EKOLOJİ DOĞA - ÇEVRE BİLİMİ

FERRUH ERDOĞAN
Birden fazla bilim-disiplinden yaralanarak doğan EKOLOJİ bilim dalı, dünyamızın doğal oluşu ve duruşunu oluşturan canlı ve cansız varlıkları sistem içinde inceler, araştırmalar-gözlemler yapar. Bilim-teknoloji (ilmi-fenni) ikilisinin ışığında, matematik, istatistik, biyoloji ve alt dalları, toprak ilmi, meteoroloji, jeoloji vb. bilim dallarıyla dünyamızı inceler, gözler, araştırmalar yapar. Bilimsel tezler raporlarla bu bilim ışığında dünyamızın doğal dengesindeki yanlışları, riskleri ve tehlikeleri dünya ülkelerine duyurur.
Önce Sistem nedir? Ekoloji bilim dalında olduğu gibi sağlık-eğitim başta olmak üzere tüm olaylar, biyolojik, fiziksel ve kimyasal bilim içindeki araştırmalarla tespit edilen, gözlenen bir dizi olayların tamamı bir sistem içinde yürümekte, oluşmakta, dönüşüme uğramaktadır. Biz de hemen bu sistem bozuk, yürümüyor, değiştirelim! Demez miyiz? Acaba sistem mi bozuk? Yoksa olayları-hareketleri ekonomik, ekolojik denge içinde incelemeyi sosyal dengelerin bozukluğunu anlayabilecek kadar altyapı eğitim anlayışımız mı? Eğitim sistemimiz yaz-boz tahtasına (yaz-sil-boz) dönmüşken, her yıl ayrı bir eğitim sisteminden geçerken, insanlar arasındaki disiplin, görüş farkı giderek açılarak, uçurum açıklığına dönüşmekte olan bir ülkede, sistem anlayışı yerleşebilir mi? Kara düzen, ben yaptım oldu, ne yapalım yanlışsa! Yanlışın neresinden dönersen kardır. ( Savrulan milli servet sanki babalarının malı da!) diyenlerin yönettiği ülkelerin kaderi bu bu?
1980’li yıllardan itibaren, gelişmiş ülkelerde çevre felaketi çok net görülmeye başlamış, bu sonucun ekonomi, sanayi ve Belediyelerin, tarım kesiminin, doğal kaynaklarını sorumsuzca katleden sektörlerin ekoloji bilim dalını görmemezlikten gelmelerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Sistem 2. Dünya savaşında A.B.D.’nin Hava Kuvvetlerinde öne çıkmış, maalesef öncülüğü insanları katletmede, öldürmede kullanılan uçak-uzay sanayinde kullanılmıştır. Eğer, ekoloji bilim dalına, bu dalda araştırma yapılmasına, bilim adamı yetirilmesine de önem verilseydi insanlar açlıktan ölmeyecekti! Nitekim 1980’li yılların ortalarından itibaren gelişmiş ülkeler bu hatalarını anlayarak ekonomik-ekolojik dengeye dayalı plan-projeleri devreye sokarak ekonomik olarak, sonradan sosyal kelimesini sözde cümleye dâhil eden uyanık dünya emperyalistleri! Kalkınmanın adını sürdürülebilir kelimesini de ekleyerek sürdürülebilir kalkınma halinde sunmuşlardır. Ekonomi-ekoloji ve sosyal, ancak sözde eklenen ekoloji (çevre ve doğanın ekonomik-ekolojik! Dengesi adına) çevre için hazırlanan anlaşmalar hala hayata geçmemiştir.
Sistem nedir? Bütünü oluşturan parçaların ayrı ayrı sistem içinde görev ve işlevi olan, parçaların bütün ile ilişkileriyle birlikte birbirleriyle ilişki, görev uyumunu da içine alan yürütme-kontrol ve denetim organizasyonudur.
Bilimsel tanımları içine alan birden fazla sistem tanımı yapılabilir. Esas olan insan unsurudur. İnsanlara oturmuş bir eğitim sistemi içinde sürdürülebilirlik ilkesine dayalı eğitim aldırılmıyorsa, sistem tanımının baştan itibaren bir şey ifade etmediğini de kabul etmek gerekir.
Ekoloji-çevre bilimi sadece çevrenin, canlı ve cansızlar arasındaki ilişkileri değil, eko-sistem denilen toprak, ormanlar, denizler, göller, akarsular, yer altı suları, yaban hayatı gibi değişik eko-sistemleri doğal denge ana sistemi içinde araştırmalar yapar, sonucu risk ve tehlikeleri dünya kamuoyuna açıklar.
İnsanoğlu maalesef ilahi sistemi dahi bozmuşsa! Kendisinin bozduğunu sisteme dayatıyorsa, ondan korkulmaz mı?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.