Kalkınma yolundaki Türkiye'de, kırsal kalkınma süreci planlı dönemle birlikte daha sistematik bir yapıda gerçekleşmiş ve kırsal kalkınma projeleri tarımla uğraşan kesime yönelik en önemli politikalardan olmuştur. Ancak doğal kaynakların kıt olması, insan ihtiyaçlarının da sınırlı olması insanoğlunu kaynakların tam ve etkin kullanımına ve sürdürülebilir kalkınma kavramını da anlamaya yöneltmiştir. Bu bağlamda gelişmiş ülkeler kırsal kalkınma projelerindeki stratejilerini sürdürülebilir kalkınmaya adapte etmişlerdir. Avrupa Birliği' ne tam üyelik sürecindeki Türkiye de batılı ülkelerin ortak politikalarına uymak zorundadır. Bu çalışmanın amacı, dünyada ve Türkiye'de kırsal kalkınma anlayışını ve sürdürülebilir kalkınma kavramının son yıllarda artan önemini ortaya koymak ve Türkiye'nin mevcut kırsal kalkınma projelerinde belirlediği stratejilerde yapması gereken değişiklikleri incelemektir.
Ülkeler, gerek bulundukları jeopolitik konumları itibariyle gerekse doğal kaynaklara yakınlık ve uzaklıkları nedeniyle gelişmelerinde farklılık gösterir. Ülkeler arasında bu gelişmişlik farklarının doğmasına neden olan bu genel etkenler dışında başka etkenler de vardır. Bu farklılıkların doğmasında asıl neden aslında iktisat tarihini de ikiye ayıran “sanayi devrimi” dir. Sanayi devrimi öncesinde bazı devletlerin daha zengin olması, ya da başka devletleri egemenlikleri altına almaları bu devletlerin sahip oldukları üretim teknolojisinin üstünlüğünden değil verimli topraklara ya da daha iyi bir idari örgütlenmeye, güçlü ve yetenekli devlet adamlarına ve liderlere sahip olmalarıyla açıklanabilir.
Çizelge 1. Dünya genelinde yaşam ve sağlıkla ilgili bazı göstergeler (000.000)
YILLAR | 1995 | 2025 |
Yoksullukla yaşama | 2400 | 3300 |
Yetersiz beslenenler | 1800 | 500 |
Açlıktan ölenlerin sayısı | 20 | 10 |
Kirli sudan ölenlerin sayısı | 9,1 | 3,7 |
Sağlık kuruluşlarına erişememe | 1.500 | 700 |
Yetersiz barınma | 1.100 | 700 |
Okula erişememe | 1000 | 500 |
İşsizlerin sayısı | 100 | 200 |
Kaynak: World Bank 2000-2001 Report, s.274-290, Washington D.C.
AB’ye tam üyelik yolundaki ülkemizde AB politikalarına her alanda uyum olduğu gibi kırsal kalkınma alanında da uyum sağlamak zorundadır. Gelecek kuşaklara da sağlıklı bir yaşam ortamı sağlayacak sürdürülebilir kalkınma kavramının kırsal kalkınma projelerine aktarılması ve mevcut kalkınma planlarımızda da yer alması kaçınılmazdır. Kırsal kalkınma projelerinde tarımsal ürün artışı yerine çiftçi gelirlerini arttırıcı hedefler belirlenmeli ve alternatif gelir alanları araştırılmalıdır. Yerel dinamiklerin harekete geçirilerek halk-devlet dayanışmasının yoğun olarak yaşandığı kırsal kalkınma projelerinin yerel yönetimler tarafından planlanması hedeflenmelidir. Kırsal kalkınma projeleri uygulanacak bölgenin sosyo-kültürel ağını içermelidir. Böylece kişilerin lider olarak projelere katılması sağlanarak projelerin başarısı arttırılacaktır.