Bir Çin atasözü, “Kadınlar zayıftır; ama analar kuvvetlidir!” der. Biz de, “Ana gibi yar olmaz…” deriz… Yaratılıştan bu güne bütün insanlığı kapsayan, hattâ derece derece hayvanları –belki bitkileri bile– kapsayan bir değerden söz ediyoruz.
Şimdi var mı bilmiyorum; –zannetmiyorum– eskiden ders kitaplarında, hepimizi çok etkileyen bir okuma parçası vardı… Leylek yuvası bulunan bir evde yangın çıkıyor. Yangın kısa sürede leyleğin yuvasına ulaşıyor… Yavrular feryat figân çırpınıyor… Uzaklardan anne leylek hızla geliyor; bakıyor yavruları yanıyor… Kül olmak üzereler… İmkânı olduğu kadar mavi göklerde yükseliyor ve birden kendini yavrularının bulunduğu yuvaya, daha doğrusu küllerinin üzerine bırakıyor… Yavrularının yanına düşüp yanıyor… Yavrularımı kurtaramadıktan sonra, onlarla yanayım… Küllerimiz karışsın!..
Anaların; her gün bir örneğini gördüğümüz merhametine, hep hayran olmuşumdur… Hele evlâtlarına merhametine!.. Bu merhametin karşısında kimse duramaz… Çünkü şairin;
“Sensin, sensin yaratan,
Rahmeti analarda.” (Necip Fazıl)
Diye ifade ettiği gibi, analardaki merhametin kaynağı, Allah’ın rahmetidir. Peygamber Efendimiz de (sav) Allah’ın merhametini, anaların merhametini emsal göstererek ifade etmiştir.
Bunun için ve bu sayede anaların, evlâtlarını koruma azmi; her an gündemi değiştiren hercümerce rağmen, hiçbir gündemin altında kalmayacak güçtedir. Hele bir de haklıysalar… O zaman önlerinde hiçbir güç duramaz… Zira “Haklı olandan üstün kuvvet yoktur.”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan analar; herkesi hayrette bırakan ve susta durduran son hamleleri ile yarım yüzyıla yakın zaman içinde başta devlet olmak üzere, hiçbir gücün yapamadığını başardılar: Eli ve dili kanlı örgütün elemanlarının, gönüllü olmadıklarını bütün dünyaya ispat ettiler. Hangi oyunlarla masum çocukların ve gençlerin ölüm makinesi yapıldığını dünyaya “hakk’el yakîn” gösterdiler. Öyle ki çetenin yandaşları; anaların haklılığını teslim etmek asaletini gösteremeyince, üzerlerine de gidemeyince, onların eylemlerine, belediye imkânlarıyla engel olmaya çalışmakla, acizliklerini ilân ettiler.
(Viktor Hügo)nun dediği gibi, “Çocuğunu kaybeden anne için her an ilk gün ıstırabıdır; bu ıstırap ihtiyarlamaz.” Anaların azmini anlamalı ve onları yavrularına kavuşturmalı… Merhameti, Allah’ın rahmetine nispet edilen anaların ağlaması, ağlatanlara ve ağlamaları karşısında bigâne kalanlara hayır getirmez.