“ Çevre ve Orman Bakanlığı eş güdümü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile birlikte yürütülmekte olan ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından onaylanan “RİO Sözleşmeleri” kapsamında değerlendirilmesi projesine ilişkin başlangıç çalışması 23 Şubat 2009 tarihinde Ankara’da yapılmıştır.
Yukarıdaki belirtilen projede üç sözleşme söz konusudur. RİO sözleşmeleri diye bilinmektedir. “BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE VE ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMELERİ” hakkında çalıştaylar (kongre denilebilir.) 19 Haziran 2009 tarihinde yine Anakara’da yapılmıştır. Her iki çalışmada TEMA VAKFI da çağrılı olarak katılımcı-konuşmacı bulunmuştur. Çölleşme ile mücadele konusunda Prof. Dr. Mahmut YÜKSEL ve iklim değişikliği konusunda TEMA VAKFI danışmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Mahir GÜRBÜZ ilgili konular hakkında TEMA VAKFI’nı temsilen bulunmuşlardır.
İklim değişikliği, çölleşme ile mücadele ve biyoçeşitlilik sözleşmeleri ile ilgili olarak oluşturulan üç ayrı grup çalışmasında varılan ortak sonuçların bazıları aşağıda özet halinde belirtilmiştir.
İklim değişikliği kapasite değerlendirme çalışma grubu;
-Konuya “iklim değişikliğini yaratan süreçler, bundan etkilenen süreçler ve etkilerini azaltmayı öngören çözüm süreçlerine” üç temel eksende yaklaşmak gerekir.
-Sorun yaratanlar; karar veren odaklar, enerji, sanayi ulaşım gibi sektörler ve yatırımcılar.
-Sorundan etkilenenler; ormanlar ve orman köylüleri, tarım ve tarım üreticileri.
-Çözüme katkıda bulunacaklar; STK kuruluşları, Bakanlıklar ve DPT gibi kamu kurum ve kuruluşları, sektörel dernekler.
Kapasite artırım sürecinde Çevre ve Orman Bakanlığı’nda İklim Dairesi oluşumu, STK’ların etkin rol alması etkin eğitim vb. Konulardır.
Her üç sözleşmede ortak payda TOPRAK KAYNAĞI, SU KAYNAĞI, ORMAN VARLIĞI dır. Ayrıca her üç sözleşmede de gerekli siyasi iradenin oluşumu, hukuksal çerçeve oluşumu, kurumsal yapı oluşumu ve bilinçlendirme gibi kesişen konular bulunmaktadır.
Biyolojik çeşitlilik dünya ekosisteminin tamamı için çok önemli bir konudur. Bu nedenle, biyoçeşitliliği önemli etki yapacak, iklim değişikliği sonucunda kuraklık ve çölleşme birlikte ele alınmışlardır. İklim değişikliğinin önemli bir geniş sahada kuraklık ve çölleşme yaratmakta olduğu, daha da genişleyeceği bilimsel olarak kabul edilmiştir. Konunun önemi nedeni ile B.M. tarafından yüzü aşkın ülkenin toplu olarak hareket edilmesi kararlaştırılmış, aralarında sözleşme imzalanmıştır. Türkiye de bu sözleşmelere imza atmıştır. Ayrıca emisyonlar, sera gazları konusunda da KYOTO Anlaşması da yapılmış, RİO Anlaşmasına imza atan birçok ülke her iki grup anlaşmayı kabul etmişlerdir.
Kamuoyuna, medyaya ve STK’larına, akademisyenlere düşen görev ve sorumluluk, bu anlaşmaları okumak, takip etmek sonuçlarının izlenmesini sağlamaktır.
Enerji, Sanayi, atıkların, sera gazlarının ve Belediyelerin, ilgili Bakanlıkların hepimizce, etkilenenler olarak izlenmesi önemli konu olmaktadır. Yatırımların sektörel dağılımlarında, İL ÇEVRE DÜZENİ planları, Nazım Planların, uygulamalı İmar Planlarının, toprakların kullanımı, orman-mera alanlarının korunması ön planda tutularak hazırlanmalıdır.
Çölleşme insanlık tarihinin sonu olacaktır. Biyoçeşitlilik sona erdiğinde insan türü de tüm canlılardan önce yok olacaktır.