HERKES MUHASEBESİNİ YAPMALI!

ALİ ERDAL

Bugün her fert, Gülen’le ilgili muhasebesini yapmalı… Herkes… İstisnasız… Hangi mevkide olursa olsun. İnzivaya çekilmiş olan bile… Herkes nefsini bu meselede hesaba çekmeli… Bugün öyle bir gündeyiz. Hattâ… Bazı kişiler hesabını cemiyet önünde yapılmalı… Zaten bazı kişiler, cemiyet önünde hesap vermeye mecbur ediliyorlar. Bunun dışında, herkes kendi muhasebesini mümkünse cemiyet önünde kendisi yapmalı. Birilerini hesaba çekmek değil, herkesin kendisini hesaba çekmesi…

Ben muhasebemi cemiyet önünde yapıyorum…

1967 yılında… Bursa Eğitim Enstitüsü’ne başladım. İlk günlerde bir arkadaş geldi. Bilecikli imiş, Bursa’da oturuyorlarmış. Amcası, talebe arkadaşlarından hemşehrilerimizi çaya dâvet et, demiş… Memleket hasreti… Arkadaşımız, 7-8 kişi topladı, gittik… Çaylarımızı içerken ortaya büyük bir teyp getirdiler. Bize bir şey söylemeden, emrivâki ile birinin konuşmasını dinletecekler… Balıklar, oltanın ucundaki yemlerini yiyerek, konuşmacıyı dinledi. Diğerlerine dikkat etmedim ama ben, hemşehriliği alet ederek insan avlama nezaketsizliğine rağmen, dikkatle dinledim.

Konuşmacı, daldan dala atlıyor. Bir konu üzerinde durmadığı için söylediklerinden pek bir şey anlaşılmıyor. Bir şeyler anlatmaya değil, dinleyenleri etkilemeye çalışıyor. Ve ağlıyor… Allah diyor, ağlıyor, Peygamber diyor, ağlıyor… Sahabe diyor, ağlıyor. Kendisini, gözyaşlarını zapt edemez derece aşkla yanan biri gibi göstermeye çalışıyor. Bu kadar alenî bir basitliğin anlaşılmayacağını zanneden bir geri zekâlı…

Konuşma bir camide vaaz… Densiz, herkesin karşısında salya sümük (affedersiniz) ağlıyor. Biz Müslümanlar, “TENHALARDA AĞLAMAKLA” emrolunmuşuz. Allah’a ağlamak, insanlara değil… Biz Müslümanlar biliyoruz ki, gerçek büyükler aşklarını disiplin altına alabilenlerdir. Böyle kendini salıvermek marifet değil, aczdir. Samimiyse acz, samimi değilse münafıklık…

Bir hafta sonra tekrar davet edildik… Aynı gün, aynı saatte… Devamlılık kazandırılmaya çalışılıyor. Aynı kişiyi dinlettiler yine… Bu sefer iyice kanaat getirdim ki, bu adam her kimse, oyun oynuyor… Tiyatrocu… Anlaşılmaz tiratları ile milleti etkilemeye çalışıyor… Nitekim dinleyenlerden onun ağlaması üzerine haykıranlar… Allah diye bağıranlar… Onunla beraber ağlayanlar… Gaza gelenlerin sesleri duyuluyor. Davet eden, bizim de havaya gireceğimizden emin.

Bursa’da ikamet eden, çok sevdiğim bir akrabamız ağabeyime bu durumu anlattım. Kişinin kim olduğu üzerinde durmuyoruz… Bilmiyorum da zaten… O da sormuyor… Ağabeyimden öğrendim… Maalesef Kur’ân ve Mevlit okuyanlardan bazıları parayla adamlar tutuyorlarmış, bunlar önceden kararlaştırılmış yerlerde “Allah!” diye nâra atıyorlarmış. Konuşmacıyı dinlerken çığlığı basanlar, paralı mı, parasız mı bilemem. Ama herze aynı… İğrendim, konuşmacının sun’i ve sahte mistisizminden. Her ne olursa olsun, hakikisinin olmadığı yerde, sahtesi imkân bulur. İnsanları böyle ucuz yoldan etkileme gayreti niçin? Öğrenmek için istişareye ve araştırmaya değer de görmedim.

Bir daha gitmedim… Konuşmacıyı o kadar basit ve değersiz gördüm ki, kim olduğunu sormadım… Gözümde bir süre sonra kaybolup gidecek basit bir gayretkeş…

Aradan yıllar geçti… Televizyondan (vidyo) seyretmenin başladığı yıllar. 1980 ihtilâlinden sonra… Bir arkadaş, (vidyo)ya alınmış bir konuşmadan bahsetti… Mutlaka görmelisin, dedi. Arkadaşım dinlettireceği kişinin itikada aykırı şeyler söylediğini düşünüyor ve benim görüşümü öğrenmek istiyor. Televizyondan beraber seyrettik. Baktım, unutup gittiğim o ses… Yine ağlıyor. Kimin kasetini seyredeceğimizi arkadaşım söylemişti: Fetullah Gülen…

Kanaatim bir daha kesinleşti… Bu adamdan ne köy olur, ne kasaba… Kimse bunun peşinden gitmez. Yanılıp gidenler de bir süre sonra anlarlar, vazgeçerler… O tiyatro oyuncusu da silinip gider. Kendisini canlı olarak görmediğime şükrediyorum.

Gülen’i doğru teşhis etmiştim, fakat silinip gideceği konusunda yanılmışım. Eğer normal şartlarda yurt dışından bir el kendisini alıp götürmeseydi, kanaatimin doğru çıkacağından bugün de eminim.

Muhasebeme, dinletilen kasette Gülen’in neler söylediğini tahlil ederek devam edeceğim inşallah.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.