İHH’DAN İDLİB ÇAĞRISI!

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Bilecik Şubesi tarafından yapılan açıklamada, Suriye’nin İdlib kentine yönelik gerçekleştirilen saldırılara dikkat çekildi. Yaşanan saldırıların büyümesi durumunda çok daha kötü sonuçların ortaya çıkacağı belirtilerek, insani yardıma ihtiyaç olduğu kaydedildi.

Açıklamada, olası bir göç dalgasının ciddi krizler ortaya çıkarabileceğine vurgu yapılarak, “Bu krizi kontrol altına alabilmek için çadır, hijyen ve sağlık ürünlerinin yanısıra gıda malzemelerine ihtiyaç var” denildi.  

Ayrıca, Türkiye ve dünya kamuoyunu harekete geçmeye çağıran İHH, “Allah mazlumların yanında, zalimlerin karşısındadır. Hesap günü gelip, kapımıza dayanmadan mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

İHH Bilecik Şubesi’nin İdlib’e ilişkin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“Reform talepleriyle başlayıp uluslararası güçlerin müdahalesi sonrasında küresel hesaplaşma arenasına dönüşen Suriye’de insani bedel giderek büyüyor. Savaş sırasında uygulanmış olan her türlü şiddet öylesine kanıksandı ki, 7. yılında insani bilanço hakkında verilen rakamlar artık insanlar için bir anlam ifade etmez hale dönüştü. Yezid’in zulüm iktidarı yaklaşık 4 yıl sürmüştü. Esed’in zulüm iktidarı elbette yakında yıkılacak ve tarih bu zulme sessiz kalanlar ile mazlumun yanında yer alanları er-geç yazacaktır.

Son iki yıldır ilan edilmiş olan “çatışmasızlık bölgeleri” ilk anlarda barış için önemli bir adım gibi görünmüştü. Ancak Esed rejiminin bu bölgelere yönelik saldırıları binlerce sivilin ölümü ile sonuçlandı. Esed ve destekçileri şer iktidarları uğruna kendisiyle birlikte yandaşlarını da cehenneme sürüklüyor. Öldürülen çocukların hiçbir günahı yok iken o masumlara bu dünyayı dar edenlere Allah’ın gazabı yakındır. Çünkü hiçbir zulüm kalıcı değildir.

Bu çatışmasızlık bölgelerinin sonuncusu olan İdlib daha büyük bir insani krize gebe görünmektedir. Çünkü, kent ve çevresi sadece yerel 300 bin nüfusa değil, savaş nedeniyle ülkenin farklı bölgelerinden “güvenli olduğu” için buraya gelen 3 milyonun üzerinde mülteciye de ev sahipliği yapmaktadır. Olası bir saldırıda birçok insan ikinci defa mülteci durumuna düşeceği gibi, gidecek yerlerinin olmaması da ayrı bir trajedidir. Hali hazırda nüfusun üçte ikisi zaten insani yardıma muhtaç olan İdlib, olası bir rejim saldırısı ardından daha büyük bir insani felaketle karşı karşıya görünmektedir. İdlib, Suriye direnişinin son cephelerinden birisidir ve o cephe zalimin eline geçtiği anda zalimler ile Türkiye arasında artık mesafe sıfırlanacaktır. Bu da ülkemizi hedefe koyan şer güçlerin işlerini kolaylaştıracaktır.

3 milyonu aşkın insanın yaşadığı İdlib’de olası bir saldırı sonrasında en az 700 bin kişinin yeniden yollara düşmesi beklenmektedir. Bu da Suriye savaşında şu ana kadar bir seferde en büyük mülteci hareketi olacaktır. Bu insanların en az 250 bin tanesinin Türkiye’ye doğru hareket etmesi bekleniyor. Cilvegözü Sınır Kapısı (Babülhava) insani yardımların tek giriş yeri. Aylık ortalama 400-450 arası yardım kamyonu giriş yapmaktadır. Olası bir askeri saldırıda güvenlik nedeniyle sınır kapısı kapatılırsa yardımların girişi de aksayacaktır. Büyük bir insan selinin ülkemiz sınırlarına dayanması ne ülkemiz için ne de mazlumlar için kabul edilebilir, bir şey değildir.

Daha önce Doğu Guta ve Halep saldırılarında en azından mültecilerin sığınabileceği özgürleştirilmiş yerler vardı. Bu kez mültecilerin böyle bir şansı da bulunmuyor. Haddinden fazla kalabalık olan bölgede yaşam koşulları yeni bir saldırıyla daha da kötüleşecek.

Şu ana kadar yüz binlerce insanın çatışma ve bombalamalarda hayatını kaybettiği Suriye iç savaşında İdlib’e bir saldırı halinde sivil kayıpların daha da artmasından korkuluyor. Bölgede silahlı unsurlar ile sivillerin ayrımı zor olduğu için olası hava operasyonlarında binlerce sivil zarar görecek.

