Cevdet Yılmaz, Osmanlı’nın yükselişine dair tarihsel izlere değinerek, “Kızıl Elma” kavramının önemine ve stratejik tercihlerin başarının anahtarı olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, Ertuğrul Gazi’nin Anadolu Türkmen beylerini bir araya getirerek Türk varlığını birliğe kavuşturduğunu vurguladı.
Konuşmasında, Ahlat’tan Söğüt’e yürüyen ceddin izlerini sürerken, Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarına olan minnettarlığını da ifade etti. Yılmaz, Türkiye’nin yerli ve milli adımlarla ilerlediğini, çeşitli kültürel mirasların yaşatılmasının gençlerin tarih bilincini güçlendireceğini belirtti.
Yılmaz, uluslararası ilgiyi artıran tarihi ve kültürel zenginliklere de dikkat çekerek, bu etkinliklerin milli kimlik oluşumuna katkı sağladığını ifade etti.
Cevdet Yılmaz Yaptığı konuşmada şu ifadelere değindi;
“Bu topraklarda kök salan “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” felsefesini şiar edinmiş Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan’ın sizlere selamlarını ve muhabbetlerini iletiyorum.
Asırlardır kutlanan bu kadim şenliğin birlik ve beraberlik içinde daima kutlanmasını diliyorum.
Tarihin derin izlerini taşıyan bu köklü topraklar Kayı boyunun destansı mücadelesini ve Osmanlı’nın yükselişini simgeler.
“Kızıl Elma’nız varsa başarılı oluyorsunuz”
Bu noktada az önce konuşan değerli arkadaşlarımdan da münhen, kayı boyu en büyük boy değildi sayıca. En fazla askere, en fazla çadıra sahip olan boy değildi ama diğer beylikler değil de niçin Kayı boyu Osmanlı’yı kurdu? Niçin Kayı boyu bu kadar büyüdü? Bunun üzerinde çok ciddi çalışmaların, analizlerin yapılması gerektiğine yürekten inanıyorum. ‘Kızıl Elma’nız varsa başarılı oluyorsunuz. Tercihlerinizi, stratejinizi doğru belirlerseniz büyüyorsunuz, bir cihan devleti haline geliyorsunuz. Maneviyatınız güçlüyse, gaza ruhuyla hareket ediyorsanız başarıyorsunuz. Ertuğrul Bey’in Ertuğrul Gazi olması Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’in Osman Gazi olması, Orhan Bey’in Orhan Gazi olması tesadüf değildir. Osmanlı bir gaza devleti olarak kurulmuştur. Stratejik tercihlerini çok doğru belirlemiştir. Bu güçlü kökler üzerinde, güçlü bir maneviyatla yükselmiş bir devlete dönüşmüştür.
Sadece bir tarihi bilgi olarak değil, bugünün dünyasına daha adaletli bir düzen vermek için bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara daha güçlü cevaplar üretmek için bu yönetim ilkelerini çok iyi çalışmak, çok iyi anlamak durumundayız.” ifadesini kullandı.
Ertuğrul Gazi’nin Anadolu Türkmen boylarını ve beylerini nifaktan uzak tutup ortak hedeflere yönlendirmiştir. Böylece Anadolu’da Türk varlığının birliğe ve dirliğe kavuşmuş, cennet vatanımız yurt tutulmuştur.
“Gönlündeki fetih ateşiyle Ahlat’tan buraya yürüyen ceddimizin izlerini sürüyoruz”
743. Söğüt Şenlikleri’nde gönlündeki fetih ateşiyle Ahlat’tan buraya yürüyen ceddimizin izlerini sürüyoruz. Yürüdüğümüz yollarda, Şeyh Edebali’nin, ‘Ey oğul’ nidasını, öğütlerini duyuyoruz. Osman Bey’in otağında yanan ateşi istiklal meşalemizde taşıyoruz. Bu topraklar kuruluşun toprakları olduğu gibi kurtuluşun da topraklarıdır. Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayımilliye ateşinin ilk yakıldığı topraklardır. Bu vesileyle Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bir kez daha minnetle, şükranla yad ediyorum.
