Ekonomik tedbirler sonrası döviz ve altında ki hissedilir düşüş vatandaşı bir nebze de olsa umutlandırdı. Kısa vadede alınabilecek üç beş karardan birisiydi açıklanan. İşin içinde faiz olduğu için doğru bir karar demek mümkün değil. Kapitalist düzenin getirdiği son noktalardan birini daha yaşamaktayız.
Açıklanan tedbir paketi sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebatiyi basının önünde sık görür olduk. Sayın Bakan’ın yapmış olduğu açıklamaları hayretle takip ettik. Nurettin bey gibi kibar birine bu tahdirkar sözleri yakıştıramadım. Maliye’nin sopası geliyor ha… diyerek sarfettiği sözler ileriki dönemde partisine de büyük zarar verecektir.
Ne demişti sayın Nebati; “Jet hızıyla çıkardılar fiyatları, öyle yamaç paraşütüyle gezer gibi ortalıkta dolanmasınlar. Fiyatlar, aşağı hızlı bir şekilde inecek. Yoksa geliyor gelmekte olan… Hazine ve Maliye’nin sopası.”
Sayın Bakanım doğru söylüyorsunuz. Fiyatlar jet hızıyla çıktı. İnen de aynı hızda inmedi. Fakat takdir edersiniz ki, döviz de çıkış noktasına kadar inmedi. Üreticinin maliyeti sadece dövizin yükselişiyle artmıyor. Elektrik, kira, personel, SGK, mazot. Tüm bunlarda da artışlar artarak devam etti.
20 Aralık’ta ilk hamleyi yaptınız, fakat sonraki günlerde üretime yönelik somut adımları bekledik, o adımları göremedik. ‘Fiyatları düşürün’ demekle düşmeyeceğini ticaretin içinden gelen bir siyasetçi olarak en iyi sizin bilmeniz gerekir. Ortada üretim varsa, piyasa dengesini bulur. Arz talep dengesini sizin gibi yıllarını siyasete vermiş bir insan iyi bilmeli.
Vatandaşın en çok şikayeti market fiyatlarınki yükseliş. Un, şeker, yağ vb. ürünler. Un için buğday ekimi yapıldı. Tohumuna destek artık geç. Fakat çiftçi buğdaydan daha iyi bir ürün alabilmesi için gübre atması gerekiyor. Gübre fiyatlarını Tarım Kredi Kooperatiflerinden öğreniverin. Ayçiçeği ekimine 3-4 ay kaldı. Tohum desteği sağlayın, satışı yapılamayan ürünü de Tarım Kredi Kooperatifleri olarak da alım garantisi verin, çiftçi bakın her bir karış toprağını nasıl ekiyor. Pancar ekim kotasını kaldırın, eskiden olduğu gibi, üretici pancarını üretip şeker fabrikasına rahatlıkla satabilse ülkede şeker fiyatları bu kadar yükselir mi?
Saydığım bu üç örnekle bile çiftçiye yapılacak destekle market fiyatlarındaki ucuzluğu göreceksiniz. Sopa değil, desteği görelim. Vatandaş üretememekten, hükümet fiyat artışından dertli. Sayın bakanım, dengeyi korumak sopayla olmamalı.
Fakat sanayi içinde durum farklı değil. Örneğin Baskı sektöründe de kriz aynı. Aralık ayı enflasyonu %13.058, yıllık enflasyon %36,08 olarak açıklandı. Fakat kağıda gelen zam %168. Dövizin artış hızından daha fazlı bir yükseliş var. Kağıda döviz üzerinden zam üzerine zam geliyor. Dövizin indirim oranı kadar olsa bile, kağıdın eski fiyatlarına gerek dönmesi mümkün mü? Bu sopa ile olacak iş değil sayın Bakanım. Aydın’da açılan kağıt fabrikalarının devamının gelmesi gerekir.
Kurdun bildiği 40 türkü imiş, 40’ı da ayaz üzerineymiş. Ben bunu bilir, bunu söylerim. Üretim olmadan olmaz. Verdiğim örnekler tarım üzerinden oldu.