Şeyh Edebali Üniversitemiz kuruluşunun 10. Yılını kurulduğundan bu yana görmediğimiz bir usulle kutladı. Allah korudu da bir yangın felaketinden üniversite kurtuldu. Her ne kadar kutlama şekli tenkide değse de ben üzerinde durmak istemiyorum. Bugünkü üniversite yönetimini büyük bir arzuyla gelmesini isteyenler bu kutlama merasimini nasıl karşıladılar merak ediyorum. İleri ki yıllara kapı açıldı bakalım gelecek yıllarda nelerle karşılaşılır.
Benim esas üzerinde durmak istediğim Ziraat Fakültesi üzerine tahsis edilen arazi üzerinde üretim yaptı. Ürettikleri mahsulü üreticiye satarak değerlendirdi. Rektör İbrahim Taş göreve geldiğinde ilk icraatlarından biri “Üniversite Ticarethane değildir…” diyerek üretilenlerin satışını ve üreticiliği durdurdu. Geçen yıl 200 dönüm arazi çalıştırılmadı ve yapılan seralar viranelik olmaya terk edildi. Ben bu uygulamayı diğer üniversiteler ile kıyaslayarak haber yapmıştım. Rektör Taş üretim yapılmayan virane hale gelen seraları göstermek için beni araziyi görmeye davet etti, o an zamanım müsait olmadığı için gidemedim. Daha sonralarıysa gitmeyi teklif etmedim. Etmedim çünkü işlenmemiş bir arazi ve köhneleşmiş seralar karşısında bir rektörün mahcubiyetini görmek istemedim. Ama Rektör Taş benim gitmeyişimi bir gazetede tenkit etmeye kalktı. Sanki arazi çalıştırılıyormuş, üretim yapılıyormuş havasını meydana getirmeye çalıştı. Bir yaz geldi, Ramazan sonu gidelim bakalım arazi ne halde bir görelim.
“Üniversite ticarethane değildir…” diyen üniversite 10. Yıl kutlamalarında ticaretin daniskasını yaptı diyebiliriz. Yaklaşık 5-10 dönümlük toprak arazi üzerine kurulan yiyecek içecek stantlarında satış yapan esnaftan ne para alındı? Gondol, ranger, çarpışan taksi, balerin gibi eğlence makinaları ne şartlar altında kuruldu?
Hangi şirket esnafa yerleri kiraya verdi?
Hani üniversiteler ticarethane değildi?