Herkes bilir ki, hangi mevzu ve meslek söz konusu ise, konuşurken ve yazarken, onun terimlerini kullanmak icabeder. Sahanın dışındaki kelime ve terimlerle meramını anlatmaya kalkana herkes güler. Hukukî bir konu, tıp terimleri ile anlatılamaz. Bir hastalık üzerinde istişare edenler, herhalde ekonomi terimlerini kullanacak değil. Aralarında, başka meslekten kişi varsa, ne kadar zeki ve bilgili olursa olsun, doktorlar kadar meseleye vâkıf olamaz. Çünkü, alanın kavramları ile düşünemez, kelimeleri ile konuşamaz. Hattâ lâzım olan kelime yerine eş mânâlısı bile anlam kaybına sebep olur. Galiba Tarık Buğra’ya… Sormuşlar:
–Arapça ‘hakikat’ yerine Türkçe ‘gerçeği’ kullansak ne kaybederiz?
Cevap yapıştırmış:
–Hakikati!
Bazı kavramlar da, sadece bir fikir ve iman sistemine aittir. Başka fikir ve imanlar ve mensupları için kullanılamaz. Kavramı olmayanın, o konuda fikri yoktur, dolayısıyle kelimesi de olamaz. O kelime, hakkıyla tercüme de edilemez. Meselâ “şehitlik” ve “gazilik”... İslâm’ın dışındaki fikir ve iman sistemlerinde yok… Dolayısıyle kelimeleri de yok. Müslümanların dışında kimse şehit ve gazi olamaz. Maalesef ara ara bunu idrak edemeyenleri görüyoruz… Meselâ Amerikan askerleri için “Vietnam gazisi” veya meselâ Çanakkale’de ölen Anzaklar için “şehit” diyen cahillere rastlanıyor. Hem bizim dünyamızı, hem karşı dünyayı bilmeyen şeddeli cahiller…
Son zamanlarda bazı kişiler, “demokrasi nöbeti” diye başladılar, “demokrasi şehidi” ve “demokrasi gazisi” demeye kadar vardırdılar işi... İtikat açısından bunun ne ifade ettiğini her müslüman bilir. Hayatını feda etmeye değecek değerin olacak ki… Mükâfaat söz konusu olsun… Yani ‘şehit’ veya ‘gazi’ olasın. Bu da İslâm ölçüleri ile ve İslâm dairesi içinde... Senin demenle değil… İslâm’ın dışındakiler için bu sıfatları kullanmak, kimseye şehitlik ve gazilik mertebesi kazandıramaz...
Esas değil, usul olan demokrasiyi; şehidi ve gazisi olacak bir değer zannedene acımak lâzım... Biri polis, biri asker iki oğlu olan aileye, şehit haberi vermek için geliyor görevliler... Baba anlıyor ve mütevekkil soruyor: “Hangisi?”!.. Bu muhterem babaya, “filân oğlun demokrasi şehidi oldu” diyebilecek mi bu akıllarınca şehitlik ve gazilik dağıtanlar? Yaralı gazinin acılı annesini, “oğlun demokrasi gazisi oldu, ne mutlu” diyerek tebrik edebilecekler mi? Şehit babasının resmine “Baba!” diye uzanan çocuk bile böyle bir ifadeyi yadırgar. Darbımeseli “ölürsem şehit, kalırsam gazi” olan bir millet var karşınızda!.. Her şey o iman sayesinde… Hiçbir şehit yakını ve gazi, demokrasi için meydanlara çıktık demiyor? Abdestini almış, ailesiyle helâlleşmiş, salâlarla, “elde bayrak, dilde tekbir” meydanlara atılmış kahramanlara iftira edenleri; şehitlik ve gazilik mertebesini ihdas eden, cezasız bırakmaz.
İslâm’ın değerlerinden istifade ile ne demokrasi, ne başka bir şey, ne de Müslümanın dışında bir fert yüceltilebilir. Şehitlik ve gazilik lâfla kazanılamaz. Böyle cahiller çok görüldü. Bir arpa boyu yol alamadılar. Tarihin çöplüğüne bakın. Böyleleri, itikatta düştükleri hal ve akıbetleri bir yana, cehillerini, kendi dilleriyle ve halleriyle dünya âleme ilân etmiş ve kendilerini küçültmüş olurlar sadece…
*
ALKIŞLIYORUM
Mahkemeye çıkarken göğsüne İngilizce “kahraman”
(hero) yazan mankurt için:
“Alnında hain yazanın, göğsünde kahraman yazsa neye yarar?” (Başbakan Binali YILDIRIM)
Alkışlıyorum…