Geliyor geliyor.. Dip dalgası geliyor!

MİSAFİR KALEMLER

2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesi idi..

Fenerbahçe kongresi yapılıyor, iki aday var..

O tarihteki başkan Aziz Yıldırım ve Ali Koç..

Aziz Yıldırım, yıllarca Fenerbahçe’nin başkanlığını yapan bir isim olarak, bir anlamda AK Parti’nin uzun süreli iktidarına da benzetiliyordu..

Öyle ya. 

O tarihte Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’de başkanlığının 20. yılında idi..

AK Parti de, o tarihte iktidara gelişinin 16. yılında idi..

Bu kadar uzun süreli yönetimden sonra, artık bir değişim zorunlu olarak görülüyor.. Fenerbahçe’de bu yaşanırsa, ardından da siyasi iktidarda aynı sonucun alınabileceği, muhaliflerce umut ediliyordu..

Nitekim yapılan seçimde, Ali Koç, hem de büyük oy farkı ile, Fenerbahçe’nin başkanlığını aldı..

O tarihte bu olay, “Dip dalgası” olarak nitelendirilmiş ve hemen bir ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde de, benzer bir dip dalgası ile, Muharrem İnce’nin veya Meral Akşener’in, Tayyip Erdoğan’ı yenip, Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmasına kesin gözü ile bakılmaya başlanmıştı..

Gülmeyin, o tarihte bu iddia ciddi ciddi konuşuluyordu..

Muharrem bey veya Meral hanım ismi ile değil ama, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bile, kendi adı üzerinden, “Dip dalgası”nı şöyle özetliyordu:

“Fenerbahçe kongresi yapıldı. Kimse Ali (Koç) beyin kazanacağına ihtimal vermiyordu. Ne oldu bir dip dalga geldi, birdenbire her şey değişti. Yüzde 80’e yüzde 20 farkla Ali bey aldı. Şundan emin olun, bizi Cenab-ı Hak inşallah mahcup etmez. 24 Haziran’da birlikte yaşayacağız. Bir dip dalga geliyor, bu dalga Saadet’in dalgası buna inanıyorum. Kamuoyu yoklaması yapan şirketlerin bilgilerine dayanarak bunu söylüyorum.” 

Temel beyin bahsini ettiği 24 Haziran akşamı sandıklar açıldı..

İlk yorum Muharrem İnce’den geldi:

“Adam kazandı!”

Böylece, Fenerbahçe’de yeni bir isim olarak, Ali Koç’un seçimi kazanması ile..

Türkiye’nin yönetiminde de, aynı sonucun yaşanacağı hayallerinin, sadece birer arzudan ibaret olduğu anlaşıldı..

Evet, arada İBB Başkanlığı seçiminde, direkt Tayyip Erdoğan’ın aday olmadığı bir seçim de olsa..

AK Parti bir seçim mağlubiyeti aldı..

Benzer sonuç, Ankara’da da yaşandı..

Ama iki ilin de meclisinde, hâlâ AK Parti hem birinci, hem de çoğunluğu elde etmişti..

O tarihlerdeki olayların ayrıntısına girmeyelim..

4 yıl sonra, bu yılın ilk devresinde daha yeni yeni Fenerbahçe’nin, vaad edilen iddiaya sahip olduğunu..

4 yıldır, küme düşme dahil, başarısızlık üzerine başarısızlık yaşadığını bir kenara not edelim..

Büyük ümitlerle gelen Ali Koç’un, büyük hayal kırıklığını Fenerbahçe’ye yaşattığını hatırlatalım..

Devamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da, İstanbullular nezdinde, yine büyük bir hayal kırıklığı yaşattığını belirtip..

İki gün önceki, İstanbul Ticaret Odası seçimlerine gelelim.

Fenerbahçe kongresindeki başkanlık seçimine benzer bir söylem, İTO başkanlığı seçiminde de dillendirildi..

