Kıymetli okuyucularım geçtiğimiz hafta Bilecik Belediyesi ve Bilecik halkı rüşvet alındığı iddialarıyla çalkalandı, halende devam ediyor. Mart ayı sonunda Bilecik Belediyesi’nin Cumhuriyet Halk Partisi’nin eline geçtiğinin 3. Yılı dolmuş olacak. CHP’li başkan Semih Şahin başkan olduğundan bu yana defalarca yazılarım oldu. Yaşanan son olay sessiz, sakin, aniden olmadı. Davullu, zurnalı, gümbür gümbür sesiyle geldi. Bütün bu gür sese rağmen CHP il teşkilatı ve Milletvekili Yaşar Tüzün duymamakta ısrar etti; sonunda ilimizi bütün kamuoyunda mahcup olmasına sebep oldular.
Önemine binaen 6 Nisan 2021 tarihli “CHP’lilerin ‘Bu başkanla 5 yılı sağlam salim tamamlasak’ dediklerini duyar gibiyi”, 19 Ocak 2021; “İki yıl dolmadan rüşvet iddiaları”, 26 Ocak 2021 tarihli “Rüşvetin belgesi olmaz ama kokusu çekilmez”, başlıklı yazılarımı önemine binaen tekrar yayınlıyorum.
Yarın tekrar görüşmek üzere.
CHP'lilerin "Bu başkanla 5 yılı, sağ salim tamamlasak" dediklerini duyar gibiyim
Kemal Kılıçdaroğlu "Mevcut iktidarın peşinden, giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın ben ona öğretmen demem." Bir başka konuşmasında "Bizim eski milletvekili arkadaşımız bir açıklama yapıyor; "Vali militan, kaymakam militan, yargıç militan, alınan kararları görüyoruz..." diyor. Vay sen misin militan diyen... İçişleri Bakanlığı bütün valiliklere bir yazı hazırlıyor. Hepiniz dava açın, diye dava açmazsanız namertsiniz. Hepiniz militansınız. Ahlaksızlığın militanısınız." diyor.
Genel Başkanları böyle derse arkasından gidenleri durur mu elbette bir adım daha ileriye giderler, öylede oldu. İlimizi olumsuz haberleriyle ulusal basında kötü imajla yer alan Belediye Başkanı Semih Şahin İstanbul Sözleşmesinin fesh edilmesini bahane ederek başkanını fersah fersah geçerek bilboardlara açıklamada bulundu.
Bu adamın babası, annesi öğretmen, kendisi üniversite öğretim görevlisi olduğunu söylüyor, (gerçi isminin önünde hiçbir ünvanını göremiyoruz da) eşe, abiye, babaya, polise, sokakta yürüyen vatandaşa, toplu taşımacılara (meclis üyelerinin içinde toplu taşımacılar da var) şiddet uygulayıcılar olarak görüyor.
Şu belediyeyle ilgili her yazımda dışarıdan sekreterli getirdiği danışmanlarına vurgu yapıyorum. Danışmanlara bir şey danışıldıkça yanlışa sevk ediyorlar. Kamuoyu bilboardlarda yer alan açıklamaya büyük tepki gösterdi. Her zaman olduğu gibi CHP'de başkanın arkasında durmadı, susarak başkanını yalnız bıraktı.
Geçen bir yazımda belediyeyi beceriksizlikle isimlendirmiştim. Bu olay da bunun en büyük delili oldu. Edindiğim bilgilere göre, en az 20 kişinin basınla ilgili bölümde görevlendirildiği yönünde. Yani bir nevi adamına iş temini diyebiliriz. Bakanlıklarda, genel müdürlüklerde bile bu sayıda basın elemanı yok.
İşte parti elemanınızı işsiz bırakmayalım anlayışıyla işe alınan eleman genel başkanını örnek alan anlayışla birboardlarda yer alan virgüllü tek cümleyi kuruyor, meşhur dışarıdan sekreterli getirilen bir danışmana gösteriyor. Bilecik il merkezinde bulunamayan ithal danışman yayınlansın iznini veriyor.
