kısmını ise aileler hınca hınç doldurmuştu. Ancak gelin görün ki Protokol için ayrılan kısımda bir kişi dahi yoktu.
Bilecik gibi ulaşım konusunda bir yerden bir yere gitmenin 5-10 dakika sürdüğü bir şehirde ilin kıymetli protokol erkânı ve Milli Eğitimde ki okul idarecileri ne yazık ki bu çocukların sevincine ortak olmak için değerli zamanlarından 30 dakika ayıramamıştı.
Nihayet madalya törenine geçildiği sırada Bilecik Gençlik ve Spor İl Müdürümüz salonu teşrif edebildi. Galiba kendisine geç haber verilmiş. Beyan esastır, kabul ettik.
Bu arada 4-6 Mart 2022 tarihlerinde yani geçen hafta Cuma-Pazar arası da Bilecik’in bu genç yetenekleri Eskişehir’de gerçekleşen Ulusal Gelişim Projesi Yüzme Yarışlarına katıldı.
Elbetteki bundan da haberdar değilsiniz.
Nasıl dereceler elde etti derseniz?
Bilecikli bu minik çocukları teşvik etmek, özendirmek veya sevdirmek amacıyla il Protokolümüz veya Okul idarecilerimiz ne yaptı ki? Ne bekliyor şeklinde bir cevap vermem gerekir dimi?
Ancak sonuç enteresan bir şekilde böyle olmadı.
Bilecik’ten yarışmalara katılan (11-12 yaş grubu) bütün çocuklar Eskişehir gibi imkânları son derece geniş olan bir ilde katıldıkları tüm branşlarda birincilikler elde etti.
Dikkat kesilirseniz, Eskişehir de il birincisi oldu diyorum.
Bence müthiş bir şey bu…
Elbetteki hiçbir başarı tesadüf değil.
Bu çocuklar haftanın 6 günü okuldan çıktıktan sonra Yüzme Antrenörlerinin direktifleri doğrultusunda antrenmanlara katılıp var gücüyle çalışıyor. Hatta tatil dönemlerinde sabah 7 ve akşam 5 olmak üzere çift antrenman yapıyor.
Bu nedenle İl Gençlik Spor Müdürlüğü bünyesinde Kapalı Yüzme Havuzunda bu çocukların yetişmesi için büyük çaba sarf eden, özveriyle çalışan ve görevini layıkıyla yerine getiren, Yüzme Antrenörlerinden, başta Uğur Özdemir olmak üzere, Didem Can’ı, Ümit Çolak’ı, Derya Kutlu Çakır'ı tebrik ediyor ve kendilerine teşekkür ediyorum.
Hakikaten bu başarının mimarları burada görev yapan bu antrenörler. Hatta bütün çalışanlar.
Bu arada okul yarışlarında derece yapan çocuklarımıza en azından sonrasında, okul idarecilerimiz başarıyı teşvik edecek veya ödüllendirecek bir şeyler yaparak bu küçük kalplere dokunsa güzel olmaz mıydı?
Bu noktada Vezirhan İlk Öğretim Okulu idarecilerini tebrik ediyorum. Zira Bükre Duru isimli 2. Sınıf öğrencisi haftanın 6 günü Vezirhan’dan annesiyle birlikte otobüsle Bilecik Yüzme Havuzundaki antrenmanlara gelip 3 yarışında da 1.ci olmuştur. Okul idarecileri ise küçük Bükre’nin başarısı dolayısıyla 1 Hafta boyunca kantinden bedava alışveriş yapma hediyesi vermiştir.
Bütün sporcular arasında bu ödülün konuşulması ne kadar ilginç değil mi?
Şimdi düşünelim, biraz da destek olup bu çocukları teşvik etsek acaba milli takıma Bilecik’ten birkaç sporcu daha kazandıramaz mıyız? Neden olmasın…
Gelelim bu haftaki köşe yazımızın asıl konusuna…
Cumhuriyetin kuruluş yılları malumunuz olduğu üzere son derece çalkantılı, sıkıntılı yıllar. İnsanların spor düşünmek gibi bir lüksü yok. Çünkü asıl yapılması gereken yanmış yıkılmış olan şehrin imarı, ya da hastalıklara karşı korunup hayatta kalabilmek.
Ancak buna rağmen Bilecik’te enteresan bir şekilde birçok spor dalının varlığı göze çarpmakta. Zira gençlerin belki de tek eğlencesi spor.
Bu nedenle de Futbol maçları, At yarışları ve Güreş müsabakaları yapılmakta.
Mesela 1931 yılında Bilecik’te 6 Futbol takımı yer almakta. Spor Bölgesi başkanlığını ise Nihat Torumtay yapmakta.
O günün koşullarında devletimiz yine kısıtlı imkânları ile Bilecik’te 4 Ekim 1932 tarihinde bir spor sahasının açılması için çalışmalara başlamış ve 1933 yılında bu spor tesisini bitirerek gençlerin hizmetine sunmuştur. Bugünkü stadyumun olduğu yere, alanı 63 x 111 olan bir futbol sahası inşa edilmiştir.
