Ahmet Kalyoncu'nun vefat haberini İstanbul'dayken aldım.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
İyi insandı.
1989 yılında gazeteyi açtığımızda babamlar her ilçede olduğu gibi Pazaryeri'nde de temsilcilik oluşturdu. Ben o yıllarda lise 2'ye gidiyordum.
Pazaryerinde çok sayıda abone oluşturduk.
Sadece abone gelirleriyle ayakta duran gazetemizin altı aylık, yıllık abone ücretlerini toplamaya gidiyordum.
Abone ücretlerini toplamaya giderken Ahmet Abi sağolsun oğlu Fikri'yi de benimle beraber gönderirdi. Abone ücretlerini toplayabildiğimizi toplardık.
Bazı aboneler esnaf olduğundan mal almaya gitmiş olurdu, yerinde bulamazdık. Bazıları izinli olurdu görüşemezdik. Bazılarının o gün için durumu müsait olmazdı.
Tüm aboneleri dolaştıktan sonra en son Ahmet Abinin yanına geldiğimizde rahmetli bize "Bakalım kimden aldınız, kimden alamadınız" diye sorar sonra alamadıklarımızın ücretlerini bana verir, "ben onlardan sonra alırım" derdi.
Yaa... Ne büyük fedakarlık.
O zamanlar gazetemiz için abone gelirleri ne kadar değerli biliyor musunuz? Ben sizlere yine başımdan geçen ve yine Pazaryeri ile ilgili bir anımı anlatayım. Değeri ne derece önemli olduğunu ifade etmek için.
Yine lise yıllarım. Ortalık kar kış. Abone ücretlerini toplama zamanı geldi. Köyümüz Kurtköy'den Demirköy'e geldim. Oradan Pazaryeri'ne gideceğim. Ancak kar o kadar yoğun yağmış ki Demirköy, Pazaryeri arası kardan dolayı kapalı.
Ben de Bozüyük Pazaryeri yolu çalışıyordur diye çatırağa kadar yürüyeyim dedim. Yürüdüm. Orada beklemeye başladım. Gelen giden yok. Buraya kadar geldikten sonra Pazaryeri'ne doğru yürüyeyim. Gelen olursa bir araca binerim diye düşündüm. Öyle öyle Pazaryeri'ne kadar yürüyerek geldim. Sırf abone ücretlerini alacağız ve gazetemizi ayakta tutacağız diye.
Ne günler!..
Rahmetli Ahmet Abiyi Allah nur içinde yatırsın. Mekanı Cennet olsun.
Çocukları Fikri'ye, Hilmi'ye ve diğer aile üyelerine Allah sabırlar versin.
Geçen hafta 3-4 tane konu başlığı yazarak hangisine öncelik vereyim diye düşünüyordum. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın daveti üzerine İstanbul'a geldim. Burada kapasite geliştirme ve perspektif çalıştayına katıldım. Bu konuyla ilgili köşe yazısı yazayım derken Ahmet Abinin vefat haberini aldım.
Kader ve alın yazısı.