Son zamanlarda yaşanan Cemaat-Akp gerilimi bize yeni bir dönemin başladığını haber veriyor. Cumhuriyet kurulduğundan beri süregelen zamanda ülkedeki siyasi çekişmeler kemalist ve anti-kemalist zihniyet arasında olmuştu. Fakat şimdi sağda hatta bırakın sağı, bu zamana kadar İslamcı bir tutum içinde olan iki kurum arasında çekişmeler ayyuka çıkmış durumda. Bu yeni kulvarda bir şeyler söylemek çok kolay değil. Elbette kalabalıklar bizi taraf olmaya çağırıyorlar bütün hoyratlıklarıyla ancak biz körü körüne taraf olmaktansa bertaraf olmayı yeğliyoruz.
"Hizmet hareketi" şüphesiz ki izlediği yöntem bakımından, bugün geldiği noktaDA diğer cemaatlerden çok farklı bir konumda. Büyük bir organizasyon yeteneği ve geniş kadroları var. Ekonomik yönden de ciddi bir gücü var. Bu açıdan bakılınca "devlet içinde devlet" gibi görünüyorlar. Cemaat, içinde bulunan gönüllüleri istihdam etme gücüne sahip, bir memur gibi bir ilden başka bir ile atama gücüne sahip. Bir de bunlara ek olarak devlet içinde ciddi bir kadrolaşmaya gittiği de apaçık ortada. Uluslararası bir eğitim gücüne sahip, belki de asıl gücü buradan alıyor.
Tüm bu özelliklerini ortaya koyduğumuzda Siyasi iktidarın cemaatle uğraşması pek tabii geliyor gözüme. Günahı sevabı bir kenara koyalım. Günaha sevaba bakarsak iki tarafta karşısındakini tekfir etmeye kadar gidebilir ve bu olayın aydınlatılmasını değil aksine karartılmasını sağlar.
Cemaatin klasik bir dini grup gibi çalışmadığı ortada. Paralel devlet kavramı cemaat için cuk oturan bir kavram. Eğer Fethullah Gülen ve ekibi böyle bir yapı kurmayı, devlet içinde kadrolaşmayı göze alıyorlarsa siyasetide göze almak zorundalar. Bunu yapmadan bir iktidar gibi çalışmaya devam ederseler elbetteki siyasi iktidar onlarla uğraşmak mecburiyetinde kalacaktır. Çünkü tarihe baktığımızda iktidarlar ne olursa olsun ortak kabul etmemişlerdir.
Öte yandan Ak Parti'de sayın Recep Tayyip Erdoğan tek adamlığa doğru emin adımlarla ilerliyor. Geldiğimiz noktada "milli irade=Recep Tayyip Erdoğan" oldu. Bir de Yiğit Bulut çıktı ki sormayın gitsin. Her olay dönüp dolaşıp aynı yere geliyor veya getirtiliyor."Türkiye üzerinde oynanan büyük oyunlar." Bu konular medyayı meşgul ederken, geri planda bilmem neye zam geliyor. Hangi tasarılar kanunlaşıyor kimsenin haberi yok. Ve insanlar Tayyip Erdoğan'a bağlanıyor. Onsuz yapamaycaklarını zannediyorlar. Farkında mısınız? Beşer olma özelliğini günden güne kaybediyor. Aynı Fethullah Gülen gibi aynı diğer cemaat liderleri gibi.
Adalet aksıyorsa keza öyle. Devletin bekası için adalet gerekir. Adaletsizlik, yolsuzluk devletin bekası için yapılmaz. Ben buradan Bakan çocuklarının yolsuzluk yaptığını savunmuyorum. Davanın sonuçlanmasını bekliyorum. Ancak ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya hadi neyse.
Daha söylenecek çok söz var, söyleyecek zamanımız ve mecramız olursa söyleyeceğiz de. Fakat demem o ki birilerinin dava dava diye ortalığı yıkması meğer ne kadar yalanmış. Çıkarlar çatışınca ortada dava dedikleri şey de kalmıyormuş. Halkın artık bunu görmesi gerekiyor. Her iki taraf içinde söylüyorum.