Söze başlamadan önce şunu belirtmek isterim ki değindiğimiz konu hassa ve tehlikeli ancak söyleyeceklerim kesinlikle art niyetli değil, bütün samimiyetimle kendi açımdan hakikat penceresinden bakmaya çalışarak bir şeyler belirtmek istedim.
Kadınlar modern dönem ile birlikte iş hayatına katılımıyla daha da “özgürleşti” deniyor. Çalışmak özgürleşmek için yeterli midir? Zindanlar da birçok insan çalıştırılıyordu taş ocaklarında onlar özgürleşmişler miydi? İyi mütaala etmek lazım. Şimdinin çalışan birçok kadını şirket zindanlarında çalışan bir tutuklu gibi. Batı kadını çalışmaya mecbur etmiştir ve kadın iş hayatına öyle girmiştir. Üretim artınca buna paralel olarak iş gücü ihtiyacı da arttı ve bu iş gücü kadınlardı. Hedef kitleyi çeşitli akımlarla yerinden oynatıp iş sahasına yönelttiler. Adeta gaza getirdiler. SSCB'de herkesin çalışması zorunluydu ve doğal olarak kadınlar da zor iş olsa bile zorla çalıştırıldılar.
Bugün kadınlar ev hanımlığı görevinden uzaklaştırılıyor. Rasim Özdenören “Yumurtayı hangi ucundan kırmalı” adlı kitabında çok güzel bir örnek veriyor. Hatırladığım kadarıyla, ünlü bir magazin dergisinde bu yıl şu elbiseyi giyen bayanlar ayıplanacak dense, kaç kişi o elbiseyi giyer. Moda denilen şey kadınları yönetmede bir numara.
Reklamlar ise adeta kadının vücudunun bir mal gibi pazarlanması. Ama ne yazık ki bununla birçok bayanda özgürleştiğini zannediyor. Reklam mı? Koy bir bayan ürün satış rekorları kırsın. İşletmemi açtın koy güzel bir garson dükkan dolup taşsın.
Kadınların gerekli yerlerde ve uygun mevkiiler de çalışmasına karşı değilim hatta gerekli olduğu kanaatindeyim. Unutulmamalıdır ki kapitalist ve komünist ahlak kadını kullanmıştır ve yoğun bir şekilde kullanmaya devam etmektedir. Komünist bunu belki açıkça-zorla yapmıştır. Ancak kapitalist ise her zaman olduğu gibi sinsice planlar yaparak kadını şov dünyasının iş dünyasının birer öznesi değil birer nesnesi haline getirdi. Kadının düşünce yapısını değiştirmiş sonra onu serbest bırakmıştır. Nasıl olsa artık kadında onun gibi düşünmektedir. Bu dindarı olsun dindar olmayanı oldun böyle süre geldi devam da ediyor.
Kadının en asli görevi anneliktir. İyi bir anne iyi bir nesil yetiştirir. İyi bir nesil güçlü bir devleti gerçekleştirir. Şu an millet olarak durumumuz kötü ise bunda annelik görevinin aksatılması büyük bir sorunu teşkil eder. Bu zamanda başkalarının çocuklarını eğitmek çağdaşlık oluyor ama evde oturup çocuğunu yetiştirmek çağdışılık oluyor.
Son olarak şunu ifade etmek isterim ki bence kadın bir toplumun odak noktasıdır. Eğer bir toplumu iyi veya kötü yönde değiştirmek isteniyorsa buna kadından başlamasınız. Eğer bugün dünya milletleri içinde konumumuzu değerlendirmek istiyorsanız kadının ülkemizde ki konumuna da göz atın.