Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz Cumartesi günü ilimize geldiğinde Muhabirimiz soruyor. "Hızlı tren çalışmalarında ortaya çıkan hafriyatlar vatandaşın tarım arazilerine ve imar alanı içindeki yerlere döküldüğü şikayetleri var..."
Bakan Yıldırım "Burda en ufak bir çiftçimizin, vatandaşımızın mülküne herhangi bir zararı bize gelmiş kabul ederiz. Bunun en yakın takipçisi olacağız. Bu ve buna benzer konuları zaten milletvekilimiz, belediye başkanımız, valimiz takip ediyor, bizi haberdar ediyor, gereğini yapıyoruz. Yani azami dikkat gösterilecek yapılan yanlışlarda varsa düzeltilecek" diyor.
Sayın Bakan vatandaşa yapılan zararın kendisine yapılmış kabul ettiğini, yapılan bir yanlışlık varsa ilin milletvekili, belediye başkanı ve valisi tarafından kendilerini haberdar edildiğinde gereğinin yapıldığını söylüyor.
Hızlı tren çalışmaları 2 yıldır devam ediyor. Müteahhitlerin yapmış olduğu zararlar defalarca basında yer aldı. Diyelim ki basın bunları abartarak yazdı.
Müteahhitlerin vatandaşa ve kamuya ait arazilere yaptığı zararlar İl Genel Meclisi üyeleri tarafından mecliste gündeme getirildi. Meclis üyelerinin konuşmaları basında yer aldı. Mecliste yapılan konuşmalar da dile getirilen şikayetler basının gündeme getirdiklerinden daha fazla.İktidar partisi meclis üyeleri meclise çoğunlukla hakimler. Onlar muhalefet üyelerinden daha çok şikayetçi oldular. İl Genel Meclisi iki sefer müteahhitlerin verdikleri zararları tesbit etmek için komisyon kurdular. Her iki komisyon raporları şikayetlerle dolu. Bu raporlar mecliste görüşüldüğü sırada bizzat iktidar meclis üyeleri tarafından "....Biz burada şikayetleri konuşuyoruz, komisyon kuruyoruz, yaptırım gücümüz yok, ancak ilgili daire müdürlerine önlenmesi için bilgilendiriyoruz. Hiç bir önlem alınmıyor."
Bütün şikayetler İl Genel Meclisin resmi kayıtlarında mevcut. Özel görüşmelerimizde konuşulanları buraya yazmıyorum.
Sayın Bakanın muhabirimizin sorusuna verdiği cevabı okuyunca İl Genel Meclisinde görüşülen konuları birilerinin takip etmediğini düşündüm.
Sayın Bakanın açıklamasını okudukça vatandaşın şikayetlerinden Bakanın haberdar olmadığı gayet güzel anlaşılıyor. Müteahhitler vatandaşa öyle zulmediyorlar ki, Vatandaşın evinin önünde tarla vasfındaki tarlasına beton dökülüyor, hiç ücret ödemiyor. Nereye müracaat ettiyse mahkeme kapılarını gösteriyorlar. Halen beton vatandaşın tarlasında duruyor.
Acaba Sayın Bakan gibi kendisine yapılmış gibi hissedenler var mı? İlgili daire müdürlerini sıcak koltuklarından kaldırıp vatandaşı dinlemeye gitmesi gerektiğini hatırlatanlar çıkar mı?