KİMYALARI BOZULDU
Kimyaları bozuldu. Çok partili seçimler ilk defa 1946 yılında yapıldı. Açık oy, gizli oy tasnifi sistemi sayesinde 1950 yılına kadar bir dört yıl daha iktidarda kaldılar. 1950 seçimleri dahil hiçbir seçimde açık oy gizli oy sayımı yapılmadı. Demokrasi lafını ağızlarından düşürmeyenlerr 1946 seçimlerini hatırlamak veya öğrenmeli, milletten özür dilemeliler .
1950 seçimlerinden bu yana tam 63 yıldır yapılan onlarca seçimde millet Cumhuriyet Halk Parti'sini tek başına iktidara getirmedi. Seksen yılı aşkın parti olmakla övünüyorlar. CHP'den yıllarca sonra kurulan Demokrat Parti, 1960 ihtilalinden sonra kurulan Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Refah Partisi ve en son siyasi sahnede yer alan Ak Parti karşısında, yapılan tüm seçimleri kaybetti. Muhalefette olmasın rağmen oy kaybeden parti ünvanına sahipliği tescillendi.
1950 yılından evvel tek parti olarak iktidarda kaldı. İktidarda kaldığı zaman içerisinde millete yaptığı zam, zulüm ve eskiyi kötüleme politikalarını Türk Milleti unutmadı, nesilden nesile anlatılanlar sayesinde 1950 yılından bu yana iktidar yüzü göremedi. Bu taşıdıkları kafa yapısıyla da göremezler.
63 yıldır iktidar olamadılar, olacağa da benzemiyorlar. İşte bu yüzden kimyaları bozuldu. Hiçbir seçim döneminde millete yapacakları hizmeti söylemediler. Laikliği koruyacakları ve irticaya geçit vermeyecekleri haricinde bir vaadleri olmadı.
CHP, kendisini iktidara getirmeyen Türk Milleti'ne karşı sevgiyle ve hizmet etme anlayışıyla yaklaşıp gönlünü kazanarak oy almayı deneyeceğine öc alma metotları deniyor.
27 Mayıs 1960 ihtilalinde hangi rolde olduklarını o günleri yaşayanların yazdıkları kitaplardan okumak mümkün.
Yine 1968'li yıllarda başlayan talebe olaylarında marjinal guruplara sahip çıktılar. Üniversiteleri işgal edenlerin yanında yer alarak "İşgalde boykotta birbir" diyenlerde onlar oldu.
Banka soyan, adam kaçıran, devletin kolluk kuvvetlerine silah çeken adamların isimlerini yaptıkları parklara veren CHP'li belediyeler oldu. Türk Milleti'ne hizmet eden her iktidarın, yaptığı hizmetler karşısında oldular. 1950 yılında iktidar olan Demokrat Parti'nin yaptığı yolları çok geniş yapıldığını ileri sürerek "Hava alanı mı yapıyorsunuz" diyerek karşı çıktılar. Organize Sanayi Bölgeleri kuruluş aşamasında "Bu memlekette ağır sanayi mi olur?" diyenler, hangi fabrikaların kurulacağını yazan tabelaları söküp Ankara'ya getirip meclis gündemine getirenler onlardı.
Bugün üzerinden binlerce araç geçen 1. Boğaziçi Atatürk Köprüsüne "Zenginlere kıyak yapıyorsunuz" diyerek karşı çıkan, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan sağlıktaki bütün değişikliklere karşı çıkan, milletin istifade edeceği bütün yeniliğe "Hayır" diyen CHP, Taksim'i bahane ederek eskiden yaptığı gibi marjinal guruplarla beraber iktidarı sandıktan yenemeyeceğini bildiği için eski tecrübelerine dayanarak yıpratma taktikleri uyguluyor.
Sadece iktidara karşı yapmıyor. Kendisini iktidara getirmeyen Türk Milleti'ne karşıda kin ve intikam alma yöntemi uyguluyor.
Taksim Gezi parkını bahane ederek sokaklara dökülenlere destek amacıyla Bilecik'te de yürüyüş ve konuşanlar oldu. Bunların bir kısmına bakıyorum Anayasa referandumunda "Hayır" diyeceğini ve sebebini açıklayanlar var. Anayasa kabul edildiği takdirde hükümetin, gerçekleşeceğini iddia ettiklerinin mümkün olmayacağnı ileri sürenlerin gelişen günlerde gerçekleşenleri görünce yanlış propaganda yaptıkları anlaşıldı. Milletin bunları unuttuklarını zannederek sokaklara dökülenleri görünce yine yanlış yolda yürüdüklerine hükmedileceğini bilmemeleri ne gaflet değil mi?
Bilecik'te Taksim parkında yerinden alınıp başka yerlere dikileceği vaadine rağmen ağaç ve yeşile katliam uygulanıyor iddialarıyla her yeri yıkıp yakanları destekliyenlere bir tavsiyede bulunmak istiyorum. İlkokula yeni başladığınız zaman öğretmenleriniz "Herkes kendi evinin önünü süpürse yaşadığımz bölge temiz olur" diye öğretirlerdi. Eğer o kadar ağaç severliğiniz varsa, öğretmenlerimizin tavsiye ettiği gibi önce ilimizde Orman Müdürlüğü ile köylerimizin halen yaşadığı akıl almaz hadiseyle ilgilenseniz. Uzun zamandır devam ediyor ama muhalefet partisi bugüne kadar gıkını çıkarmış değil.
Muhtarların kenardan köşeden korka korka açıklamalarının Bilecik basınının tamamı yazdı. Taksim parkı ağaçlarının belki yüz iki yüzmislisi ilimiz ormanlarında yapıldığı iddiaları konuşulup duruyor. Seksen yaşındaki kadının üzerinden onlarca siter odun kesilip satılmış, ölen insanların üzerinden odun kesilip satılmış . Daha neler neler... Bunları ben söylemiyorum köylerimizin muhtar ve azaları iddia ediyor.
Bilecik uzaktan kumandalı destekçileri, samimiyseniz önce kendi vatandaşınızın uğradığı haksızlığı gidermek için meydanlara çıkın. CHP merkez ilçe başkanlığından yeni istifa eden arkadaşınız ormandan emekli arkadaşlarından yaşananları öğrenmiştir. Siz de ondan öğrenin de vatandaşınız için konuşun. Önce kendi evinizin önünü temizleme metodunu uygulayın.