Kanal İstanbul projesini Cumhurbaşkanı Erdoğan 6-7 yıl evvel Başbakan olduğunda ‘Çılgın Proje’ olarak açıklamıştı.
Lozan Antlaşmasına uygun olarak 1936 yılında ‘Montrö Sözleşmesi’ adıyla İstanbul ve Çanakkale boğazlarıyla ilgili sözleşme imzalandı. Boğazlar bizim ama her devlet yol geçen hanı gibi ücretsiz geçiyor. Geçen gemiler yıllar içinde birçok kazalar yaptı. Yalıları yıkanlar, motorin yüklü gemiler yaptıkları kaza sonucu motorini denize döktüler. Hatta bir geminin yanışını İstanbullular aylarca seyretti. Ücretsiz geçen gemilerin yaptığı zararları Türkiye Cumhuriyeti Devleti ödedi.
Montrö Sözleşmesinin üzerinden 83 yıl geçti. Deniz taşıtları fersah fersah büyüklüklere ulaştı, zararları da çekilmez oldu. İşte Erdoğan’ın ‘Çılgın Proje’ adını taktığı Kanal İstanbul, boğaz trafiğinin yükünü hafifletmek için ortaya atıldı ve 2020 yılında belkide birkaç ay içerisinde ihalesi yapılacak.
CHP her yatırıma karşı çıktığı gibi bu projeye de karşı çıktı. Evvelce 1950’li yıllarda tek gidiş geliş yollara, Keban Barajı’na, boğaza yapılan köprülere, Osmangazi Köprüsü’ne, Marmaray’a, Avrasya Tüneli’ne, 3’üncü İstanbul Havaalanına gibi halkın yararlandığı projelere karşı çıktığı, şimdi de Kanal İstanbul’a karşı çıkıyor. Kanal İstanbul’un ne gibi faydası olur diye düşünürken CHP’nin karşı çıktığını görünce demekki bu proje çok faydalı olacak, CHP karşıysa bunun sonu hayra alamet diye düşünmeye başladım.
Montrö Antlaşması CHP iktidarı döneminde imzalanmış, okumanızı tavsiye ederim. Türkiye lehine değil bir madde bir kelime dahi bulamazsınız.
Kanal İstanbul projesine CHP değil karşı çıkmak alkışlarla yanında olmalı. Bu proje, Montrö Antlaşması’na şamar gibi cevap olacak. CHP’de bir nevi yaptığı hatayı telafi edecek. Nerede o basiret.