Yıllar evvel “Ya ilk Vali, ya son vali” demiştim, daha sonra aynı başlığı bir iki defa daha kullandım.
Vali Musa Çolak ile beraber ilk valiler kervanı Süleyman Elban, Tahir Büyükakın, Bilal Şentürk, Kemal Kızılkaya ile devam etti, son olarak Şefik Aygöl vali olarak atandı.
İsimlerini saydığımız valilerden Musa Çolak hariç diğerleri 1, 1.5, 2 yıl ilimize hizmet imkanı buldular. Süleyman Elban Ağrı ve Adana’dan sonra İzmir Valiliği’ne atandı, Tahir Büyükakın Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Bilal Şentürk Cumhurbaşkanlığı külliyesinde görevlendirildi, Kemal Kızılkaya’nın Musa Çolak gibi Siirt’e tayini çıktı. İsimlerini saydığım bütün arkadaşlar hizmet için ellerinden geleni yaptılar, ne yazık ki ilk geldiklerinde önlerinde gördükleri sorunları tamamlamaya fırsat bulamadan ilimizden ayrılmak zorunda kaldılar.
Vedalaşırken “Yine bir ilk Valimiz stajını bitirdi gidiyor, geldiğiniz zaman Bilecik’in sorunlarını gidermek size de nasip olmadı. İlimiz için düşündüğünüz projelerinizi gerçekleştirmeye yine zaman vermediler, kaybeden yine Bilecik oldu” sözlerime sayın valiler, “Hizmette nöbet değişimi, devlette aksama olmaz, çalışmalar aynen devam eder” dediler.
Otuz beş yıllık gazetecilik hayatımda yaşadığım olaylara istinaden şunu gördüm. Bizim vatandaşımız köyde, kasabada, şehirde “İdarecilerimiz eksiği görür gereğini yerine getirir. Devlet kapısına gidip rahatsız etmeye gerek yok“ diye düşünür.
Halbuki sistem, vatandaşlarımızın saf, iyi niyetli düşüncesine uygun çalışmıyor. Devlette vatandaşımızın düşündüğü gibi çalışanlar yüzde 5’i bile geçmez.
Kim sesini çok çıkarıyorsa, basına çıkıp şikayetleri dile getiriyorsa, sorumlular, “Gidin şu mahalle, kasaba, köy ne istiyorsa yerine getirin, uyuyanları uyandırmasınlar” zihniyetiyle çalışıyor.
Şu yolu deneyenleri de gördüm. Önce şikayetlerini basına yansıtanlara, “Siz böyle kamuoyu önünde kurumumuzu zora sokacak açıklamalarda bulunursanız sizin bu isteğinizden sonra daha bir sürü hizmete ihtiyacınız var bunların hepsi aksar” tehditleri olur. Bu tehditlere halk kulak asmaz mücadeleye devam ederse istediğini elde eder. Ben bu tür olaylara bir çok defa şahit oldum.
Biz Bilecik olarak maalesef hep “Devlet eksiğimizi tespit eder, gereğini yerine getirir. Devleti rahatsız etmeyelim” fikrinde olduğumuz için maalesef kısa dönem valilerimiz sona gelinmeyen yatırımları, birbirlerine devir teslim etmek mecburiyetinde kaldılar.
Şimdiki eğitim araştırma hastanemizin yeri 7 senede tespit edildi, 2 seneyi aşkın inşaatı sürdü, 9,5 sene sonra hizmete açıldı, üç vali değişikliği oldu.
Bilecik- Yenişehir yolu bir arkadaşımızın anlattığına göre (ki birkaç sefer yazdım) babası 78 yaşında 3 yıl evvel vefat etti, oğluna “Oğlum ben ilkokula giderken Bilecik - Yenişehir yolu yapılacak denirdi. Ben yaşlandım yol olmadı. İnşaallah sen görürsün” der.
Halil Eldemir geçen devre milletvekilliğinde “2019 yılı sonunda Bilecik Yenişehir yolu bitecek” demişti, Eldemir’in milletvekilliği bitti Selim Yağcı milletvekili oldu, “2021 yılı sonunda bitecek” dedi, onun da milletvekilliği bitti yol bitmedi. Geçen yıl Ağustos ayındaydı sanırım, zamanın bakanı Karaismailoğlu yola gitti oradan “Bu yol yıl sonu bitmiş olacak” demesine rağmen halen bitmedi, ama bakanın bakanlığı bitti, çalışmalar sonra ermiyor.
Sanırım stadı olmayan tek iliz. Şehrin ortasında deprem yaşamış saha, Söğüt’e oba kent yapılacağı haberini yazdığımızın senesini ben unuttum, Söğüt Organize Sanayi bölgesine on yıldır Elginkan’ın kuracağı fabrikanın akıbetini yaza yaza dilimizde tüy bitti, devlet su işlerinin yaptığı barajlarda sulama kanallarında meydana gelen arızlarlar köyler baş edemiyor. Yerimiz doldu ama ihtiyaçlar bitmiyor. İnşaallah yeni valimiz uzun zaman kalır bitmek bilmeyen projeleri yeni gelen valilere devretmek zorunda kalmaz.
İlimize hoş geldiniz sayın valim, başarılar dilerim.