“Dip dalgası”nın yönetimi devirmek üzere olduğu, artık AK Parti’ye yakın yönetimlerin, İTO’da üyelere bir şey vaad etmediği ileri sürülüp, CHP’ye yakın isimlerin seçimi kazanmak üzere olduğu iddia edildi.

Televizyonlara çıktılar..

Gazetelere demeçler verdiler..

Hatta o günlerde biz farkına varamamıştık ama..

Şimdi İTO Başkanlığına adaylığını açıklayan Sadettin Saran, 3,5 ay kadar önce, “İmam Hatip Liseleri’nin sayısı sürekli artırılıyor ama öğrenci sayısı neredeyse hiç artmıyor. Meslek liselerine, teknik liselere, Anadolu ve Fen Liseleri’ne ilgi bir hayli artmasına rağmen oralarda tersi, okul sayısı azaltılıyor” yalanı ile sahneye çıkmasını o tarihte “Bayram değil, seyran değil” diye yorumlamıştık ki..

Şimdi Saran’ın aklındakini, İTO seçimleri ile öğrenmiş olduk..

İlginçtir, Sadettin Saran, medya kolunda İTO Meclis üyeliği için seçime girmesi, işin püf noktasını da yakaladıklarını gösteriyordu.

Medya elinizde ise..

Medya gücü sizde ise..

Dördüncü Kuvvet sizde ise..

“İş tamam”dır..

Bu mantıkla, söylemler geliştirildi..

Algılar oluşturuldu..

İTO seçimlerinin hemen öncesinde, Şekib Avdagiç’in, artık başkanlık koltuğunda, sayılı saatleri kaldığı öne sürüldü..

Hatta CHP’li isimler, televizyon ekranlarından “Geliyor gelmekte olan.. Hazır olun” müjdelerini(!) bile vermeye başlamışlardı..

Önceki gün seçimler yapıldı..

Akşam sandıklar açıldı..

Neticeleri açıklamaya geleceğim de..

Sandıkların açılmasının hemen sonrasında..

Habertürk’ten Nagehan Alçı’lar, “AK Parti hezimet yaşıyor, CHP sandıkları patlattı” yorumları bile yaptılar..

Sonra resmi rakamlar ortaya konulunca..

Görüldü ki, 273 Meclis üyeliğinden, 195’i Şekib Avdagiç’i destekleyen isimler..

Muhataplarımızda bir utanç, bir yüz kızarıklığı falan var mı?

Mümkün değil..

Bir gün öncesinde, “Geliyor, gelmekte olan” diyenler onlar değilmiş gibi..

3,5 ay öncesinde, bu ülkenin özbeöz çocuklarına iftiralar atan, “bilim dışı” diye yaftalayanlar onlar değilmiş gibi..

Fen Liseleri, AK Parti iktidarında, tarihte hiç olmadığı üzere, sayısını ikiye, üçe katladığı halde..

Fen liselerinin azaldığı yalanını pervasızca dillendirenler..

“Nerede kalmıştık” diyerek..

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Millet İttifakı adayının kazanacağını tekrar dillendirmeye başladılar..

“Dip dalgası”nı gündeme getirdiler..

“AK Parti yönetiminin, artık rehavete kapıldığı”nı iddia ettiler..

“Yönetimde büyük bir başıbozukluk olduğu” iddiası ile, “Eski tas, eski hamam” söylemlerini tekrarlamaya koyuldular..

Bu arkadaşlara hatırlatalım..

Bu ülkenin özbeöz çocuklarının inancı ile ters düşenleri, bu millet iktidara getirmez..

Bir futbol kulübünde olabilirsiniz..

Bir sivil toplum kuruluşunda olabilirsiniz..

Hatta ticaret odalarında diyeceğim ama. Onu bile başaramadılar..

Ama en önemlisi..

Ülkeyi yönetmeye sıra gelince..

Bu millet, sol kafaya iktidar vermez. Dindar insanları tahkir edenleri, taltif etmez.. 

Ali KARAHASANOĞLU - Yeni Akit Gazetesi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.