Tek parti döneminde 27 sene iktidarda kalan CHP, çok partili siyasi hayata geçildikten sonra 1946’da yapılan ilk seçimlerde açık oy gizli tasnif yapılarak iktidarda kaldı. 1950 yılında gizli oy açık tasnif ile yapılan seçimlerde iktidarı kaybeden CHP 67 yıldır tek başına iktidara gelemedi.
İktidara gelen rakiplerini yolsuzlukla suçlamada baş rolü üstlendi. 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’den Başbakan Adnan Menderes’e isnat etmedikleri yolsuzluk kalmadı. Hatta vatanı satmakla bile suçladılar. Yassı Ada’da yargılanan Demokrat Partililer iktidarda iken üzerlerine atılan hiçbir iddiadan dolayı mahkumiyet almadılar.
12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi iktidara geldi. O da yolsuzluk suçlamalarından payını en fazla alanlardan. Hele küçük oğlu Efe’nin babasının Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmasından istifade ederek yapmadığı dolandırıcılık kalmadığı her gün medyanın gündemindeydi. Özal’ın vefatı 20 yılı geçti ileri sürülen iddialardan dolayı Özal ailesinden birinin mahkumiyete düçar olduğunu duyan var mı?
Yine Doğruyol koalisyonunun Başbakanı Erbakan 11 ay iktidarda kalabildi. İşçi, memur, çiftçi hala Erbakan döneminde verilen hakları unutamıyor. O’da kilolarca altını olduğu, onun bunun üzerinden para transferi iddialarından nasibini aldı.
Aynı senaryolar AK Parti iktidarı döneminde başta Tayyip Erdoğan olmak üzere yine ‘Yolsuzluk’ senaryolarıyla gündem oluşturmaya çalışıyorlar.
Şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Belediye Başkanıyken yolsuzluk üzerinden demediklerini bırakmadılar. Özhaseki, Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye verdi, her mahkemeyi kaybeden Kılıçdaroğlu yüksek miktarlarda tazminata mahkum oldu ve ödettirdiler.
Huylu huyundan vazgeçer mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan ve aile yakınlarıyla Özel Kaleminde çalışan birinin yurt dışına para transferi yaptığını iler sürdü, işte belgeleri diyerek kürsüden bir tomar kağıdı salladı.
Cumhurbaşkanının özel kaleminde çalıştığını iddia ettiği kişinin hiçbir gün çalışmadığı açıklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tanıdığı iş adamının uzun yıllardır ticaret yaptığını yurt dışına para göndermediğini bilakis ticari alışverişten dolayı para geldiğini açıkladı. Burada ‘Çamur at izi kalsın’ anlayışına göre hareket ettiği anlaşılıyor. Savcılık harekete geçti. CHP’den belgeleri istedi, sanırım belgeler savcılığa teslim edildi. Savcılık ileriki günlerde incelemelerinden sonra açıklamasını yapar. İşte o zaman hakikat meydana çıkar, CHP’nin siyasi muhaliflerine yazdığı senaryoların aynısını AK Parti’ye de yazdığı görülüyor.