İnsan hayatında iyi günler olduğu gibi sıkıntılı, üzüntülü geçen günler de muhakkak vardır. İşte bu günlerde edinilen dostluklar, arkadaşlıklar daha sağlam olur. Şöyle bir düşünürseniz, asker arkadaşlığı, hastane arkadaşlığı, hapishane arkadaşlığı (Allah göstermesin) sağlam arkadaşlıklardır. Örnekleri çoğaltabiliriz.
2 yıl askerde birlikte kaldığınız arkadaşlarınızla yıllarca görüşmeleriniz, dostluklarınız devam eder. Hastane arkadaşlığı da öyle, acılı gününüzde aynı odayı paylaştığınız, daha öncesinden hiç tanımadığınız insanlarla dostluğunuz belki ömür boyu sürer. Çevrenizde hacda beraber kalmış (meşakkati paylaşmış) insanları görürsünüz, ailece bir birlerine gelir giderler.
Kişiler için bu böyledir de, toplumlar için farklımıdır! Şöyle etrafınıza baktığınızda pek çok yardımlaşma ve dayanışma derneklerini görmeniz mümkün. Bunların bir kısmı sosyal ihtiyaç, bir kısmı da mahrumiyetliklerin getirdiği yardımlaşma duygusundan kurulmuştur.
Geçtiğimiz hafta sonu Bursa’daki “Pazarcıklılar yardımlaşma ve dayanışma” derneğinin boza gecesinde hemşehrilerimizle buluştuk. Hasret gidermek için bir vesile oldu. Orada bir birini ilk defa gören insanların ne kadar samimi tavırlarla yakınlaştıklarına şahit oldum. Belki yıllarca aynı ilde yaşadıkları halde bir birinden habersiz olan bu insanların, böyle bir vesile ile karşılaşmış olmalarının onları daha çok kaynaştırdığını gördüm. Gecenin düzenlenmesinde emeği geçen dernek başkanı Varol Akbaş ve yönetim kurulu üyelerini kutluyor, maddi destek veren Pazaryeri Belediyesine ve Soydan bozaya teşekkür ediyorum. Yabancısı olduğunuz bir ilin caddelerinde gezerken, ilinizin plâkasını taşıyan bir araç gördüğünüzde nasıl bir duyguya kapılırsınız veya araç kullanırken karşılaştığınızda, nasıl karşılıklı olarak korna çalarsınız, yıllarca komşuluk yaptığınız, sonra ayrıldığınız insanlarla aynı ortamda buluşmanız sizi nasıl etkiler? İşte bunlar, kendinizden birini görmüş olmanızın verdiği sevincin dışa yansımasıdır.
5 yıl önce, kuruluşuna emek verdiğim, bulabildiğim hemşehrilerimi bir araya getirdiğim derneğin, gelişmesi beni ayrıca mutlu etti. Artık bu halkanın genişleyeceğine, iyi ve kötü günlerinde dayanışma içinde olacaklarına, yardımlaşacaklarına inanıyorum. Hemşehricilik bilinci ile ilçenin tanıtımında da öncü olmaları, artık onlar için bir görev haline gelmiştir.
Toplumumuzda bu tür derneklere ihtiyaç vardır. Sosyal faaliyetler insanları bir birine daha çok yakınlaştırır. Sağlam dostlukların oluşması, kederi ve sevinci paylaşmaları, onlara, insan olmanın güzelliğini yaşatacaktır.
“Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatan dostundur.
Unutulmamalıdır ki, kötü günde katkısı olmayanın, iyi günde hissesi yoktur!”