Suriye iç savaşında çatışmalar dolayısıyla ölenler haricinde sadece açlık, hastalık ve benzeri nedenlerden dolayı ölenlerin sayısı ise 70 bin olarak tahmin edilmektedir. İç savaş boyunca öldürülen sivillerin 24 bin tanesi çocuk, 100 bine yakını kadınlardan oluşuyor.

2 milyona yakın insan savaşa bağlı çeşitli nedenlerden yaralandı. 22 milyon nüfuslu ülkede insanların yarısı evini terk etti. Bunların 6 milyonu ülke içinde İdlib gibi güvenli gördüğü yerlere göç ederken 5 milyonu, başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığındı.

İdlib’de mülteci ailelerin çoğu yoksulluk sınırının altında yaşamakta ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır. Gıda, barınak, sağlık ya da eğitim ihtiyaçları gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar, yeni bir saldırı halinde hayattan iyice kopacaklardır.

Okulların yarısı ya hasarlı yada sığınak olarak kullanıldığından eğitim yapılamıyor. İdlib’de bulunan hastane ve kliniklerin yarıdan fazlası çalışamıyor. Milyonlarca hektar tarım arazisi ya yok edildi ya da kullanılamaz hale getirildi. Bu nedenle bölgeye başta un olmak üzere temel yaşam desteğinin yapılması kaçınılmaz bir zorunluluk.

İHH’NIN YARDIMLARI DEVAM EDİYOR

Suriye’deki çalışmalarını 10 koordinasyon merkeziyle sürdüren İHH’nın kurduğu 6 konteyner kent ve 27 çadır kentte 150 binden fazla insan yaşıyor. 61 fırın, 30 mutfak ile mültecilere yemek ulaştırılıyor. 35 ücretsiz giyim mağazasıyla mülteciler ihtiyaçlarını karşılıyor. 14 tesisle sağlık hizmeti veriliyor. 1 üniversite ve 43 okulda öğrenciler eğitim alıyor. Reyhanlı’da inşa edilen Çocuk Yaşam Merkezi’nde 990 yetim çocuk kalıyor. Her ay 10 binden fazla yetim çocuğa yardım yapılıyor.

İHH, 2012 ile 2018 yılları arasında Suriyeli mültecilere 360.605.013 Dolar tutarında yardım ulaştırdı. Bu yardımların arasında; Reyhanlı, Kilis ve Suriye içerisinde kurulan fırınlarda üretilen 800 milyon ekmek, 182 bin ton gıda, 24 milyon adet hazır yemek ve konserve, 16 milyon adet elbise ve ayakkabı, 4 milyon adet ev eşyası ve mutfak gereci, 4,4 milyon adet hijyen ve temizlik ürünü, 8,8 milyon adet ilaç, tıbbi malzeme ve cihaz, 4 milyon adet kitap ve kırtasiye ürünü, 6,5 bin ton yakacak, 1,2 milyon litre yakıt, 17 bin adet çadır, 104 bin adet çadır malzemesi, 392 bin adet inşaat malzemesi yer aldı. Üretilen ekmeklerin yüzde 90’ı Suriye içerisinde dağıtılırken, yüzde 10’u da Hatay ve Kilis’te yaşayan mültecilere dağıtıldı.

İNSANİ YARDIMA İHTİYAÇ VAR

Hatay'ın hemen karşısında sınır bölgesine yakın konumda sivil toplum kuruluşlarınca kurulan küçük-büyük 400 kampta 700 bini aşkın sivil yaşıyor. Olası bir göç dalgasının gelmesi durumunda zaten imkanların yetersiz olduğu kamplarda ciddi insani kriz oluşacaktır. Bu krizi kontrol altına alabilmek için çadır, hijyen ve sağlık ürünlerinin yanısıra gıda malzemelerine ihtiyaç var.

VİCDANLARA ÇAĞRI

İdlib’de yaşanan katliamların büyümesi halinde Halep’ten daha trajik bir sonuca sebep olabilir. Bombardımanın durdurulması ya da sivillerin tahliyesine yol açan siyasi bir anlaşmanın sağlanmaması halinde Suriye tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Sivillerin sistematik olarak hedef alınması ve öldürülmesini önlemek için uluslararası camianın harekete geçirilmesi ve duyarlılıkların arttırılması insani bir vazife olarak görülmelidir.

Bölgede yaşanan ve planlanan katliamların durdurulması için Türkiye ve dünya kamuoyunu harekete geçmeye çağırıyor, mazlumlara sahip çıkmaya davet ediyoruz. Allah mazlumların yanında, zalimlerin karşısındadır. Hesap günü gelip, kapımıza dayanmadan mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sakarya Gazetesi Haberleri