II. Abdülhamid Yahudiler’e toprak satmayarak İsrail Devleti’nin kurulmasına ne kadar mani olmaya çalışsa da, ondan sonra iktidara gelen ittihat ve terakki İsrail Devleti’nin kuruluşunun önünü açtı.
1948’de kurulan İsrail Devleti’ni ilk tanıyan Türkiye oldu. Müslüman Cezair Devleti’ni de son tanıyan biz olduk. Bunları hatırlatmakla dış politika da, ilerisini düşünmeden hareket ettiğimizi anlatmak istiyorum.
Yahudiler II. Abdülhamid’i tahttan indirmekle başlattıkları terörist saldırılarını, İsrail Devletini kurduktan sonra da terörist ve terör devleti olmaya devam etti.
Filistin’de bu kaçıncı toplu katliama giriştikleri, sayısı belirsiz. Müslümanlara karşı giriştikleri her saldırıdan sonra, gösterilen, yürüyüşler İsrail mallarına karşı boykot kampanyaları devam eder. Sadece ülkemizde değil bütün dünya ayağa kalkar ama değişen hiçbirşey olmaz. İsrail katliamları sürer.
Ermeni soykırımı yaptığımızı iddia eden devletler, meclislerinde “Ermeni soykırımını kabul” yasası çıkartırlar hemen o ülkeye karşı boykot ilan eder, sert demeçlerle cevap veririz.
PKK 30 yıldır 40 bin evladımızı Şehid etti. Cenazelerin defninde “Şehidler ölmez, kanın yerde kalmayacak” sloganları atıyoruz. Hatta zamanın Genel Kurmay Başkanı “Halk mitingler düzenlemeli, teröre karşı yaptığımızı mücadelede yanımızda olduğunu belli etmeli” demişti de. her ilde ilçede ve hatta beldelerde bile halk sokaklara dökülmüştü netice, terör yine devam ediyorum.
Yunanistan Asala Ermeni teröristlerini, PKK militanlarını besledi. İsrail, ABD, AB ülkeleri Rusya’nın PKK’ya destek verdiğini bilmeyen yok.
Türkiye’de adamı öldürüp Avrupa ülkelerine kaçan teröristleri bütün delillere rağmen geri getirtemiyoruz. Ruslar’a karşı savaşan ve bize dört çocuğu ve hanımıyla sığınan Çeçen Komutanı öldürteceğini bile bile Rusya’ya iade etmeye kalkıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nden birşeyler kopartabilmek için ellerindeki kozları kullanmaya kalkan ülkelere karşı bizim o ülkelere kullanabileceğimiz fırsatları neden değerlendirmiyoruz?
İsrail’in başbakanı Türkiye’ye ziyarete geliyor, 1 hafta sonra Filistin’de katliama başlıyor. Türk milletine karşı da yapılan bu saygısızlığın cevabı hamasi nutuklarda, Suriye, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan ziyaretleri birşeyler yaptığımız imajı ile geçiştirilemez.
Halkın sokaklara çıkarak İsrail’i protesto ettiğinin mesajları hükümet tarafından iyi değerlendirilmeli. “Halk, sokaklarda bağırır çağırır sonra unutur” değerlendirilmesinden vazgeçilmeli. İsrail’in vurdumduymaz tavrıyla müslüman kardeşlerimize yaptığı katliam, elimizdeki kozlar kullanılarak cevap vermeli.
Yapılan askeri antlaşmalar, askeri malzeme alımları, GAP ve KOP gibi tarımsal antlaşmalar iptal edilmeli. Konya Ovamız’da tatbikat uçuşlarına izin verdiğimiz pilotlar, edindikleri tecrübeler ile Filistin halkını bombalıyorlar. Yapılan antlaşmalar ile İsrail’e kazandırdığımız paralarla Filistin halkına yapılan saldırıların masraflarını biz karşılamış olmuyor muyuz?
Yüz yıl evvel İsrail Devleti’nin kurulmasına yolaçan yanlış kararlar veren devlet adamlarını bugün lanetle anmıyormuyuz. “Nil’den Fırat’a kadar bizim topraklarımız” diyen katil İsrail, yarın, hedefine buna göre varmaya devam edecek.
Halkın sokaklara dökülmesiyle öfkesinin dineceğini düşünerek gereken tedbirleri almayanları ne Hak ne de Halk affeder.