Geçtiğimiz hafta cuma günü 18 Mart'tı. Yüce Türk Milleti’nin Çanakkale’de göğsünü siper ettiği, İman’ın zûlme dur dediği bir günün sene-i devriyesini yaşadık. Bu anlamlı günde kıtaların buluşması gerçekleşti ve 1915 Çanakkale köprüsü hizmete açıldı.
Bu duygu ve düşüncelerle yaşadığımız 18 Mart hatıralarımızı da yâd etmemizi vesile kıldı.
İlimizin de yakından tanıdığı aslen Kurtköylü olan 2005 yılında aramızdan ayrılan muhasebeci Osman Çolak, Milli Eğitim’den emekli Zeki Çolak ve Değer Sigorta sahibi Kadir Çolak’ın dedeleri, Kamil amcamızın babası Mehmet ve amcası İbrahim’in hikayesi.
Kurtköy’de Çolak’lar sülalesine Hacı Ahmetler derler. Tabi bu kelime zaman içerisinde yuvarlanmış ve Hacamatlar olmuş.
İbrahim büyük, Mehmet ise küçük kardeştir. İbrahim yaşı geldiğinde askere gider. Cepheden cepheye koşan İbrahim'den uzun bir zaman haber alınamamış. Cephelerden dönen askerlerden sadece sağ olduğu, şu anda hangi cepheye gönderildiğinin bilinmediği söylenir.
Aradan geçen zaman içerisinde bu sefer de kardeşi Mehmet daha 15 yaşında iken, askere çağrılır. O da Hicaz cephesine gönderilir.
Birbirinden habersiz iki kardeş İbrahim ve Mehmet dedeler Hicaz cehpesinde İngiliz’e esir düşerler. İki kardeş aynı esir kampında, fakat birbirinden habersizler.
Mehmet kamptaki bir çeşmede su sırası beklerken, iki kardeşin arasında köyümüzden askere giden Hüseyin Ağalar’ın Demirci Hüseyin isimli bir genç kendisini tanır ve sorar;
- Sen Hacamatların Mehmet değil misin?
- Evet benim, der.
Kendisini tanıtıp abisinin de burada olduğunu söyleyip, hemen yanına gitmek için hareket ederler. Yolda;
- Bakalım ağabeyini tanıyabilecek misin? diyerek hemşehrileri ile birlikte kalan ağabeyinin yanına giderler.
Ne Mehmet ağabeyi İbrahim’i, ne İbrahim kardeşi Mehmet’i tanıyabilir. İki kardeşler yıllardır birbirlerinden bi haber karşılaşırlar. İki kardeşin arasında askere giden Demirci Hüseyin,
- Bu sizin Mehmet, deyince iki kardeş kucaklaşıp, hasret gidermişler. Esir kampındaki bu sevinç herhalde hiçbir şeye değişilmez.
Ne kadar kampta kaldıklarını bilmiyoruz, ama esir değişimi yapıldığında ikisi de kurtulmuş ve köyümüze geri gelmişler.
İbrahim dede savaş sırasında sağ tarafını kullanamaz olmuş. Yaşlılığı da bu yüzden biraz zahmetli geçmiş, çilesi çokmuş. Son senelerini babam hatırlıyor.
- Gözü kör olasıca gavur. Beni çolak bırakacağına işini tam yapsaydın da Şehit olsaydım” diye hem dua, hem de beddua edermiş. Tam 101 yaşında vefat etmiş.
Hacamatlar’ın Çolak soy ismi askerde çolak kalan İbrahim Dededen gelirmiş. İbrahim ve Mehmet dedeler cepheden sonra köyde ikametine devam etmişler.
Mehmet Dede’nin vefatından kısa bir süre sonra da ben doğmuşum.
- Bir Mehmet giti, bir Mehmet geldi deyip, benim adımı da Mehmet koymuşlar.
* * *
Bu hikayemizden sonra gelelim günümüze.
21 Mart 2022 pazartesi günü Kadir Çolak Değer Sigorta olarak açmış olduğu işyeri 17. yılını doldurdu. Hayırlı olsun, nice yıllara inşaallah. Dedelerinin vatan için mücadele ettiği bu topraklar evlatlara miras olarak kaldı. Cepheden cepheye koşan aziz Şehit ve Gazilerimizin sayesinde huzur ve mutlu yaşadığımız bu topraklar için onlara minnettarız. Bu vesile ile rahmetli Osman Çolak abimize de yeniden rahmet diliyorum, dualarımızı esirgemeyelim.
Aziz Şehit ve Gazilerimize rahmet ve dua ile,
Hoşçakalın.