Bu topraklarda Selçuklu’dan, Osmanlı’ya oradan Cumhuriyet’e uzanan tarihi süreklilik içinde sahip olduğumuz tüm zenginlikleri selamlıyorum.
Farklı dönemleri birbirine karşıymış gibi, birbirini nakşediyormuş gibi ele alanların da büyük bir yanılgı içinde olduklarını özellikle belirtmek istiyorum.
“Hamdolsun bugün gök vatandan, mavi vatana yerli, milli adımlarla yürüyen Türkiye’yi görüyoruz”
Ceddimizin ayak bastığı her yeri abat etme, huzuru, adaleti ve refahı hakim kılma gayesiyle hareket ediyoruz. Vatanımızın her köşesini, Fatih Sultan Mehmet’in 500 yıllık fetihnamesindeki gibi hangi dilden, hangi dinden, ırktan, mezhepten olursa olsun herkes için huzurun, güvenliğin ve selametin yurdu yapmaya çalışıyoruz. Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışanlara bugüne kadar hamdolsun geçit vermedik, bundan sonra da geçit vermeyeceğiz. Bugün Ertuğrul Gazi Camii’nin kubbesinden göğe baktığımızda özgürce dalgalanan al bayrağımızı, bayrağımızın gölgesinde kalkınan, gelişen, güçlenen, ülkemizi görüyoruz. Hamdolsun bugün gök vatandan, mavi vatana yerli, milli adımlarla yürüyen Türkiye’yi görüyoruz. Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemiz ve bölgemiz için tasavvurumuzu barıştan ve hakkaniyetten yana kuruyoruz. Mazluma umut olmak, Gazze başta olmak üzere kanayan yaralara merhem bulmak nesilleri, çağları aydınlatmak için uğraşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı nereden geldiğimizin ve nereye gideceğimizin bilinciyle inşa ediyoruz.
“Bu topraklarda yeşeren her bir değere yeniden can veriyoruz”
800 yıla yakın zamandır bu çınarın etrafında buluşmamız. Birliğimize beraberliğimize ve geçmişimize sahip çıkarak güçü ve büyük Türkiye idealine yürümeye devam edeceğiz. Şölenlerimiz, şenliklerimiz, geçmişten günümüze taşınan kültürel mirasımızdır. Bilhassa ‘Yörük Bayramı’ gibi etkinlikler milli kültürün muhafazasının yanında yeni nesillerin kültürel ve milli kimliklerinin oluşmasında da büyük rol oynamaktadır. Burada bir araya gelerek sadece geçmişi anmış olmuyoruz. Aynı zamanda bu topraklarda yeşeren her bir değere yeniden can veriyoruz.
Halkın bir araya gelerek hazırladığı dev kazanlarda pişirilen pilav herkese ikram edilecek şekilde sunulur ve Türk misafirperverliğinin en güzel örneklerinden birini teşkil eder. Şenlik boyunca sahnelenen halk oyunları bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini gözler önüne seren bir görsel şölen sunar. Alanda kurulan Yörük çadırları bizi köklerimize, ata yurtlarımıza götürür. Böyle etkinlikleri en güçlü şekilde yaşatarak gençlerimizde kökleşen tarih şuurunu daha da zenginleştirdiğimize inanıyorum.
Az önce Ertuğrul Gazi Türbesi’nde bize şöyle bir bilgi de verildi;
Giderek artık farklı ülkelerden de bu bölgemize çok ciddi bir ilgi var, ziyaret var. Özellikle dizi, filmlerden sonra bunun arttığını ifade ettiler. Artık farklı dillerde de tarihimizi burada çok iyi anlatan rehberlere ihtiyaç var. Belki aramızda da farklı ülkelerden misafirlerimiz vardır. Onları da bu vesileyle tekrar selamlıyorum. Birlik ve beraberlik içinde nice bayram ve şenlikleri kutlamak dileğiyle.”