HAYVANCILIK, KALKINMA VE MERALAR

FERRUH ERDOĞAN

Tema Vakfı 37 yıl sürencemede kalan mera kanunun çıkarılmasında çok önemli bir mücadele vermiş sonunda tüm TBMM tarafından KANUN çıkarılmıştır. 28.02.1998 tarihinde yürürlüğe giren 4342 sayılı MERA KANUNU ve ardından 31.07.1998 tarihinde yürürlük kazanan mera ve mera fonu yönetmeliği TARIM ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından uygulanmaya başlanılmıştır.

İlgili genel müdürlükler ve daire başkanlıkları sayesinde uygulama ve yönlendirici çalışmalar geliştirilmekteyse de yeterli değildir. Bu duruma paralel olarak TARIM’a ve Hayvancılığa gerekli ve yeterli uygun politikalar izlenmemiş sonunda, bu sektör boylu boyunca TOPRAĞA yatırılmıştır! Böyle olmasa günümüzde ilgili Bakanlık yetkilileri TARIMI AYAĞA kaldıracağız sözcüğünü niye kullansınlar ki…

MERA Kanunu doğru dürüst uygulanmakla birlikte, yem, yem bitkileri, damızlık, teknik bilgi v.b gibi Hayvancılıkla ilgili mali-ekonomik politikalar ÜRETİCİ lehine üretilseydi. Hayvancılık bu düzeyde bitirilmiş olmazdı. İnsanlarımızda At, eşek v.b. gibi, kontrol, denetimsiz olarak kırmızı ete mahkum edilmezdi. Nitekim ilimizde de geçmiş yıllarda oldukça ünlü firmalarda dahi bu olaylar görülmüş, iş adliyelik bile olmuştur.

KANUNUN çıkarılması da günün Tarım Bakanlığı görevlilerinin de yönlendirilmesiyle, siyasi partilerimizin gayretiyle TBMM’inde 222 milletvekilinin oyuyla KANUN meclisten geçerek 37 yıllık mücadeleyi başarı ile sonlandırmışlardır.

Tarım ve Hayvancılık bir bütün olarak ele alınarak, birlikte istikrarlı, sürdürülebilir. “MİLLİ-DEVLET” politikası haline dönüştürülmelidir. Yem bitkileri tarımı da dahil olmak üzere MERA’ya dayalı olmayan HAYVANCILIK’ta Ekonomik “ET”-SÜT, hayvansal ürün üretemezsiniz! Ucuz PROTEİN yiyemezsiniz. AB ülkeleri ortalama 4 dolara kilogram et satın alırken, bizde market ve kasaplardan ortalama 14-15 dolara kilogramı et alırsak, asgari ücretli ve işsiz hayvansal proteinli gıdalara raflarda seyretmeye devam edecektir. Kaçak et kesilmesi de elbette önlemeyecektir.

1981-1998 yılları arasında yem fabrikalarında orta ve üst düzeyde yöneticilik yaptım. Hayvancılığı ve yem – yem bitkileri, çayır – mera bitkilerini de yakından izledim, içinde bulundum. Türkiye’nin canlı hayvan yetiştiriciliği ve kaynağı olan yayla, plato, otlak ve meralar bitirildi, işgal edildi bozuldu ve yok edildi. Mera konumu ile birlikte biraz ivme kazandı, biraz göze batan çalışmalar oldu, sonra saman alevi gibi söndü! Sadece arpaya, yemlik buğdaya, küspe ve kepeğe, biraz dı mısıra dayalı kesif yemle hiçbir zaman hayvancılık ayağa kalkmaz. Meralara ve yem bitkilerine, otlaklara – çayırlara dayanmayan hayvancılık ancak büyük desteklerle ayakta kalabilir.

Başlangıçta meralar ıslahla ve yenileştirerek dereceye alınıncaya kadar, yem bitkilerine ve bazı yemlik daneli hububata mutlaka AB deki kadar devlet desteği, şarttır. Otobanlara, ekspres yollara, hızlı trene, pahalı ihalelere popilist politikalara verilen paralar, tarım ve hayvancılığa da verilmelidir. Büyükbaş, küçükbaş (sığır – koyun) ve beyaz et sektörü gelişmediğinde insanlar mecburen vejeteryan olurlar! Sonunda da normal şartlarda yeteri kadar protein alamayanlar “Ot yiyici” sınıfında kalırlar! Et yiyebilenler, normal protein olanlar “Et yiyebilenler” de gelişirler ve besin zenginliği oligarşi yaratır! Ben de tarımcı olarak böyle düşünmekte kendime göre haklıyım…

Hadi açılımcılar ve demokrasiyi yaygın isteyenler. Çoğunluğu almayı unutmayın! Şakası bir yana, şu hayvancılığı, yatırdığınız gibi ayağa kaldırın! Kıyma 21 TL, Et 30 TL, daha iyileri 40 TL üzerinde halk bu eti yer mi, seyreder mi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.