Son günlerde dinimize saldırmak moda oldu. Bu saldırıların şu anki son noktası Sezen Aksu. Aksu, insanoğlunun ataları meleklerin secde ettiği Hz. Adem (a.s.) ve Hz. Havva (a.s.)’ı sözüm ona cahillikle hitap ederek alaya alıyor.
Peki bu edep yoksunu insanlar Adem babamız ve Havva anamıza saldırmanın tepkisini göreceklerini bilmiyorlar mı? Elbette ki biliyorlar. Fakat İslâm’a saldırmanın tepkisini ölçüyorlar.
Bu tepkilerini bazen siyasetçiyle, bazen sanatçıyla nabız yoklayarak yapıyorlar.
Bundan 20, 30 hatta 40 sene önce terör örgütleriyle adının bile anılması mümkün olmayan şahsiyetler zamanla alıştıra alıştıra savunur konuma getirildi. PKK illetine canı pahasına en önde süngüyü takıp gidecek insanları bugün terörü sevici konuma getirildi. İslâm’a dil uzatma sevdalarının sonu da aynı çalışmanın bir yolu.
İnsanlığın atası, peygamberimize sarf edilen bu cümlelerle, toplumun bir kısmı kin beslemiş durumdayken, bir kısmı da büyük sanatçılarına, minik serçelerine sahip çıkalım moduna girmiş. Tepkimiz sert olmazsa, bu tür akınların devamı gelecektir.
Yüzde 99’u Müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Ama yapılan tepkilere baktığımız zaman 1-2 günde üstü örtülmeye başlanıyor bile. Devlet nazarında İslâm’a laf söyleminin cezai müeyyidesi olmalı. İslâm’a sövmekten başka fikri olmayanlar, İslâm’a laf söyleme özgürlüğünü kendilerinde hissetmemeli.
Ülkemizde, bu milletin ekmeğini yiyen, suyunu içip dizginine sarılan, çok insan gördük. Saman altından su yürütüp, en küçük fırsatları değerlendiren hainlerin ihanetlerini yaşadık.
Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi;
“Deden bile söndüremedi İslâm’ın nurunu
Sen mi söndüreceksin Ebu Cehil’in torunu”