Mihal Gazi kabridir burası ey kardaş,
Oku bil Harmankaya Beyini arkadaş,
Hazreti Muhammed’i (S.A.V) gördü rüyasında, baş akıncı oldu Türk-İslam davasında.
Abdullah adını verdi Peygamber ona,
Şehadet getirdi Peygamber beraber gitti Söğüt'te Osman Gazi’yle buluştu.
Peygamberin gösterdiği nura kavuştu.
İslam’a gönül verip koştu seferlerde.
Bir tekfurken, gazi oldu fetihlerde Osmanlı devletine verdi büyük hizmet.
Türk-İslam davasına vakfetti çok servet.
Osman Gazi’yi Bizans’tan dostça korudu.
Ömründe Osmanlı’ya hizmetle yoruldu, bozdu düşman fendini Bilecik alındı.
Sakarya boyları Osmanlı’ya katıldı.
Kılavuz oldu Osman’la Orhan Gazi’ye İznik fethiyle adı yazıldı maziye,
Orhan Gazi ile gitti Bursa fethine.
Fetihten sonra kavuştu yüce Rabbime 1327 baharında göçtü dünyadan.
Ruhuna bizden Fatiha...
Evet değerli okuyucularım. Gelin hep birlikte; önceden Mihail Kosses olan daha sonra Abdullah Mihal Gazi ünvanını alan ve yukarıdaki dizelerde kendisi hakkındaki bilgileri biraz özetlediğim değerli büyüğümüz hakkında, aşağıdaki detaylı bilgilere hep birlikte bir göz atalım:
Aynı zamanda Mihal Gazi Türbesinde de yazılı bulunan yukarıdaki metin, aslında o büyük komutanın ne kadar büyük mazhariyetlere kavuşmuş olduğunu da aktarıyor.
Bu haftaki yazımızda sizlere, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş döneminde Osman Gazi’nin silah arkadaşı olan ve daha sonraları İslam ile şeref bulan, Osmanlı saflarına geçen ilk Bizanslı komutan hakkındaki bilgilerimi paylaşacağım.
Osmanlı tarihinde Osman Gazi’nin silah arkadaşı ve vefakar dostu olarak gördüğümüz Mihal Köse, başlangıçta İslamiyeti kabul etmeden önce aslen rum vatandaşıdır. Rumca adı Mihail Kosses olup, Bizans İmparatorluğu’nun hudut kale beylerinden rumca adı Piriminos yada Hadrianoi olarak bilinen Harmankaya tekfuru idi. Osmanlı tarihçilerine göre Eskişehir Türk beyi ile Osman Gazi arasındaki bir çarpışmada karşı tarafta bulunan Mihal Köse, esir düşmüş Osman Bey, bunun yiğitliğine karşılık kendisini serbest bıraktırmıştır.
Osman Gazi ve Mihal Köse’nin dostane ilişkisini ve Müslüman oluşunu kaynaklar çeşitli şekillerde vermiştir. Mihal bey Osman Gazi ile dostane ilişkisi sebebiyle 1313’de Müslüman olmuş bunun üzerine Osman bey’in teklifi ile Abdullah adını almıştır. Böylelikle adı Abdullah Mihal Gazi olmuştur.
Bir diğer kaynakta ise Oruç Bey; Osman Gazi’nin Şeyh Edebalı’nın kızı ile evlendiğinin ertesi sabahı arkadaşları ile ava çıktığını belirtiyor ve şu ifadeyi naklediyor:
Rum tarafından bir toz belirdi tozun içinden bir süvari çıka geldi. Sonradan anladık ki Konstantin’in önemli adamlarından kafir beylerinden imiş. Yanımıza gelip aranızda Osman adlı biri var mıdır? Dedi. Kelime-i Şehadet getirip şöyle devam etti. Ya Osman Gazi rüyamda sizin Peygamberiniz Muhammed’i gördüm. Bana İslam’ı telkin edip Kelime-i Şehadeti, Fatiha’yı ve İhlas suresini bile öğretti ve bana dedi ki; Ya Abdullah, kalk bin atına falan yerde bir gazi yiğit vardır. Adı Osman’dır. Hak yoluna gazaya niyet etmiştir, ona var tabi ol. Ona benim asıl adım Mihal’dir. Hz. Peygamber benim adımı Abdullah koydu de ve ona Osman’la gazaya bel bağla hatta sesin tüm neslinde Allah için savaşanlar alem de namlı kimselerden olsunlar da İslam sancağını çekip İslam dininin yüceltilmesi için uğraşsınlar. Rüyamdan uyanınca İslam nurunu yüzümde gördüm, diyen Mihal Köse, Osman Gazi önünde Kelime-i Şehadet getirdi ve Müslüman oldu.
Mihal Gazi gerek kendisi ve gerek oğul ve torunları, Osmanlı fetihlerinde önemli başarılar göstermişleridir. Osmanlı tarihinde 16. Yüzyıl sonlarına kadar faaliyetlerini gördüğümüz Mihaloğlu akıncıları, Mihal Köse’nin oğul ve torunlarıdır.
Kaynakça
Özel, Oktay ve Öz, Mehmet (derl.), (2000) Söğüt'ten İstanbul'a. Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar. Ankara: İmge, 2000.
Sakaoğlu, Necdet "Osman I", (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, C.2 s.392-395 İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.
Osman Gazi, Rüyadan Devlete, Salih Gülen, Haziran 2006, s.151