Bilecikli gençlerin spor müsabakalarına olan bu merakı Bilecikli esnafların da dikkatini çekmiş ve 4 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberde; Esnaf’ın bir spor kulübü kurduğu bilgisi paylaşılmıştır. Haberden de anlaşılacağı üzere kurulan bu spor kulübünün ismi de ESNAF SPOR ’dur.
Daha öncede ifade ettiğimiz üzere Bilecik’te birçok spor dalı mevcuttur. Bunlardan birisi de At yarışlarıdır. Özellikle Söğüt, Pazaryeri ve Bozüyük ilçelerimizde at yarışları müsabakaları düzenlenmiştir. At yarışları Türkün ata sporlarından biri olduğu için Bilecik halkı tarafından büyük rağbet görmüştür. İlin valisi, ilçelerin kaymakamları ve daha birçok devlet erkânı bu yarışları izlemiş ve başarılı olan sporculara ödüllerini bizzat kendi elleriyle vermiştir.
Hatta belki bilmeyenler vardır. Onlar için de bir anekdot olarak paylaşayım.
Her yıl 1 Nisan günü yapılan İnönü Muharebesini anma merasimlerinin gerçekleştiği yerdeki şehitlik anıtı da At koşusu müsabakalarından elde edilen gelirlerle yapılmıştır.
5 Mayıs 1935 Tarihli Ulusal Birlik (İzmir) Gazetesi Sayfa 4
Son Posta Gazetesi 17 Nisan 1937, s.5
Bunun yanında Bilecikli Spor takımlarından bir de Bando takımı kurulmuştur. Aşağıda gördüğünüz gazete haberinde; Üç ay da yetiştirilen bu bando takımının 40’a yakın parça öğrendiği ve Bilecik’te konserler verdiği ifade edilmektedir.
Cumhuriyet Gazetesi 15 Aralık 1935, s.6.
Tan Gazetesi 9 Ağustos 1937, s.8
Bilecik’te yapılan spor müsabakalarından bir diğeri ise yağlı güreşlerdir. Evet, bugün Edirne Kırkpınar Yağlı güreşleri denildiği takdirde birçok kişi tarafından bilinir. Ama Bilecik’te yağlı güreşlerin yapıldığını ifade etsek ya da bu müsabakalara birçok yabancı sporcunun katıldığını söylesek herhalde çoğu kişi bu noktada şaşıracaktır.
Evet, Bilecik’te Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yağlı güreşler yapılmıştır.
Hatta Amerikalı, Bulgar ve Romen sporcuların da katıldığı bu müsabakalar son derece ilgi çekmiştir.
Bununla birlikte yağlı güreşler ile ilgili haberler Türk basınında geniş yer bulmuştur. Hatta bazı sporcuların güreş müsabakalarından kaçtığı şeklinde haberlerde yer almıştır.
Tan Gazetesi 3 Haziran 1937, s.6
Tan Gazetesi 3 Haziran 1937, s.6
Türk Dili Gazetesi 27 Mayıs 1938 Sayfa 1
1938 yılına gelindiğinde Bilecik Spor Bölgesi Başkanı Nihat Torumtay’ın sağlık sorunları sebebiyle görevini bırakması üzerine yerine Vecihi Divitçi’nin geçtiğini görmekteyiz. 1938 yılında Bilecik’te 13 Futbol takımı bulunmaktadır. Ayrıca Bilecik’te Voleybol ve Jimnastik sahaları da tesis edilmiştir.
Belki de en dikkat çekici bilgilerden birisi de Bilecik Sporu temsil eden Futbol takımının renkleri Kurşuni ve Turuncu’dur.
Gençlerin en önemli aktivitesinin spor olması dolayısıyla yakın il ve ilçelerdeki futbol müsabakalarına gittiğini de görmekteyiz. Nitekim aşağıda yer alan gazete kupürlerinde Bilecikli sporcuların Gölpazarı ve Yenişehir de yaptığı futbol maçlarının haberi verilmiştir.
Tan 29 Mayıs 1937, s.6.
Gördüğünüz üzere cumhuriyetin ilk yıllarında son derece zor şartlarda dahi spor, Bilecik halkının en önemli aktivitelerinden birisi olmuştur. Hatta bugünkü imkânlar düşünüldüğünde o dönemin Bilecik’in de, halkın daha sosyal olduğu bile ifade edilebilir.
Şayet bugün bizler geleceğimizin teminatı olarak gençlerimizi görüyorsak, onları iyi bir şekilde yetiştirmek ve motive etmek temel hedefimiz olmalıdır. Başarının ödüllendirilmesi hiç şüphesiz yeni başarılara kapı aralayacaktır.
Aksi takdirde bugünün gençleri yarın bizlere; Ne ektiniz ki, ne istiyorsunuz diye hesap soracaktır.
TÜRK ÇOCUĞU İLGİLİLERİN, İLGİSİZLİĞİNE TERKEDİLEMEYECEK KADAR MÜHİMDİR…
Haftaya yeniden görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın.