EYLEMLERDE ÖZGÜRLÜK VE SORUMLULUK

Doç. Dr. MUSTAFA BAŞ

“Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör.” (İnsan 2-3)

Allah yarattığı varlıklar arasında irade ve seçme özgürlüğünü sadece insana vermiştir. İnsanın düşünerek, bilerek, karar vererek ve sonucuna katlanmayı kabul ederek kullandığı bu özgürlük, sorumluluğu ortaya çıkarır. Yukarıdaki ayetler, insana seçme özgürlüğünün yaratılış ile verildiğini, her bireyin özgür seçtiği ve verdiği karar sebebiyle sorumlu tutulduğunu ortaya koymaktadır. Sorumluluğun temelinde ise güç yetirebilme şartı bulunmaktadır. Allah, hiçbir kulu yapamayacağının üzerinde eylemle sorumlu tutmamakta, “Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yük yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük ise aleyhinedir” (Bakara, 286) ayeti ile bu ilkeyi vurgulamaktadır. 

Bilindiği gibi özgürlükler sınırsız ve mutlak değildir. Kendi varlığımızı incelediğimizde, bazı eylemlerimizde irademizin ancak Allah’ın yarattığı düzen ve kurala göre hareket ettiğine şahit oluruz. Kolumuzu veya her hangi bir azamızı hareket ettirmek gibi basit bir eylem için beyin ve kas gücü ile bizim dışımızdaki dünyanın sağladığı manevi güce muhtacız. Bu manevi güç, bizim dışımızda gelişen ve çalışma düzeni de bizden bağımsız olan şeylerdir. Özgürlüklerimiz de, Allah’ın eseri olarak böyle bir dünyada aynı şekilde gerçekleşir. 

Allah, hiçbir kulunun kötü olmasını istemez. Vedud ismi ile yarattıklarını ve kullarını sever. Bu sevgisinin göstergesi olarak sebebiyle Peygamberler göndererek onları uyarır. Kullarına verdiği eylem özgürlüğünü kısıtlamaz. Onların kötü olmalarına razı olmadığı halde, kendi hür iradeleriyle bütün doğrulara rağmen kötü olmayı seçtiğinde de, mani olmaz. Bu bağlamda en güzel örnek olarak Hz Adem ve Hz. Havva’yı bize anlatır.  Allah onlara şöyle buyurur: “Şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara, 36). Bu emre rağmen hür iradeleri ile Allah’ın bu emrinin gereğini yerine getirmemişlerdir. Daha sonra hatalarının farkına vararak pişmanlıklarını ifade etmişler ve af dilemişlerdir; “Her ikisi. “Rabbimiz, kendimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, kaybedenlerden oluruz” dediler. (A’raf, 23) Bu ayetler, Hz. Adem ve Hz. Havva’nın yaşadığı pişmanlık duygusunun, insanın kendisini özgür ve sorumlu saymasının en önemli psikolojik belirtisi olduğuna işaret etmektedir. Ahlaken yanlış bir iş yapan insan, bu hatasından dolayı üzülür, utanır, “keşke yapmasaydım; tekrar bana fırsat verilirse aynı hatayı işlemeyeceğim der. “Suçlular rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: Rabbimiz! Gördük, işittik; artık bizi dünyaya tekrar gönder de iyi işler işleyelim. Doğrusu kesin olarak inandık derlerken bir görsen.” (Secde, 12) ayeti bu olguyu vurgulamaktadır. 

Kur’an pek çok ayette insanın özgürlüğüne, bu özgürlüğü kullanmadaki başarısızlığına, pişman olmakla birlikte yanlışa karşı oluşturduğu bağımlılığına işaret eder. Özgür olma isteği özellikle gençlik döneminin en belirgin özelliğidir. Gençler, bu dönemlerinde özgürlük adına her şeyden bağını koparmak ister. Gençler, çok tabii olarak bazı konularda kendi başına karar verebilecek ve bunun sorumluluğunu üstlenebilecek kişiliğe sahiptirler. Ancak özgür olmak adına her şeyden bağımsız, istediği gibi bir yaşamasının da doğru olmadığının idrakinde olması gerekir. Bir toplum olarak yaşamanın beraberinde getirdiği bazı sorumluluklar olduğu gibi, yalnız yaşamanın da belli yükümlülüklerinin olduğunun farkında olmalıdırlar. 

Özgürlüğün sınırı, bir başkasının sorumluluk sınırlarında son bulur. Bu sınırların içinde özgürlük şartının, düşünmek, bilmek, karar vermek, isteyerek bir eylemi gerçekleştirmek ve bunun sorumluluğunu taşıyabilmek olduğunu bilmelidir. Nefsinin arzularına esir olmadan, yaratılışındaki iyi ve kötüyü ayırt etme yeteneğini kullanmalıdır. Özgürlüğünü kullanırken kendine, yakınlarına, komşularına ve çevresinde olan her şeye zarar verecek eylem ve davranışlardan kaçınmalıdır.

Başlayacak olan bu yeni eğitim döneminde gençlerimize, hayatın anlamını, özgürlüklerin sınırlarını, varlığın ve yaratılışın sebebini sorgulayarak daha huzurlu, mutlu bir gelecek hazırlamaları temennisi ile başarılı bir eğitim dönemi diliyorum.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.