İki sene önce, 6 Şubat 2023’te çok büyük bir deprem felâketi yaşadık. Maddî hasar üzerinde çok konuşuldu; biz şimdi ders aldık mı, ona bakalım…
Her biri kafamıza tokmak vurulur gibi!.. Şunları gördük −bir kere daha−:
İnşaatta yer seçimi çok yerde yanlış… Kaygan zemine gökdelen…
Ucuza mal etme hırsı, kalite ahlâkını yendiği için pek çok şey eksik, hatalı ve kalitesiz…
İnşaat kumu yerine ucuz olsun diye deniz kumu…
Başta bürokrasi olmak üzere bütün alanlarda liyakatsizlik, ehliyetsizlik ve kalitesizlik…
Ve rüşvet…
Ve… Bunlar yetmiyormuş gibi inşaat bittikten sonra kesilen kolonlar… Geniş işyeri hırsı…
Ve… Tarihî yapılar ayakta veya az hasarlı, yeni binalar harabe…
Ders aldık mı?
Liderliğini, İHANET ÇETESİ’ne mensubiyetten 5 yıl hapis yatmış bir “DOKTORUN” yaptığı, sağlık çalışanlarından müteşekkil Yenidoğan Çetesi cinayetleri ile sarsıldık. Yıllardır özel hastahaneler üzerinden faaliyette imişler. Sonuç? Bilinenleri bir kere daha öğrendik…
Çocuk katilleri, bu cemiyetin eğitim çarkından geçmiş. (Haydi, bir tartışma çıkmasın, ‘lâik eğitimin mahsulleri’ demeyelim).
Çete, savcıyı bile tehdit edebilmiş. Bu cüreti nereden alıyor?
Sağlık sistemine ve çalışanlarına güvensizlik… Ne kadar zamanda telâfi edilir. (Nasıl “tolere edilir” mi deseydim?)
Yetki ve uzmanlık kimlerin elinde; gördük… Vs…
Ders aldık mı?
Gündemimize bomba gibi düşen Bolu dağındaki otel yangını başta… Fabrikalarda, ormanlarda ve çeşitli yerlerde yangınlar…
Ne öncesi, ne felâket anı, ne de sonrası için hiçbir tedbir alınmadığı, hattâ düşünülmediği hakikati balyoz gibi suratımıza indi…
Bir başka yerde, 14 kata ruhsat veriliyor, itfaiyenin hortumu üst katlara erişemiyor… Müesseseler arasında iletişim kopuk. Her biri başına buyruk.
Kaçıp kurtulma imkânı için yapılan yangın merdiveni ölümlere sebep oldu.
Kimin yetkili olduğu belli değil. İlgili herkes suçu başkasına atmakta mahir.
Ders aldık mı?
Bu kadar çok yangın hayatın tabiî akışı içinde normal mi? Hattâ depremler normal mi? Hattâ bu kadar kaza, cinayet, terör, ahlâksızlık normal mi? Maddî, mânevî sebepleri üzerinde düşünüyor muyuz?
Gafletimizin, bilimsizliğimizin ve suikastların farkında mıyız?
Her şeyden mühimi… Nasıl bir insan yetiştirmek gerekirken, ne tür ve karakterde insan tipi ortaya çıktığının farkında mıyız?
Ve biz ne zamandan beri böyle vurdum duymazız, sorumsuzuz?
Bir yerdeki yıkımın dehşetini anlatabilmek için söylenen “Her yer Erzincan” deyimini bilirsiniz. Bu deyim aynı zamanda Erzincan depreminin derecesini de gösterir.
Ben 85 SENE ÖNCESİNE AİT, Erzincan depremi ile ilgili iki gazete manşeti sunayım; soruların cevaplarını siz verin:
Cumhuriyet: “Şiddetli zelzele neticesinde Erzincan tamamen enkaz yığını haline geldi.” (28 Birinci kânun 1939)
Son Posta: “Felâketin büyümesine hileli inşaat sebep oldu, tetkik ediliyor.” (4 İkinci kânun 1940)
Yazıları reklâmsız okumak için kanalımı takibe alır mısınız:
https://bit.ly/alierdal