İnsani Yardım Vakfı (İHH) Bilecik Şubesi tarafından yıllardır ambargo altında bulunan Gazze için yardım çağrısında bulunuldu. Gazze’ye yönelik saldırıların artarak devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, “Abluka, 2006’dan bu yana arkasında 4.631’den fazla şehit ve 21.426 yaralı bıraktı. Bu saldırılar ve işgal planları sebebiyle toplam yerleşim birimlerinin %77’sine denk gelen 292.502 ev yıkıldı veya zarar gördü” bilgisine yer verildi.
Açıklamanın devamında; Ablukanın kaldırılmaması halinde Gazze’nin 2020 yılında yaşanmayacak bir yer haline dönüşeceğine dikkat çekilerek, “Acilen bütün İslam ülkeleri Gazze’yi gündemlerine almalı ve bölgeye ablukanın kalkması ve insani yardımın girişine izin verilmesi noktasında çaba sarf etmelidir. Ülkemiz bu konuda öncülük etmelidir. Necip milletimizin, yıllardır olduğu gibi Gazzelilere olan desteği her anlamda sürmeli ve yardımlar artırılmalıdır.
Son olarak Türkiye’yi, uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya ve tüm Gazzeli kardeşlerimize yardıma çağırıyoruz” denildi.
İHH Bilecik Şubesi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“2 milyon nüfusu ile yüzölçümüne göre dünyanın en yoğun şehirlerinden biri olan Gazze, yıllardır ambargo ve abluka altında nefes almaya ve yaşamaya çalışıyor. Mısır ve işgalci İsrail rejiminin sınır kapılarını kapalı tutarak bölgeyi adeta bir açık hava hapishanesine çevirmeleri, Gazze’de hayatı durdurma noktasına getirdi.
Gazze Şeridi’ne uygulanan kara, hava ve deniz ablukası 12. yılında artarak devam ediyor. Bu abluka Gazze Şeridi’nde yaşayan 2 milyon Filistinliyi hedef almış durumda. Abluka, 2006’dan bu yana arkasında 4.631’den fazla şehit ve 21.426 yaralı bıraktı. Bu saldırılar ve işgal planları sebebiyle toplam yerleşim birimlerinin %77’sine denk gelen 292.502 ev yıkıldı veya zarar gördü.
Gazze’de ambargo, abluka ve saldırılara bağlı olarak yaşanan sosyal çöküntü, hayatın her alanında hissedilmektedir. Ekonomik sıkıntılar, altyapı sorunları ve yaşanan kısıtlamalar, özellikle sağlık ve eğitim sektörlerinde çok önemli problemler ortaya çıkarmaktadır. Gazzelilerin içinde bulunduğu ve en acil şekilde çözülmesi gereken sorunlar her geçen gün ağırlaşmaktadır.
Şehirde temiz içme suyu problemi büyük boyuta ulaşmış durumda. Gazze’de su kirliliği yüzde 95 seviyelerine ulaşmıştır. Çocukların %40’ı yetersiz beslenmeye bağlı sağlık sorunları yaşamakta. Abluka nedeniyle düzenli yardım alamayan yardıma muhtaç durumdaki 17.000 yetim çocuk büyük mağduriyetler yaşamaktadır.
Gazze’nin sosyal ve ekonomik kurumlarının işleyebilmesi için gerekli olan özellikle enerji, yakıt, ilaç ve gıda malzemesi gibi birçok ürünün abluka nedeniyle bölgeye alınmaması sonucu Gazze’deki insani kriz her geçen gün derinleşmektedir. Zaten bölgedeki kötü olan insani durum, 2018’in ilk aylarından itibaren daha da kritikleşmiştir. İsrail ablukası sebebiyle Gazze’de hayatın çeşitli alanlarında tam bir çöküş yaşanmaktadır.
Ekonomik ve sosyal krizlerin başlıca sebeplerinden biri olan elektrik yokluğu, Gazze’de son yıllarda görülen en temel sorunlardan biridir. Yıllardır devam eden ve günde 20 saate kadar varan elektrik kesintileri, Gazze’de hayatı doğrudan ve dolaylı olarak oldukça zorlaştıran belki de en önemli krizdir. srail’in sistematik bombardımanları sebebiyle Gazze’deki fabrikaların %80’i kapanmıştır. Gazze’de elektrik açığı yüzde 65 seviyelerine ulaşmıştır. Memurlar ise maaşlarının büyük bir kısmını alamamaktadır ve ekonomik krizden dolayı iş yerlerine yürüyerek gitmek zorunda kalıyorlar. Bölgede alım gücünün düşmesinden dolayı insanlar çok zor şartlar altında yaşamak zorunda kalıyor. Gazze’de gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 60’dayken yoksulluk altında yaşayanlar yüzde 65, aşırı yoksulluk yüzde 30, yardımlara bağımlılık ise yüzde 80’lerdedir.
Abluka altında zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan insanlar, dışarıdan gelecek yardımlara ihtiyaç duyuyor. İlaç, tıbbi malzeme, içme suyu ve mazot gibi ihtiyaçların karşılanabilmesi için dışarıdan yapılacak nakdi yardımlar çok önem arz ediyor. Gazze’de sağlık alanında yaşanan sorunlar da Gazze’yi yaşaması zor bir yer haline getiriyor. Şu anda Gazze’de ilaç açığı yüzde 45, tek kullanımlık tıbbi malzeme açığı yüzde 26, bozuk cihaz sayısı ise 350’dir. Kanser hasta sayısı 17 bin 530 olurken yeterli ilaç bulunamadığından bir çoğuna müdahale edilememektedir. Bir çok tıbbi malzemeye ulaşılamadığı için 4 bin civarında ameliyat ileriki tarihlere ertelenmiş ama ne zaman yapılacağına dair bilgi yoktur.
Öte yandan unutmamak gerekir ki, Birleşmiş Milletler raporlarında, “eğer ablukayı hafifletmek için bir şeyler yapılmazsa, Gazze'nin 2020'ye kadar ‘yaşanamayacak’ bir yere dönüşeceği” vurgulanıyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, Mart 2018’den bu yana devam eden barışçıl Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü’nde şu ana kadar, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucunda 190’dan fazla sivil şehit olurken 427 kişi de ağır yaralandı. Saldırılar sonucunda bir çok kişi sakat kaldı. Saldırılar sonucunda toplamda 19.640 kişi zarar gördü. İşgalci İsrail askerleri silahsız sivillere, çocuklara ve kadınlara gerçek mermiler kullanmış, gazetecileri öldürmüş, kalabalığın üzerlerine gaz ve duman bombaları atmıştır.
Bugün burada ve tüm Türkiye’de Gazze dostlarıyla birlikte Siyonist İsrail'in bu hukuksuz uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Gazze sevdalıları olarak tüm bu hakikatleri haykırmaya devam edeceğiz. Her geçen gün Filistin’deki zulmünü artıran İsrail’e karşı bizler de mücadelemizi sürdüreceğiz.
Acilen bütün İslam ülkeleri Gazze’yi gündemlerine almalı ve bölgeye ablukanın kalkması ve insani yardımın girişine izin verilmesi noktasında çaba sarf etmelidir. Ülkemiz bu konuda öncülük etmelidir. Necip milletimizin, yıllardır olduğu gibi Gazzelilere olan desteği her anlamda sürmeli ve yardımlar artırılmalıdır.
Son olarak Türkiye’yi, uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya ve tüm Gazzeli kardeşlerimize yardıma çağırıyoruz.”