Ette sıkıntı bugün veya dün başlamadı. Otuz yıldır yanlış uygulanan politikalar yüzünden hayvancılık çıkmaza girdi. Avrupa ülkeleri içinde en pahalı et yiyen ülkeyiz.
01/07/1995 tarihli Et İthali ve Hayvancılığımız isimli yazımda
Bunları söylemişim. O tarihten evvel başlayan hayvancılık krizi hala devam ediyor. Bu durumda devam da eder.
Yanlışlık bir değil onlarca. Kısaca şöyle sıralayabiliriz. Tarım İl Müdürlüğü ile birleştirilen Veterinerlik Şube Müdürlüğü ayrı İl Müdürlüğü haline getirilmeli, kadro genişletilmeli.
Ne zaman ki köyler insansız, dağlar hayvansız bırakıldı et sıkıntısının başlangıcı oldu. Günü birlik süt ve et fiyatları uygulaması son olmalı. Hayvan fabrika imalatı gibi bir günde üretilmiyor.
Uzun zaman isteyen bir iş. Sütte, ette verilen teşvikler, hayvan çoğaldığında hemen düşürülmemeli devam etmeli.
Krediyi Ziraat Bankası vermeye devam etmeli. Miktarını, hayvanın cinsini, yem miktarını ahırda takibini, hayvan cinsini Veterinerlik Müdürlüğü takip etmeli.
Dağlarda otlar çürüyor. Yaz boyunca hayvanını merada otlatanlara teşvik uygulanmalı. Yonca, fiğ, mısır gibi yem yapılan ürünlere teşvik artırılmalı, yarım dönüm arazi dahi ekene verilmeli. Tapu şartı kaldırılmalı yerin de tespitle teşvik verilmeli.
İthalatla çözüm kesinlikle düşünülmemeli.Ancak süt ve et verimi yüksek hayvanlar devlet çiftliklerinde üretilerek çoğaltılmalı ve üreticiye dağıtılmalı. İthal edilen hayvanlar istenildiği gibi çıkmazsa getirilmesini sağlayan yetkililer cezalandırılmalı.
Daha bir çok tedbir üretici ile görüşülerek getirilmeli ve bu ette yaşanan rezalete son verilmeli.