İl Genel Meclisi Başkanlığı seçimi, Başkanın seçiliş tarzı güncelliğini korumaya devam ediyor. Uzun zamanda konuşulmaya devam eder.
Sakarya Gazetesinin bu işin üzerinde durmasına memnun olanlar olduğu gibi kızanlarda var. Biz işin falan niye başkan yapılmadı, filan niye yardımcılığa seçilmedi tarafgirlik peşinde değiliz. Ayrıca bize “musluktan akan mı kesildi” diyenlere iftira atmakta olduklarını hatırlatırım. İl Genel Meclisi başkanının hiçbir ilan ve matbaa işi olmaz. İşler tamamen İl Genel Sekreterliği tarafından yaptırılır. Onlarda senede bir faaliyetlerini anlatan bir kitapçık bastırırlar. O baskı işini bütün matbaalara ihale yaparlar ve kimde kalırsa o işi yapar.
Bunun haricinde bir işleri olduğunu hatırlamıyorum. Gidip Genel Sekreterlikten isteyen öğrenebilir.
İl Genel Meclis Başkanlığı seçiminde dönen entrikaların basın üzerinde durması gerekir. Oyun kuralına göre oynanır. Siyaset usulüne uygun yapılır. Diyelim Mecliste çoğunluk CHP’de veya MHP’de, bugün olduğu gibi aynı olaylar cereyan etse biz gazete olarak aynı tepkiyi gösteririz.
İnsanlar bir göreve, gerek devlet tarafından ve gerekse seçilerek getirildilerse koltuk sevdası ve midesinden yakalanmamalı. Burada hem koltuk hem de başkanlık maaşı, makam aracı sevdasına kapılan biri var. Diğer tarafta her komisyonda olalım, Organize Sanayi Bölgeleri yönetiminde bulunalım düşüncesini her fırsatta gündeme taşıyan bir ekip var. Her iki düşünce siyasi geleneği ve ahlakı yok saydı.
Hiç kimse “canım olan olmuş olayları yok sayalım üç yılı tamamlayalım” diyemez. Namludan mermi çıkmadan çıkmasını önlemeyende, sebep olanlarda hesap vermek mecburiyetinde. Bu hesap bugün verilmezse bir gün mutlaka sorulur.
Biliyorsunuz Aydın Efeler diyarı. 1800’lü yıllarda Atçalı Kel Mehmet diye biri (sebebini anlatmak uzun) Efe olarak dağa çıkar. Osmanlının gerileme devri. Efe Mehmet fakirin hakkını korur, yoksula yardım eder, millete kan kusturan eşkıya tayfasının canına okur. Bir gün vilayeti basar. Valiyi indirir, makamını işgal eder. “Vali-i Vilayet, Hademe-i devlet Atçalı Kel Mehmet” yazılı mühür kazdırır.
Aydın merkezli İzmir ve Denizli’nin birkaç ilçesini hakimiyetine alır. Devletin harp ve savaş yılları. Buna rağmen ordusunu Aydın’a gönderir ve Atçalı Kel Mehmet’i vilayetten atar ve yerine kendi atadığı Valiyi oturtur.
Burada kanunsuzluk mu var? Hayır. Hani halk der ya “kitabına uydurulmuş” aynen öyle.
Ak Parti grubu toplanıyor. 7 oyla bir arkadaşlarını aday göstermeye karar veriyor. O toplantı kayıt altına alınmış mı alınmamış mı bilmiyorum. Farzedelim kayıt altına alınmamış toplantı yapılmamış mı kabul etmek gerekir. Birinden borç alındı senet yapılmadı formalite yerine getirilmedi diye alınan borç yok mu sayılacak, ödenmeyecek mi?
Partinin bir tüzüğü var, o partinin oyları ile seçilen kim olursa olsun partinin tüzüğüne uymak mecburiyetinde.
Ak Parti gereğini yapmalı ve bu yol olmaya sebep olabilecek davranışı cezasız bırakmamalı. Son alınan haberler gerekenin yapılacağı yolunda.
Acaba milletten oy istenirken bugün yaşanan olaylar, tahmin edilerek anlatılsa “ben böyle davranırım, muhalefetle anlaşırım” dense seçilebilir miydi?
İlçe başkanı ve il başkanının bütün ısrarlarına rağmen söz dinlemeyen, aday olan birinin böyle davranacağı tahmin edilse aday gösterilir miydi?
Kendilerine zarar verdikleri gibi hizmetin aksamasına sebep olabilirler. Halkımıza da zarar verecekler. Gereğini yapmalılar.
Kimse parti tüzüğünü hiçe sayarak ‘Ben yaptım oldu’ diyemez, yanına da kar kalmaz.