TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde yaşanan deprem felaketinin tarıma etkileri üzerine açıklamalarda bulundu.
TZOB Başkanı Bayraktar, açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:
"Ülkemizde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 9,1’i, tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın ise yüzde 15,1’i afet bölgesinden karşılanıyor.
TÜİK verilerine göre 2022 yılında 23,8 milyon hektar tarım alanının 3,8 milyon hektarı 11 ilimizde bulunuyor ve bu toplam tarım alanlarımızın yüzde 16,1’ine tekabül ediyor.
TÜİK verilerine göre 2021 yılında ülkemizin bitkisel üretim değeri 306,3 milyar iken bölgenin bu değere katkısı 64,1 milyar lira ile yüzde 20,9’dur.
Bölgede büyükbaş hayvan sayısı Türkiye toplam sığır varlığının yüzde 12’sini, küçükbaş hayvan varlığının yüzde 18’ini teşkil ediyor.
Bölge Türkiye’de üretilen temel tarımsal ürünlerin önemli bir bölümüne de ev sahipliği yapıyor.
Ülkemizde Antep fıstığının yüzde 82,7’si, pamuğun yüzde 72,7’si, narenciyenin yüzde 57,5’i, mısır ve bademin yüzde 33’ü, buğdayın yüzde 19’u ve zeytinin yüzde 16’sı bölgede üretiliyor.
Depremden etkilenen çiftçilerimizin mazot ve gübre destek ödemelerinin nakit olarak öne çekilmesini ve hayvansal üretime hayvan başına yem ve hayvancılık desteklerinin şubat ayında verilmesi ve sübvansiyonlu kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi kararını doğru bir adım olarak görüyoruz.
Ancak tarımsal üretimin sonraki süreçte sekteye uğramaması ve nakit sıkıntısının giderilmesi için bu ödemelerin bölgede artırılarak uygulanması, kredi borçlarının silinmesi de dâhil kredi kolaylıkları getirilmesi ve mali yönden tüm tedbirlerin alınması gerekiyor.
Bir yandan destek verirken, diğer yandan elektrik şirketlerinin üreticilerin mazot ve gübre destek hesaplarından enerji borcunu tahsil etmesi büyük tepkilere neden oldu.
Elektrik şirketleri büyük tepkiye neden olan bu uygulamaya derhal son vermelidir.
Bölgedeki çiftçilerimizin köyünü, tarlasını ve üretimini terk etmesi muhakkak önlenmelidir.
Bu bölgede üretimin azalması ülke genelinde gıda fiyatlarını artırır, ayrıca tarım sektörünün küçülmesine neden olur.
Bölgede yıkımın etkileri sıcaklığını korurken, özellikle ahırların, ağılların, hayvan barınaklarının yıkılması buradaki hayvanlara ve dolayısıyla üreticilerimize zarar verdi.
Tarımsal açıdan acil ve öncelikli yapılması gerekenlerin başında, açıkta kalan hayvanlara barınak temin etmek, onların yemini, suyunu ve elektriğini karşılamak, veterinerlik hizmetleri gibi diğer işlere öncelik vermek geliyor.
Hayvanların yok pahasına elden çıkarılmasını önlemek için devlet kurumları TİGEM, Et ve Süt Kurumu bu konuda daha etkin çalışmalıdır.
Çiftçilerimizin enkaz altında kalan makine ve ekipmanları zarar gördüğü için bu konuda da destek verilmelidir.
Zarar gören çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerinin olmazsa olmazı olan makine ve ekipmanları derhal yenilenmeli, bölgedeki üreticilerimiz kırsal kalkınma ve yatırım desteklerinden öncelikli yararlandırılmalıdır.
Gerekirse belirli yerlerde makine parkları kurulmalı, bir organizasyon dahilinde üreticilerin makine ve ekipman kullanımı sağlanmalıdır.
Köylere özellikle kış şartlarında ulaşımın zor olduğu ve depremin bölgesel olarak büyüklüğü dikkate alındığında bu durum önemli bir dezavantaj teşkil ediyor.
İnsanlara gıda, hayvanlara yem temini hususunda sıkıntılar yaşanıyor.
Bu konuda çalışmalar hızlandırılmalıdır.
TMO ve Tarım Kredi Kooperatifleri ellerindeki arpa ve diğer yemleri bölgeye sevk etmeye devam etmelidir.
Elektrik sistemleri, barajlar, kanallar, sulama sistemleri, içme suyu ve yol gibi zarar gören altyapının onarılması büyük önem taşıyor.
Özellikle tarımsal sulama mevsimi yaklaştığından üreticilerin mağdur olmaması gerekiyor.
DSİ bu konuda gerekli tedbirleri almalı, üreticilerin su sıkıntısına girmesini önlemelidir.
Ayrıca önemli bir narenciye üreticisi olan Hatay’da limon pazarlamasında sıkıntı oluştu.
Dalında kalan limonlar için Tarım Kredi Kooperatifleri gibi alıcı kurumlar devreye girmeli, üreticimiz mağdur edilmemelidir.
İlkbaharla birlikte kışlık ürünlerin gübre ihtiyacı olacak ve yazlık ekilişlerde tohum, mazot, gübre ve sulama gibi ihtiyaçlar belirecektir.
Hâlihazırda tarımsal üretime ve üreticilere yardımlar ve destekler sağlanmaktadır.
Ancak, çok yakında tarımsal faaliyetin yoğunlaşacağı düşünüldüğünde, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak her türlü tedbirin alınması gerekiyor.
Bölgede gübre başta olmak üzere girdi bayilerinin ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin dükkânları ve depoları zarar gördü.
Üreticilerimiz girdi arzında sıkıntı olduğunu söylüyor.
Bölgeye girdi sevkiyatı hızla yapılmalı ve çiftçilerimize ulaştırılmalıdır.
Çiftçilerimizin ihtiyaçları hızlı bir şekilde tespit edilerek karşılanmalıdır.
Tarımsal üretimde kalacak çiftçilere, tohum, ilaç gübre, elektrik ve sulama gibi girdilerin, en azından bu üretim sezonu için hibe destek olarak verilmesi, BAĞ-KUR primlerinin ise hükümet tarafından karşılanması sağlanmalıdır.
Şehirdeki depremzedelerin bir kısmının köylerindeki evlerine sığınması kırsalın ve köylerin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Kırsala yapılan altyapı ve diğer ekonomik yatırımlar özellikle deprem kuşağında önceliği olan yatırımlar haline gelmelidir.
Ancak, köylerimizde yüksek bina olmaması açısından bir avantaj bulunmasına rağmen bazı köylerimizin önemli derecede yıkıma uğradığını da gördük.
Bu nedenle köylerde de imar açısından depreme dayanıklı ev ve hayvan barınaklarının bir an önce yapılması sağlanmalıdır.
Allah’tan bize bir daha böyle afetler yaşatmamasını diliyorum. "