Dil ve konuşma gecikmesi bulunan ikiz kardeşlerin sandalyeye bağlanmış görüntülerinin ortaya çıkmasıyla ilgili olayın yankıları devam ediyor.
Olayın yaşandığı Özel İpekyolu Anaokulu’nun açıklamasının ardından sessizliğini bozan Baba Oktay Tarakçı, süreci yakından takip ettiklerini belirterek, yetkili kurumları bir an evvel yaptırımları açıklamaya davet etti.
Baba Tarakçı mevzuata uymadığı gerekçesiyle kurumun tedbiren kapatılması gerektiğini ifade ederek, kendilerine yöneltilen iddialara cevap verdi. Konuyla ilgili gazetemize konuşan Tarakçı, “Yavuz hırsızın ev sahibini bastırmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Tarakçı ayrıca çocuklarının bağlandığı, aç bırakıldığı ve başkaca ihmallerle ilgili savcılığa gerekli ifadelerin verildiğini bildirdi.
Bilecik kamuoyu başta olmak üzere ülke gündemine oturan olayla ilgili Baba Oktay Tarakçı’nın gazetemize verdiği röportajı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Bilecik'te faaliyet gösteren özel bir anaokulunda sandalyeye bağlanan özel gereksinimli ikiz kardeşlerin görüntüsü başta Bilecik kamuoyu olmak üzere ülke çapında büyük yankı buldu.
Yaklaşık 2 hafta önce çocukların ailesi tarafından sosyal medyada paylaşılan fotoğraf, basının ilgisiyle beraber çok büyük kitlelere ulaştı. Aradan geçen zaman zarfından olayla ilgili adli ve idari tahkikat sürüyor.
Geçtiğimiz hafta sonu bahse konu İpekyolu Anaokulu avukatları aracılığıyla bir basın açıklaması yapıldı. Bu süreçte en çok merak edilen ise ailenin neler söyleyeceği idi. Kurum tarafından yapılan açıklama sonrası sessizliğini bozan baba Oktay Tarakçı, “Yavuz hırsızın ev sahibini bastırmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Oktay Tarakçı, gazetemize yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
‘MEVZUATA UYMAMASI NEDENİYLE KAPATILMASI GEREK’
“Öncelikle belirtmek isteriz ki, çocuklarımızın başına gelen bu olay bizleri ve olayı öğrenen herkesi dehşete düşürmüş, toplum vicdanını derinden yaralamıştır. Olayı öğrendiğimiz andan itibaren sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılması için gerek savcılık, gerek Aile Bakanlığı ve gerekse Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde başvurular yapılmıştır. Olay adalete intikal etmiş ve konuya ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığınca müfettiş görevlendirilmiştir. Çocukların ailesi olarak adli süreci yakından takip ediyoruz. Çocuklarımız yaşadıkları menfur olay nedeniyle şu an psikolojik destek almaktadırlar. Bu tür olaylar çocuklarımıza nerede olursa olsun sahip çıkmamız gerektiğini gösteren ibretlik olaylardır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması, yaşanan olayların bireysel değil toplum vicdanını yaralamış bulunması ve en önemlisi bizlerin ve toplumun geleceği olan masum çocuklarımızın vücut bütünlükleri ve psikolojilerine hançer saplamak olduğu yönüyle sosyal devlet ilkesi gereği İl Milli Eğitim Müdürlüğünün tedbiren olayın içinde bulunan kişi ve kimseleri öncelikle görevden uzaklaştırması ve pek çok emsali olmakla birlikte anaokulunun bu olayla ortaya çıktığı üzere hiçbir yönüyle mevzuata uymaması nedeniyle kapatılması gerek bizim, gerek kamuoyu vicdanının sesidir. Konu ile ilgili idari soruşturma yeterli değil, en kısa sürede yaptırımlarının da kamuoyuna açıklanması gerekmektedir. Bu konunun takipçisi olacağımızı belirtmek isteriz.
‘DEVLETİMİZİN ÇOCUKLARIMIZIN HAKKINI ARAYACAĞINA GÜVENİMİZ TAM’
Söz konusu eğitim kuruluşunun yaptığı basın açıklaması tarafımızca da medya üzerinden takip edilmiş ve hakkımızda gerçeğe aykırı ve mesnetsiz bir takım iddialarda bulunulduğu üzülerek öğrenilmiştir. Savcılık dosyasında gizlilik kararı yoktur ve savcılık dosyası incelendiğinde; söz konusu eğitim kurumunda stajyer öğretmenlik yapmış 4 kişinin savcılığa verdiği ifadelerde, olaylara şahit oldukları, çocuklarımızın bağlanma olayı, aç bırakılmaları, kız çocukları da dahil olmak üzere tüm çocukların altlarının sınıfta herkesin içinde değiştirildiği, elektrik kabloları vb. çocukların oynayabileceği hayati tehlike arz eden kabloların açıkta bırakıldığı hususları dahil tüm olayları detayları ile anlattıkları görülecektir. Kaldı ki, çocukların altlarının sınıfta herkesin içerisinde değiştirildiğine dair video kayıtları ve çocuklarımızın ikisinin de sandalyeye bağlandığına dair resimler mevcuttur. İlgili eğitim kurumunun, sanki haklarında komplo kurulmuş ta karalama kampanyası yapılıyormuş gibi gösterme gayretleri kendilerini koruma amaçlı olup, bizi savcılığa şikayet etmeleri de bizleri sindirmeye yönelik hareketlerdir. Eşim akademisyen ve ben de özel bir şirkette olarak çalışmaktayım. Biz kendi işinde ve gücünde olan ortalama bir Türk ailesiyiz. Çocuklarımızın başına gelen bu olayların, diğer insanların çocuklarının da başına gelmemesi için, başka çocuklar da bizim çocuklarımızın yaşadıklarını yaşamasın diye ve suçu ihbar yükümlülüğümüz kapsamında sosyal medya üzerinden ilgili kurum ve kuruluşların bilgisine sunmuş bulunmaktayız.
Anadolu deyimiyle; yavuz hırsızın ev sahibini bastırmasına izin vermeyeceğiz. Bu çocuklar hepimizin çocukları. Bu konuda bizim devletimize ve devletimizin çocuklarımızın hakkını arayacağına güvenimiz tam. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”