Daha evvelde Gölpark belediyede iken "Gölparka giriş paralı olsun" diyen danışmanın teklifini Belediye Meclisine getiren başkan kendi partisi meclis üyeleri tarafından bile red ile tanışmıştı. Başkan danışmanlarının teklifleri üzerine daha bir kaç önerisi belediye meclisinden geçmedi. Böyle önünü görmekten aciz danışmanlarına güvenen başkan bilboardlarda adına düzenlenen sözlerden kamuoyunun tepkileri sonunda öğreniyor.
Başkan basın toplantısında "Öğretmen ifadelerinin cımbızlanarak alındığını..." söylüyor. Zaten tepki çeken sözlerin 6 satırlık tek cümle hepsi birbirine bağlı, tamamı okunduğunda ne denilmek istendiği anlaşılıyor. "Esasında benim kontrolümden geçmeden yayınlanmış." diyeceksin de, hem kendi partinden hem kamuoyundan "Biz seni başkan seçmiştik, sen idareyi kimlere teslim ettin." demesinden çekiniyorsun. Zaten gizli kapaklı "Basın bürosuna soruşturma başlattım." demekle bunu ima ile söylüyorsun.
Öğretmenlere atıfta bulunan Şahin'in il başkanı da öğretmen, bilboardı okuyunca ona ne kadar sinirlendi merak ediyorum. Muhalefetten çok CHP'lilerin "Bu başkanla sağ salim 5 yılı tamamlasak" dediklerini duyar gibiyim.
İki yıl dolmadan rüşvet iddiaları
Belediye Başkanlığı seçimleri iki ay sonra ikinci yılını dolduracak. Başkan Semih Şahin danışmanlarını ve danışman sekreterlerini İstanbul’dan getirdi. Birçok köşe yazımda dile getirdim, gündeme getiriş sebebim, bir gün bir bit yeniği çıkacağı endişemden kaynaklanıyordu.
Şahin, Belediyeden emekliye ayrılan Recep Kırca Başkan Yardımcılığına getirildi, daha sonra ne olduysa yer değiştirdi. Öyle zannediyorum, tecrübeli Recep Beye istediklerini yaptıramayınca Başkan Yardımcılığından aldı. Daha bir iki değişiklik oldu ama olanlar dışarı sızdırılmadı.
Partinin ve Milletvekili Yaşar Tüzün’ün ısrarları sonucu, Gölpazarı’nda seçimleri kaybeden Vedat Kazıcı belediyeye alındı. 3-5 ay gibi kısa dönem sonunda Kazıcı’ya kapıyı göstermediler ama odasını boşaltarak işine son verdik demekten beter ettiler. Kazıcı’ya daha sonra Bozüyük Belediye Başkanı Bakkalcıoğlu sahip çıktı. Bakkalcıoğlu Kazıcı’ya sahip çıkmakla CHP ve Tüzün’ün, Başkan Şahin ile arasının kamuoyu nezdince arasının açıldığını örtbas etmiş oldu.
Kazıcı’dan, Semih Şahin ve ekibi rahatsız oldu. Çünkü 10 yıl Gölpazarı Belediye Başkanlığı yapan Kazıcı’nın şaibeli bir dedikodusu çıkmadı. Böyle bir isimle istedikleri gibi hareket edemedikleri için onu yine belediyeyi terke mecbur ettiler.
Uzun zamandır CHP teşkilatı ve Milletvekili, Belediye Başkanı ve ekibinden memnun olmadıkları partililer tarafından etrafa anlatılıyordu. CHP içinde bir zamanlar önemli görevlerde bulunan bir arkadaşını “Kamuoyunda bir çok dedikodu konuşuluyor. Bilhassa İstanbul’dan getirilen danışmanlar parti içinde rahatsızlık meydana getirdi. Belediye Başkanı Şahin CHP teşkilatı tarafından partiye davet edildi. Bende o gün toplantıda bulundum. Teşkilat tarafından partiye gelen bütün şikayetler söylendi. Bilhassa danışmanlar, başta Selçuk Erdağı olmak üzere partili vatandaşlar tarafından iyi karşılanmadığı anlatıldı. Başkan Şahin bütün şikayetlere susarak cevap verdi.” Diyerek partinin rahatsızlığını bana söyledi.
