Bilecik İl Müftülüğü tarafından Bilecik il ve ilçelerinde görev yapan din görevlilerine yönelik “Bilecik Din Görevlileri Buluşması” düzenlendi. Buluşmaya katılan Prof. Dr. Orhan Çeker “Kur’an ve Sünnet Bütünlüğü” konulu konferans verdi.
Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen buluşmaya Vali Şefik Aygöl, Vali Yardımcısı Şahin Arsal, Prof. Dr. Orhan Çeker, İl Müftüsü Ali Erhun, Başkanlık Müfettişleri Başmüfettiş Murat Alkan ve Müfettiş Yasir Çavuşoğlu, Müftü Yardımcıları İlçe Müftüleri ve din görevlileri katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan buluşmanın açılışş konuşmasını yapan İl Müftüsü Ali Erhun, ilimde yenilenmenin ve kendini güncellemenin önemine değindi.
Müftü Erhun “İki günü bir olan zarardadır diyen peygamberin hem ümmeti hem de varisleri olarak din hizmeti verirken kendimizi daima kalben, zihnen yenilemeli ve bilgilerimize yeni bilgiler eklemeliyiz. Orhan Çeker hocamız bizleri kırmayarak buluşmamıza teşrif ettiler. Kendilerinden çok müstefit olacağız inşallah. İlmi bol hayırlı bir toplantı olmasını diliyorum” dedi.
Programda konuşma yapan Vali Şefik Aygöl, din hizmetinin önemi ve kamu görevlisi olarak din görevlilerinin dikkat etmesi gereken hususlar hakkında tavsiyelerde bulundu.
Konferansında en büyük fitnenin sünneti dışlama hareketi olduğunu söyleyerek başlayan Prof. Dr. Orhan Çeker, “Bilinçli olarak bazı kesimler tarafından İslam’ı bozmak için Kur’an ve Sünnet ayrıştırılıyor ve sünnet reddediliyor. Şunu unutmayın ki Sünnetin reddinin arka planında İslam’ı tahrif etmek var, bozmak var. Sünnet olmadığı zaman din de kalmaz, ümmet de kalmaz.” dedi
Orhan Çeker “Kur’anı tahrif çalışmaları 3 aşamada karşımıza çıkıyor. Birinci aşamada Peygamberimize inmeden önce cin şeytanları ayetleri çalmak için uğraşmışlardır. İkinci aşama peygamberimiz hayatta iken olmuş ama bu çalışmalar başarılı olamamıştır. Üçüncü aşama Peygamberimizden sonraki aşamadır. Cin ve insan şeytanları Kur’an’ın lafzını bozacaklarından ümidi kesmişlerdir ama Kur’an’ın manasını bozacaklarından emindirler. Şimdi yaptıkları da budur. Yani Kur’an aynı duracak ama manası değişecek. Bunu yapmak isteyenler her yerde Kur’an’da ki İslam, gerçek İslam, indirilmiş din, uydurulmuş din gibi çok yaldızlı kelimeler kullanırlar. Kur’an’da ki İslam demek sünneti kabul etmemek demektir. Tüm bunların sebebi daha öncede bahsettiğim gibi İslam’ı bozma projesinin parçalarıdır” diye konuştu.
Çeker “İslam’ı bozma projesini özetlemek gerekirse. Birinci basamak alimleri dışlamaktır. Bu mezhep düşmanlığı olarak ortaya çıktı. İkincisi sünneti dışlamak. Sünneti dışlayanlar peygamber düşmanı Müslümanlardır. Üçüncü basamak ise Kur’an tarihseldir ve mahallidir diyenlerdir. İşte size bu şekilde iddia da bulunan kişinin en kestirme yoldan küfre gittiğini söyleyebilirim.” dedi.
Konuşmasının sonunda Sünnetin vahiy olup olmadığı konusundaki tartışmalara açıklık getiren Orhan Çeker “Vahyi Metluv Kur’an-ı Kerim’dir. Gayri Metluv ise peygamberimizin hadisleri, sünnetidir. İşte bu sünnet düşmanı insanlar Vahyi Gayri Metluv’u inkar ediyor. Peki Kur’an dışında vahiy var mı? Çok örneği var da en can alıcı örneği vereyim. Nisa Suresi 113. Ayet’de Peygamberimize hitaben Allah sana kitabı ve hikmeti indirdi ifadesi var. Kitabı anladık Kur’an-ı Kerimdir. Bunda şüphe yok. Ya hikmet nedir? Onu da indirdiğini söylüyor. Hikmet Peygamberimizin sünneti ve hadisinden başka bir şey değildir ve bunlar da indirilmiştir.” diyerek konuştu.
Konferans sonrasında Çeker’e Vali Yardımcısı Şahin Arsal tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.
Programda din görevlilerine hitap eden Diyanet İşleri Başkanlığı Başmüfettişi Murat Alkan, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının görevleri, görev ve hizmet bilinci, din hizmetlerinin etkin kullanımı ve verimliliği ile sosyal medya kullanımında din görevlilerinin uyması geren konular hakkında bilgilendirmelerde bulundu.