E-DEVLET YÖNETMELİĞİ VE AK PARTİ KONGRELERİ

ŞADİ ERDAL

Geçen hafta, Başbakan'ın 2007 yılında devlet kademelerine gönderdiği yönetmelikten bahsetmiş ve o yönetmeliği yayınlamıştım. Başbakan 5 yıl evvel e-devlet sistemine geçilmesi talimatını veriyor.

Görüldüğü kadarıyla Başbakan Erdoğan'ın karizmasıyla bir yerlere gelenler ne Başbakan'ın yönetmeliğinden haberdarlar ne de böyle bir yönetmeliğin tatbikatı yönünde çalışmalar var.

Bir haftadır mail'ime gönderilenler ile bizzat görüşmeye gelenler, yönetmeliğin uygulanmamasından şikayetçiler. Bana ulaşanlara söylediğimi buradan da tekrarlamak istiyorum. Başbakan'ın talimatı yerine getirilmediği taktirde Sayın Başbakana birşekilde ulaşıp ya bu yönetmeliğin uygulanmasını veya yürürlükten kaldırılmasını isteyeceğim.

Bu hususta düşüncelerini sözlü olarak veya mail'ime gönderilenlerin tamamını yayınlamam imkansız. Birinin isteği de olduğu için yayınlıyorum. Umarım ilgililer haklı gibi görünen bu isteği değerlendirirler.

“merhaba şadi bey.yazılarınızı ilgiyle ve hak vererek okuyorum.halkın sıkıntılarını çok güzel dile getiriyorsunuz.

bürokrasi gereksiz evrak yoğunluğu hala sürüyor malesef ülkemizde.hatta bürokrasi engelleri aşılacağı yerde gerileme bile var gözlemlediğim.eskiye dönüş bile var. mesela memur arkadaşlar bilir.eskiden önce sağlık ocağına (şimdiki adıyla aile hekimliği) gidilir.oradan hastaneye sevk edilirdi memur.hasta kişide sağlık ocaklarında gereksiz bekleyerek daha fazla hasta oluyordu. bunu allah razı olsun ak parti kaldırmıştı.hasta olan kişi sağlık ocaklarında oyalanmadan,eziyet çekmeden direk ilgili devlet hastanesi polikiliniğine gidebiliyordu insanlar.hem böylece sağlık ocaklarındada gereksiz yoğunluk olmadan işler daha güzel daha hızlı yürüyordu. ama şimdi eskiye dönüş tekrar başladı.artık memur aile hekimine gitmeden hastaneye gidemiyor.diye biliyorum.yeniden geliyormuş bu uygulama. yani vatandaş bezdirtme uygulamaları kalkıyor derken yeniden diriliyor malesef.

teşekkür ederiz vatandaşın sıkıntılarını dile getirdiğiniz için. sağlıcakla kalın. “

 AK PARTİ ve KONGRELER

Ak Parti'de Gölpazarı ilçesiyle kongreler başladı, Söğüt'le devam etti. Milletvekili Poyraz'ın kongrelerde yaptığı konuşmalarda, genel merkezin ısrarla ilçe başkanlığı seçimlerinde tek adayla girilmesini istediğini belirtiyor, kendisine göre tek adayla seçimlere girmenin faydalarını anlatıyor.

Tek adayla seçime girildiğinde atamayla görevlendirme arasında ne fark var. Aday tek ama formalite yerine getiriliyor, adayı delege belirliyor. Adı da seçimle gelen ilçe başkanı oluyor. Bu uygulamanın Türkiye'de 1946'dan evvel yapılan seçimlerden bir farkı var mı?

Genel Merkez ve Milletvekili tek aday üzerinde ısrar etmesine rağmen iki ilçede de çift aday çıktı. Genel Merkez ve Milletvekilinin taraf olduğu aday kazandı ama muhalif adayların aldığı oylar ile verdiği mesajlar yerine ulaşmıştır.

Çift aday olduğu taktirde bölünmeler olabileceğine, dargınlıklar olacağını söyleyenler, ilk defa bu kadar çoğunlukla delegenin katıldığını görünce ileri sürdükleri iddialarının iflas ettiğini görmüşlerdir. Delege partisine sahip çıkmak istiyor ve çıkıyor. Teşkilattan da kendisine sahip çıkmasını istiyor.

600'ün üstünde il delegesi olan parti 300 küsur delege ile il başkanı seçiyor. 400 delegesi olan ilçeler 350'nin üzerinde delege iştirakiyle ilçe başkanı seçiyorsa bundan ders çıkartmak gerekir.

Çift aday olmasa delege katılımı bu kadar olmaz evvelce olmadı da. Tek aday olduğunda rutin işlemler oluyor. Genel Merkez ve Milletvekillerinin tek aday ısrarı uygulanır düşüncesi belediye başkanlarınca kabul görmüşe benziyor. İktidarda olan parti kongre yapıyor, 16 belediyeden 13 belediye başkanlığına sahip olmasına rağmen en az yarısı kongrelere gelmiyor. Herhalde “tek aday olur, kazanacağı belli. Zaten delegede pek fazla katılmıyor. Benimde gitmeme gerek yok” diye düşünüyorlar. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Belediye başkanları kongrelere iştirak etmemelerini nasıl yorumlayalım?

Particilik kurallarına uymamakla mı? Parti bize sahip çıkmıyor bizde ona sahip çıkmayalım diye mi düşünüyorlar, milletvekiline karşı bir protesto mı?Çok sayıda belediye başkanı katılmıyor buna bir yorum getirmek gerekmez mi?

TAŞI GEDİĞİNE

Milletvekili Poyraz, Gölpazarı İlçe Kongresi'nde “Gölpazarı'nda belediye başkanlığını mutlaka kazanmak zorundayız. Ya sizin ağrınıza gitmiyor mu? 3. dönem milletvekiliyim burada 2 defa yerel seçimde kaybettik. 8 ilçemizin 7 tanesinde Ak Parti belediye başkanlarımız görev başında” demiş.

Sadece Gölpazarı'nda değil ilçemiz Bozüyük'te de Milletvekilliği döneminde de belediyeyi kaybettiniz.

Transfer ile açığı ilçenizde açığı kapatmaya çalışsanız da sonradan yama tutmuşa benzemiyor.

TAŞI GEDİĞİNE-2

İl Özel İdaresi'nin bütçesi Pelitözü Göleti'ne yeteceğe benzemiyor. Arabın kırk türküsü varmış, kırkıda “Ya lelli” diye başlarmış.

Özel İdare'nin de 40 işi Pelitözü Göleti diye başlıyor.

Bu kadar çalışmaya para sıkıntısı da olur. Sıkıntıyı aşmak için benim teklifim. Bilecik'in 248 köyünü Pelitözü Köyü'ne imeceye çıkartılsın.

İl, ilçe, belde ve köy bütçelerinin %90'ı Pelitözü Göleti çalışmalarına aktarılsın.

Yine de sıkıntı yaşanırsa bütün camilerde yardım toplansın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.