Milliyetçi hareket partisini ele geçirmeye çalıştı, başaramadı. İP’i kurdu, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden evvel “15 Temmuzdan sonra ben başbakan olacağım” dedi, olamadı. Son genel seçimde “ben cumhurbaşkanı olacağım” diye tutturdu, yine olamadı. Çıtayı yüksek tuttu ittifak yapmasaydı aldığı 9,9 oyla milletvekili bile çıkartamıyordu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinden daha düşük oy aldı.
Ona güvenerek oy veren partililerin en küçük tenkitlerine tahammül edemedi. Restini çekti “ben yokum” diyor. 1950 seçimlerinde iktidarı kaybeden İnönü’nün “Nankör millet” dediği söylenir. Akşener’in yaptığı da “Ben başbakan olacağım dedim yapmadınız, Cumhurbaşkanı olacağım sizleri kurtaracağım dedim yapmadınız, ben de siyaseti bırakıyorum, gemiyi ilk terk eden oluyorum. Nankör millet” demekten bir farkı var mı?
“14.11.2017 yazımda demiştim. “Meral Akşener Doğru yol Partisinin koalisyon iktidarı döneminde bakanlık yaptı. MHP’ye geçti, partisini ele geçirmeye uğraştı muvaffak olamadı. MHP lideri Devlet Bahçeli Ak Parti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı hep hedef aldı. Yaptığı konuşmalarla partilileri Erdoğan düşmanı haline getirdi.
Son zamanlarda anayasa değişikliği ve dış düşmanların Türkiye aleyhtarlığı Bahçeli’yi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yanında yer almasına sebep oldu.
Partisini ele geçiremeyen Meral Akşener, 1950 ‘de DP’nin 1983’te, Anavatan Partisi’nin, 2002’de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, halkın teveccühüne mazhar olan partileri örnek alarak kurduğu partiyle ilk seçimde iktidara geleceğini düşündü. MHP’de Erdoğan düşmanı olanlarla yeni partisini kurdu.
Türkiye’de üç devrede iktidarlara gelen partililer dönemlerdeki gibi halkın lanet okuduğu ne idare var, nede Meral Akşener ve ekibinde o liderlerdeki güç var.
Ben en çok bir ülkü ve hedef üzerine yetişen, hedefi olan ve dava adamı olan nice arkadaşların boş bir hayalin peşinde koşanların yanında yer almalarına şaşıyorum. Bir gün gerçek anlaşılacak ama pişmanlık fayda vermeyecek.” Hala bu gerçeği göremeyip gemisini terk edeni geri getirmek için kapısının önünde nöbet tutanlara şaşıyorum.
MHP’yi terk eden Akşener’in peşine takılanlar “Bahçeli Ak Parti düşmanlığı politikasıyla bizlerde Ak Parti düşmanı olduk. Şimdi Ak Parti ile beraber hareket ediyor. Madem Ak Parti iyiydi bizi neden Ak Parti düşmanı yaptı....” diye Akşener’in peşine takıldılar. Akşener de Ak Partiye karşı muhalefet yaparak seçimlere girdi. Başarılı olmadığı gibi ona inanarak arkasından gelen insanları genel başkanlıktan istifa ederek sükutu hayale uğrattı.
“Memleket uçuruma gidiyor, kurtaracağız” “bu seçimler çok mühim, diktatör devrilecek demokrasi mücadelesi veriyoruz, demokrasi kazanacak…” diyerek sosyal medyada yer alanlar gemisini ilk terk eden kaptanları için ne derler acaba?