’’ERTUĞRUL SANCAĞI’NIN’’ MERKEZ KAZASI BİL

UMUT ÖZDEMİR

Siz değerli okuyucularımla, tarih ve kültürümüze yolculuk olarak da ifade edebileceğimiz yazı dizimizin bu haftaki konusu, eskilerde Ertuğrul Sancağı olarak adlandırılan, yakın tarihimizde ise Bilecik adını alan yerleşim yerindeki mahalle adları ve sayıları hakkında siz değerli okuyucularıma bilgiler aktaracağım.

Yazıma, mahalle kavramının anlamı ve taşıdığı fonksiyonlar hakkındaki bildiklerimle başlamak gerekirse eğer; Osmanlı şehrinde mahalle, birbirini tanıyan, bir ölçüde birbirinin davranışlarından sorumlu, sosyal dayanışma içinde olan kişilerin oluşmuş olan topluluğun yaşadığı yer olarak bilinmektedir. Bir diğer tanımıyla, aynı mescid de ibadet eden cemaatin aileleriyle birlikte yerleştikleri şehir kesimidir. 

Mahalleler, önemli işlevleri olan şehir kesimlerindendir. Toplumsal ilişkilerin düzenlenişinde ve biçimlenişinde, kişilerin bir arada yaşadıkları bu alanın etkisi büyüktür.

Bilecik, 25 Ağustos 1885 ‘te merkezi Bilecik olmak üzere Ertuğrul adıyla bir sancak oluşturulması amacıyla padişaha arz edildi.  

Osmanlı Devleti’nin kurulduğu, Ertuğrul Gazi’nin medfun olması nedeniyle Bilecik’in sancağa dönüştürülmesi ve sancağa da Ertuğrul Gazi’nin adının verilmesi uygun görüldü. Ertuğrul Sancağı adı altında yeni kurulan bu idari yapının  merkez kazası da Bilecik olmuştur. Sancağın Bilecik, Söğüt, İnegöl, Yenişehir olmak üzere 4 kazası bulunmaktaydı. Bununla beraber Bilecik kazasının Küplü, Lefke, Pazarcık, Yarhisar, Gölpazarı olmak üzere de 5 nahiyesi bulunmaktaydı. 

Şehrin özellikle şekli ve içtimai bakımından en çarpıcı niteliği mahallelere bölünmüş olmasıdır. Osmanlı şehrini oluşturan başlıca unsurlar cami, kale, pazar ve mahallelerdir. Mahalle, ‘’mahall’’ kökünden türetilmiş bir kelime olup, başlangıçta konaklama gibi bir anlam ifade ederken, zamanla bir iskan coğrafyası kavramı olarak bir nüfusu bünyesinde barındıran şehir ya da bazı büyük köylerin bir alt birimi olarak kullanılmıştır. Osmanlı şehirlerindeki mahalleler, kendi savunmalarını ayrı ayrı yapmak yerine, şehri bir bütün olarak korumak düşüncesiyle hareket etmişlerdir. Şehri meydana getiren hakim unsurlar olarak cami, bedesten, imaret, han, hamam gibi vakıflar eliyle tesis edilen yapılar çarşı pazar ve dükkanlar yer almaktaydı. Osmanlı şehirlerinde Müslüman olmayanlar ayrı mahallede oturuyorlardı.

1572 yılında Bilecik’te 8 mahalle bulunmaktaydı. Mahallelerin adlandırılmasında ‘’emir’’, ‘’kazı’’, ‘’hacı’’ gibi ünvan, görev ya da lakap ve sıfatlar, ‘’cami’’ gibi dini yapılar, ‘’hisar’’ gibi fiziksel özellikler, ‘’dere’’ gibi tabii ögeler ve ‘’bazar’’ gibi ticari nitelik taşıyan yerler mahallelerin adlarının verilmesinde etken olmuştur.

1649’da yapılan bir avarız kayıtlarında Bilecik’in 8 Müslüman, 1 Hıristiyan mahallesi olmak üzere 9 mahallesi bulunmaktaydı. Bu tarihte mahalle sayısı artmakla birlikte nüfusta düşüş kaydedilmiştir. Mahalle adları şöyledir; Cam-i Kebir, Debbağlar, Bazar, Osman Gazi, Nalband İlyas, Hisar, Akmescid, Emirler, Ermeniyan

16. yüzyılın son çeyreğinde Bilecik’te 8 mahalle bulunurken, Osman Gazi, Debbağhane, Karaca, Akmescid ve 1572 yılında köy durumunda olan Aşağıküplü 16. Yüzyıldan sonra kurulmuş olan mahallelerdir. 1706’da Ertuğrul Gazi vakfına ait yerlerin yeniden tespiti amacıyla yapılan kayıtlarda, Bilecik’in bu tarihte 621 kişi olan ve Bilecik merkez nüfusunun %18’ini oluşturan 1 Ermeni Mahallesi ile birlikte 14 mahallesi bulunmaktaydı. Bu sayıma göre mahalle adları şöyledir; Aşağıküplü, Osman Gazi, Debbağhane, Karaca, Akmescid, Emirler, Dere, Bazar, Cam-i Şerif-i Cedid, Hisar, Börkçüler, Cami-i Şerif-i Orhan Gazi, Hacı Şuca, Ermeni Mahallesi. Bu mahalleler içerisinde Emirler, Bazar, Cam-i Cedid, Börkçüler ve Akmescid mahallelerinin nüfusu azalmış, Hacı Şuca mahallesi ise tamamen boşalmıştır.

1844-1846 yıllarında Bilecik merkezinde 8 müslüman ve 7 gayr-ı müslim mahallesi bulunmaktaydı. 1869 tarihli bir nüfus kaydında Bilecik’in 14 mahallesi ve 4118 hanesi olduğu tespit edilmiştir. 1898 tarihinde Bilecik merkez kazasında 1208 hane ile birlikte 15 mahallesi bulunmaktaydı. 

Kaynakça

-   Halil İnalcık, Osman Araştırmaları 4, İstanbul, 1984

-  Vedat Turğut, Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Coğrafyasında Vakıflar ve Şehirleşme 16.Yüzyıl Bilecik ve Çevresi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Yayınları, Bilecik, 2015

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.