Geçtiğimiz hafta sonu sitemizde ve dün gazetemizde CHP üyesi, belediye seçimlerinde aday adayı, eski belediye başkanlığı, milletvekilliği hizmetlerinde bulunan bir isim kamuoyunda yaygın olarak fısıltı halinde konuşulanları kendi sosyal medya hesabında dile getirdi, gazetemizde kamuoyuyla paylaştı.
Semih Şahin ve ekibinin CHP istanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun ekibinden olduğu iddialar var, olabilir de. Kaftancıoğlu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için Atatürk demeyerek Mustafa Kemal diyor. O’nun bu tavrına Milletvekili Tüzün sosyal medya hesabından “Milletimiz gönlüne koymuş haykırmış, Türk’ün Ata’sı demiş. Atatürk demekten rahatsız olanlar, gözlerinizin içine bakarak haykırıyoruz Mustafa Kemal Atatürk bizim yol gösterenimizdir. Atamızı her seferinde polemik konusu yapan kişi; o koltuğa yakışmıyor, bizleri temsil etmiyorsun.” Demişti.
CHP İl Teşkilatı, Milletvekili Tüzün’ün ekibinden. Tüzün, Kaftancıoğlu’na karşı olduğuna göre şimdi, hem de kendi partilisi tarafından Belediye ile ilgili iddialara ne diyecek? Yol yakınken CHP Teşkilatı ve Milletvekili tavrını açıkça ortaya koymalı. İleride kendi seçmeni tarafından desteği kesilebilir.
Rüşvetin belgesi olmaz ama kokusu çekilmez
Geçtiğimiz hafta, sosyal medyada eski belediye başkanı, milletvekili CHP’nin kayıtlı üyesi Bilecik Belediyesini ima ederek “Bilecik’te inşaat yapan müteahhitler rüşvet istendiği ve alındığı söyleniyor.” Dedi. Bir internet sitesi ve Sakarya Gazetesi haber yaptı. Geçen hafta ben de bu köşede bahsetmiştim. Gazetede yayınlanan bu haberin okuyucu sayısı on bir bini buldu. Haber değeri varsa okunur yoksa ne diye okuyucu okusun.
Kamuoyunun ilgisine mazhar olan rüşvet iddiası başta kendisini ilgilendiren konuyla ilgili Bilecik Belediyesinden açıklama yapılmadı. Aynı şekilde Belediye Başkanının partisi CHP’den de ses seda duyulmadı. Ne yazık ki muhalefet partileri için bulunmaz bir fırsat olan rüşvet iddiası haberi, onları da harekete geçirmedi.
Bugün sessizliğe bürünenler bugün milletin önüne sandık konulduğunda “Ey halkımız sizlerin hakkını korumak, sizlere hizmet etmek için oy istiyoruz...” dediklerinde halk size “Bilecik’te rüşvet alındığı iddiaları konuşulduğunda sessiz kaldığınızı unutmadık bugün bu konuşmalarınıza nasıl inanalım...” dediğinde ne diyeceksiniz?
“Sükut, ikrardan sayılır” sözünü unutmayalım. Belediye ve CHP için bu suskunluk ikrardan sayılır diye düşünmekte halk haklı. Muhalefet niye susuyor anlamak mümkün değil.
CHP’ye ait Yalova, Menemen, Ceyhan Belediyelerinde yolsuzluk yapıldığı için mahkemeleri devam ediyor. İllimiz böyle kötü bir sebepten kamuoyunda konuşulur olmasın. Rüşvetin belgesi olur mu? Olmaz ama kokusu yayılır, herkes de rahatsız olur.