Muhalefet çok geniş kapsamlı bir kelime ve toplumumuzun her kesiminde var olan bir kavram. En küçük birim olan aileden Parlementoya kadar muhalefeti görmek mümkün. Pederşahi düzende ailenin reisi babadır. Zaman zaman anne ve çocuklar onun muhalifi olur. Sivil toplum örgütlerinde, gücü elinde bulunduranın karşısında mutlaka bir muhalif grup vardır. Siyasette de bu böyledir. Siyasetteki muhalefet iki kısımdır. Partiler arasında, birinin ak dediğine diğerinin kara demesi hep muhalif olma düşüncesinden kaynaklandığı gibi parti içi muhalefetlerde de partiye hâkim olan ile azınlıkta kalanların mücadelesi sürüp gider. Tabiî ki muhalefet, yapıcı ve yol gösterici olduğu sürece güzeldir.
Biz, icraatın başındakilerin muhalefet anlayışları üzerinde durmak istiyoruz. Hizmette devamlılık esası olması gerekirken, kendilerinden öncekilerin yaptıklarına sahip çıkmak, başlattığı ve yarım kalan çalışmaları tamamlamak yerine, bunları yıkarak veya yapılanlara sahip çıkmayarak, kendi yaptıklarını (şayet varsa) ön plâna çıkarma gayreti bir muhalefet yaklaşımıdır. Böyle tiplerin karşı muhalefete de tahammülleri yoktur.
Bir anne, büyütüp yetiştirdiği evlâtlarının zarar görmesini ne kadar istemezse, hizmet adamları da, yaptıkları çalışmaların, meydana getirdikleri varlıların bakımsız kalmasını, zarar görmelerini ve heba olmalarını istemez. Evlâtları zarar gören annenin nasıl içi sızlarsa, bıraktığı esere zarar verilen insanın da aynen içi sızlar.
Bir süredir Pazaryeri kamu oyunu meşgul eden bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. Hemşehrimiz olması ile iftihar ettiğimiz rahmetli Kamil KOÇ’un torunları, dedelerinin memleketine katkı sağlamak ve ismini ölümsüzleştirmek için Belediye ile görüşmeler yapıyorlar ve çarşı meydanındaki parkın yeniden düzenlenmesi hususunda anlaşıyorlar. Esasen Kamil KOÇ ismi, sağlığında yapımına destek verdiği sağlık ocağı önündeki bulvar ile ayrı bir sokağa verilmekle toplumun gönlündeki yerini almıştır. Basit bir boz-yap tan öteye gitmeyecek bu çalışma yerine, Kamil KOÇ’un doğduğu, çocukluk yıllarını geçirdiği ev satın alınarak müze haline getirilebilirdi. Vatandaşlar, kaynağın yanlış değerlendirilmesine tepki göstermekte haklıdırlar. Ayrıca, iş icraata geldiğinde, yapılan hatalar vatandaşı çileden çıkartmaktadır. Artık, kâğıt üzerinde cetvelle çizilerek yapılan düzenlemeler dünyanın hiçbir yerinde kalmamıştır. Yapılan çizime göre yol üzerine gelen o güzelim ağaçların kesilmesi, güllerin sökülmesi kabul edilebilir bir hata değildir. Esasen peyzaj mühendisleri uygulamada işin başında olsalar inanıyorum ki, projeyi değiştirir, yetişmiş ağaçları kestirmezlerdi. Mevcudun tamamen kazınarak düzenleme yapılması yanlıştır.
Milletin bu husustaki tepkisine rağmen bir de Başkana Kayseri’ deki bir dernek tarafından Çevre ve insan sağlığı konusunda yılın en başarılı belediye başkanı ödülü verilmesi, işin tuzu biberi olmuştur. 2 yıldan beri cadde ve mezarlılardaki fidanlara bir kaşık su dökülmezken, eski mezarlıktaki fidanlar ile yeni mezarlığın büyük bir bölümü ottan görülmez hale gelmişken, parklar perişan haldeyken, ilçe giriş ve çıkışlarını deve dikenleri, mevcut ağaçların diplerini otlar kaplamış, çevre bakımsızlıktan dökülürken, Başkana bu konuda ödül verilmesi önce kendisine, sonra da ilçe halkına hakarettir. Milletle dalga geçmektir.
Şayet bu ödül, hemşehrimiz Mustafa ELDEMİR’in gönderdiği borularla açık kanalın biraz daha kapatılması için ise takdir vatandaşlarımızındır. Ayrıca bir kısım derneklerin nasıl ödül verdiklerini de bilenlerdeniz. Önemli olan halkın ödül vermesidir. Sadece halkın vereceği ödül şaibesizdir.
Başkanlar, şaibeli ödülleri değil, halkın vereceği ödülleri kazanmak için çalışmalıdırlar.