2019 yılındaki İstanbul seçimden sonra, Canan Kaftancıoğlu hakkında, önceki yıllarda sosyal medyada yaptığı paylaşımlar üzerinden 17 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. "Cumhurbaşkanına hakaret", "Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret", "Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılamak", "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" ve "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlamalarıyla açılan davada son karar çıktı.
CHP İstanbul İl Başkanı olduğu günden bu yana kamuoyunda çok daha tanınır olan bu bayan hep gündemdeydi. Nerede milletin aleyhinde, tahrik edici, bu milletin örfüne, dinine, kültürüne karşı bir açıklama varsa, bu bayan merkezindeydi.
Devletimize katil demekle yetinmedi, bir de ‘Seri katil’ deme cüretkarlığını gösterdi. Ermenilere soykırımı yapıldı diye, Ermenilerden çok bağırdı. CHP’yi övmesi kadar doğal bir şey olmadığını anlıyoruz da, şimdiki HDP’nin önceki versiyonu BDP’yi aslan parçası diye yine bu bayan yere göğe sığdıramadı. Bu verdiğimiz örneklerin çok daha fazlasını sıralayabiliriz.
Tüm bu durumlar göz önüne alındığında Canan Kaftancıoğlu için verilen mahkeme kararının içinde dinimizi alaya alması, İslâm düşmanlığı yaptığının cezalandırılmaması büyük eksiklik. Cumhurbaşkanı’nın şahsı ile ilgili suçlar, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, ülkemizi aşağılamak elbette suç. Bunların suç olduğu kadar İslâma dil uzatması tüm suçlamalardan daha suç. Bundan dolayı neden dava açılıp, ceza verilmiyor?
Mesele cezalandırıldı değil, mesele hangi söylemiyle cezalandırıldı. İslam’a dil uzatanlara gerekli ceza verilemeyince yol oluyor. Bir gün siyasetçi, bir gün bir sanatçı içindeki İslâm düşmanlığını yayıyor.
Devlet; en az kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettiği kadar, devletimizi aşağılamaya çalışmasına verdiği tepki kadar, terör seviciliği yaptığı kadar, Cumhurbaşkanına hakaretler ettiği kadar İslâm düşmanlığı yapmasının da peşine düşüp, gerekli cezayı almasını sağlamalıydı.
Mahkeme kararı sonrası Canan Kaftancıoğlu “84 milyonla beraber” diye başladığı bir açıklaması oldu. Yeri gelmişken belirteyim, o rakamın içerisinde ben yokum. Ben İslâm’a dil uzatan, terör sevicileriyle, devletine “Seri Katil” diyenlerle beraber değilim.
Hoşçakalın.