Başbakan Erdoğan, Kars’taki heykel için “ucube” dedi… Hemen bir takım çevreler, yaygarayı bastı: ‘Vay, bir başbakan nasıl sanata karşı çıkar?!..”
Heykelin ne ifade ettiğini, ne maksatla yapıldığını söz konusu bile etmeden; başka karşı çıkanlar var mı, varsa niçin karşı çıkmışlar araştırmadan; hattâ ucube olmadığını söylemeye bile lüzum görmeden böyle yaygara koparmak da neyin nesi? Bir heykeli beğenmemek sanata karşı olmak mıdır? Her heykeli beğenmeye mecbur eden bir kanun mu var? Yaygaraya bakınca ve yaygaradaki mantıksızlığa dikkat edince anlaşılıyor ki, bu heykelde bir iş var…
Etrafa hâkim bir tepe üzerine dikilmiş, 35 metre boyunda 350 ton ağırlığında karşılıklı iki kalas görünümünde bir “ucube”… Yapımına daha önce MHP Kars İl Başkanı Oktay AKTAŞ karşı çıkmış: “Yıllardır bu heykelin yapımına karşı mücadele veriyorum. 2005’ten beri belediyeye maliyeti şu anki Türk Lirası ile 1 milyon 250 bin lira. Eski para ile trilyonlarca lira. Üstelik bu sadece resmî rakam… Gayr-i resmî rakamlarla çok daha fazla. Heykelle ilgili belediye aleyhine kamuyu zarara uğratmaktan 503 bin lira zimmet davası açıldı. Heykeli karın tokluğuna yapıyorum diyen Mehmet AKSOY’a belediye kasasından 350 bin lira, yani 350 milyar lira verildi.”
AKTAŞ’ın şu söylediği paradan daha mühim: “Bu heykelin dikilmesini isteyen Ermeni lobisidir” AKTAŞ; heykel isteklilerinin isim verme konusundaki tezatlarını da ortaya koyuyor: “Heykelin kendisi gibi adı da tuhaf; önce ‘barış anıtı’, ardından ‘yurtta sulh cihanda sulh’ oldu, ardından ‘insanlık anıtı’ yaptılar.” Heykeli yaptıran eski Kars Belediye Başkanı da heykeli yaptırma sebebini şöyle açıklıyor: “Türk insanının soykırım yapmadığının anıtını yaptırdım ve…” (ve) den sonra cümlenin devamı daha çok dikkat çekici: “ve bölge barışı için mücadele ediyorum.”… Belediye başkanı değil, sanki devlet başkanı… Bölge barışı için mücadele ediyormuş…
Yani vatan müdafaasında şehit olanlar söz konusu bile değil… Heykeli yapan Mehmet AKSOY, heykelin maksadını şöyle açıklıyor: “Sarıkamış’ta, Kars’ta, Çanakkale’de ölen tüm şehitlerimizin barış arzularını, ruhlarını göğe yükseltiyor bu anıt... Savaşları mahkûm ediyor.” Görüyor musunuz, şehitlerimizin arzusunun vatan müdafaası olduğu, bu yolda şehitliği cana minnet bildikleri dikkate alınmıyor. Bakın AKSOY’a göre heykel neyi temsil ediyormuş: “Heykel ortadan ikiye bölünmüş bir insanın bölünen parçaların karşı karşıya konularak kendi kendine düşman edilmesini simgeliyor. Aralarındaki boşluk bir duvar gibi onları ayırıyor.”
Heykel yandaşlarının ifadelerinden de açıkça anlaşılıyor ki, bizim değerlerimiz umurlarında değil. Ve insan sormadan edemiyor: İkiye bölünmüş insanın yarısı kimi, diğer yarısı kimi temsil ediyor? Kim bizim diğer yarımız kadar bizimle “aynî” olan?..
Bu değerlendirmeleri aktardıktan sonra Azerbaycan’ın heykelin yapımına niçin karşı çıktığı ve Ermenistan’ın niçin “Heykel kaldırılırsa ilişkiler gerilir” dediği açık ve net olarak ortaya çıkıyor.
Başbakan kendi ifadesi ile “kral çıplak” demiş ve “ucubeye” dikkat çekmekle çok yerinde bir iş yapmıştır. Evet ama Ermenistan istikametini kollayan iki kalasa “ucube” demek yetmez... Bu, sadece görünüşü ifade ediyor. Heykelin yapılış maksadı düşünülünce “ucube” ifadesi az bile…