Adaletten kalkınmadan bahsedeceksin, vatandaşa demokrasi dersi vereceksin, ama gel gelelim kendi içinde kendi ilçe teşkilatında demokrasinin D’sinden söz edilmeyecek. Bu ne tezat, ne garip bir çelişkidir. Birileri listeleri hazırlayacak, oluşturacak başına da teşkilatın değil de kılavuzların önerdikleri isimler getirilecek. Daha sonra da çıkıp demokrasiden bahsedilecek. Yapmayın beyler………
Geçtiğimiz hafta Bozüyük’te AK Parti açısından önemli gelişmeler yaşandı. Özellikle son altı ay içerisinde yaşanan gelişmeler parti içerisinde içten içe huzursuzluğu tetikliyordu. Bu huzursuzluk referandum sonrasında iyice su yüzüne çıkarken sıkıntılar hat safhaya ulaştı. Milletvekilinin tüm bu yaşananlar karşısında duyarsız ve umursamaz tavırlarını sürdürmesi sonrasında ilçe teşkilatı baskılara daha fazla dayanamayarak toplu olarak istifa etti. İstifalar kimine göre bir diyetti, kimine göre ise bir eziyet..!
Hafta içerisinde yaşanan bu istifalar kamuoyunu o kadar meşgul etti ki bazı siyasi parti ilçe başkanları bile bu konuda açıklama yapma gereği hissettiler..! Ancak nedendir bilinmez bu istifalar asıl ilgilendirmesi gerekenleri hiç ilgilendirmedi. Sizin ne derdiniz var? Niye bu şekilde toplu olarak istifa ediyorsunuz? diyen olmadı. İstifalar bazılarınca sanki günlük olağan bir gelişmeymiş gibi algılandı. Çeşitli gerekçelerle istifa eden teşkilat sanki Ak Parti teşkilatı değil de muhalefet partisi teşkilatı….
Hafta sonu gerek referandum sonuçlarını değerlendirmek gerekse yaşanan istifaları araştırmak üzere geldiği söylenen genel merkez yöneticilerince ilde toplantılar yapılarak görüşmeler yapıldı. Ancak genel merkez yöneticilerince referandumda neden hayır çıktığının araştırılmasından çok ne alakaysa ilde muhalefet kanadının eridiği gösterilmeye çalışılıyor. İstifa eden ilçe başkanı ve ilçe teşkilatı da bize de neden istifa ettiğimizin gerekçeleri sorulacak diye günler öncesinden hazır kıta bekliyor. Ancak kapılarını çalıp da siz neden böyle bir eylem girişiminde bulundunuz? diyerek kapıyı çalan olmuyor.. Sözde referandumda neden hayır çıktığını araştırmak ve teşkilatın toplu istifasını değerlendirmek için gelenler geldikleri gibi gidiyorlar. Ve AK Parti de demokrasinin ne olduğunu çok iyi ifade ediyorlar.
Diğer taraftan şimdi ise istifaların ardından hem kılavuzlar hem de teşkilat mensuplarınca yeni bir ilçe başkanı ve yönetim kurulu oluşturma çalışmaları sürdürülüyor. Bu çalışmalarında önümüzde ki birkaç gün içerisinde tamamlanması bekleniyor. Şayet teşkilatın önerdiği ve oluşturduğu isimler görev alırsa pek ala sorun yok gibi görünüyor. Ancak mevcut kılavuzların çalışmalarıyla şekillenecek bir teşkilat sonrasında diyet sadece eski ilçe başkanı ve teşkilatın toplu istifası ile ödenecek gibi görünmüyor. Bu çerçeve de partiden büyük kopmaların yaşanacağı olasılığı üzerinde duruluyor. Yaklaşık 8-9 ay sonra bir genel seçim olacağı düşünüldüğünde de hem Ankara hem de Poyraz’ın ne yönde bir karar vereceği merakla bekleniyor.
Bu hafta ki yazıma, kendilerini besleyen millet tarafından, halkına yabancılaşması gerekçesiyle yok edilen Yeniçeri ordusu’nun hikayesinden kısa bir kesit’le son veriyorum
“Yeniçeri ordusu, Osmanlı’yı cihan devleti yapan orduydu. Bu nedenle yeniçeriler kendilerinin devlet için ne denli vazgeçilmez olduklarını iyi bilirlerdi. Bu durum onlarda aşırı bir gurura ve şımarıklığa yol açtı. Ne söz dinlediler, ne hukuk. Kendilerini hukukun/şeriatın üstünde gördüler. Devlet içinde devlet oldular. Önceleri “milletin ordusu” idiler. Sonraları milleti “ordunun milleti” yerine koydular. En sonunda “millete karşı devlet” haline geldiler.
Dün milletin değer ve menfaatlerini savunurken, gün oldu kendi menfaatlerini milletin değer ve menfaatlerinin üstünde görmeye başladılar. Evvelce milletin inanç ve değerlerinin güvencesiydiler. Fakat git gide milletin inanç ve değerlerini tehdit eder hale geldiler.” Kendilerini besleyen milleti tehdit ettiler. En sonunda millet tarafından yok edildiler.
Yeniçeri ordusunun hikayesi, halkına yabancılaşmanın, dahası halkına yabancılaşanların ilelebet yaşayamayacağının net bir göstergesidir…….
SAYGILARIMLA.