Değerli okuyucularım, bu hafta yine az bilinen bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Akdeniz’in özellikle Doğu Akdeniz’in en kritik yeri Kıbrıs’tır. Yüzmeyen uçak gemisi olarak adlandırılan Kıbrıs adası, sahip olanlar için ciddi avantajlara sahiptir.
Kıbrıs tarihi insanlık tarihi ile paralel bir gelişme göstermiştir. İnsanlık medeniyetinin gelişmesi, ticaretin ve yaşam alanlarının genişlemesi güçlü milletleri yeni hakimiyet arayışlarına yöneltmiştir. Bu nedenle Kıbrıs her dönemde popüler bir coğrafya olmuştur. Kıbrıs Türkler tarafından son olarak 1571 yılında fethedilmiştir. Fethin bedeli çok ağır olmuş, yaklaşık 85.000 şehit bu uğurda hayatlarını feda etmiştir. Özellikle Mağusa’nın fethi Türkler ile batı dünyasının bir mücadele noktası olmuştur. Fetih sonrası adaya askerler yanında güçlü bir esnaf ve yönetici grubu yerleşmiştir. Hızla yeniden refaha kavuşan adada halk asırlar boyunca huzur içinde yaşamıştır. Geçen asırda Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması sonrasında, özellikle II. Dünya Savaşını müteakiben Kıbrıs yeniden bir mücadele alanına dönüşmüştür. Bu mücadelenin en çok etkileneni, acı çekeni Kıbrıs Türk halkı olmuştur.
Batının desteğiyle kurulan EOKA’nın güçlü bir şekilde başlattığı soykırıma uğrayan Kıbrıs Türk halkı Türkiye’nin desteğiyle yaptığı karşı mücadelede adeta tarih yazmıştır. Toplu katliamlar, yakıp yıkmalar arttıkça Kıbrıs Türkleri bağımsızlık mücadelelerini başarılı bir şekilde yapmıştır. Varlık ve namus mücadelesinin az bilinen bir kesiti “ERENKÖY MÜCADELESİ”dir. Akritas planının amacı, adadaki Türkleri tamamen yok edip orayı Rumlaştırmaktı. Bunun için EOKA’nın organize ettiği silahlı güçler Türk köylerine saldırıp şiddete başladılar. Yaşanan acımasız etnik temizliği önlemek için anavatan Kıbrıs Türk’üne desteğe başlamıştır. Bu kapsamda Türk Mukavemet Teşkilatı faaliyetleri yanında diğer etkili destek de hava kuvvetlerinden gelmiştir.
Rum şiddetine karşı en etkili örgütlenmeler öğrencilerden oluşmaktaydı. Rum saldırıları başlar başlamaz Türkiye ve diğer ülkelerde öğrenim gören öğrenciler hızla organize olmuş, yavru vatandaki direnişe katılmak için mücadeleye girişmişlerdir. Geleceklerini, rahat yaşam koşullarını bir çırpıda geride bırakan Kıbrıslı gençler buldukları imkanlar ile adaya ulaşmaya çalışmışlardır. Antalya, Mersin bölgesinden kayıklarla, teknelerle yola çıkan öğrenci grupları Rumlara görünmeden adaya ulaşıp direnişe katılmaya çalışmışlardır. İşte tüm bu olumsuz koşullarda mücadele eden Kıbrıs Türk’ü güçlü Rum saldırıları karşısında canını dişine takmış direnmeye çalışmıştır. Ancak güçlü Rum taarruzları karşısında Türkler adanın batısında son direnek noktası olarak Erenköy’ü savunabilmiştir. Türkiye’den hava kuvvetlerinin de desteğiyle ERENKÖY düşmana teslim edilmemiştir. Bu destek esnasında kahraman pilot yüzbaşı Cengiz TOPEL’in uçağı düşürülmüş ve canice şehit edilmiştir. Sanırım bu olay da ayrı bir yazı konusu olmalı.
Rumların yaptığı vahşetin karşısında savunma gücünü kaybeden batı, katliamların durdurulması için harekete geçmek zorunda kalmış ve Erenköy bir kahramanlık destanı olarak tarihte yerini almıştır. Erenköy’ün kahramanları görevlerini tamamladıktan sonra asil bir yurttaş gibi isimsiz birer kahraman olarak günlük yaşantılarına dönmüştür. Erenköy kahramanlarından birisi de Dr. Mehmet HACIŞEVKİ’dir. Mehmet Hocanın Erenköy sonrası bir şekilde Rumlar tarafından bertaraf edileceğinin farkına varan akrabası onu adadan alarak Avrupa’ya götürmüştür. Mehmet Hoca Avrupa ülkelerinde uzun süre akademik hayatın yanında iş hayatında da başarılı olmuştur. 5 dili anadili gibi konuşan, bilime ve bilim felsefesine eksiksiz şekilde hakim olan hocamız vatan hasretine dayanamayıp yavru vatana dönmüş, emekli olana kadar kamuda ve üniversitelerde çalışmıştır.
Bazı kişiler hayatınıza dokunur ve yaşam çizginiz hayal edemediğiniz şekilde değişir. İşte hayat çizgime dokunan birkaç kişiden birisi olan Mehmet Hocamı 2000 yılında yüksek lisans eğitimim sırasında tanıdım. O günden bugüne hiçbir şekilde kopmadık. Kendisi bizim için ikinci bir baba, ailesi, ikinci bir aile oldu. Maalesef hocamızı 31 Aralık 2023’te kaybettik. Vefat ilanının başında “Hocaların Hocası” yazıyordu. Hocamızın ilanı daha doğru bir ifade ile yazılamazdı. Evet hocamız bir vatan kahramanı olmasının yanında birçok akademisyenin de örnek aldığı kişiydi. İlanda da belirtildiği gibi o hocalardan birisi de biziz. Hocamız vefatından önce kütüphanesinde yer alan 2000 civarındaki Kıbrıs Tarihi’ne ait birçoğu nadir nitelikteki kitap ve dergiyi Türk Tarih Kurumu’na bağışlamıştır.
Geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi unutursan sen de unutulur, sonunda yok olursun. Bu nedenle Erenköy, Türk Tarihi açısından unutulmaması gereken bir olaydır. Türkiye dışında yaşayan Türkler çok ağır baskı, yıldırma, asimile edilme vb. durumlara maruz bırakıldılar. Maalesef kendi içlerinde birliği bir türlü sağlayamayan bu dış Türkler içinde Kıbrıs Türkleri en kahraman mücadelelerini verdiler ve sonunda bir devlete kavuştular. Bu devletin en önemli yapı taşlarından birisi Erenköy’dür. Erenköy’ün gizli kahramanlarından birisi olan “Hocaların Hocası” Dr. Mehmet HACIŞEVKİ, mekânın cennet olsun. Bizlerde uyandırdığın bilim ışığı artarak gelecek nesillere aktarılacak, insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.