“KÖYDES” Ak Parti iktidarı için yüzakı projelerinden birisi oldu. Yol, su, kanalizasyon köylerde müşkülat olmaktan çıktı.
Eskiden “Köy Hizmetleri” vardı. O teşkilatta ilk kurulduğu yıllarda güzel işler yaptı. Zamanla kuruluşa Ankara'dan bütçeden ayrılan para personel maaşına zor yeter hale geldi. Köylere hizmet götürmeye para kalmıyordu. Muhtarlar 5 çuval çimento için 5 sefer, 10 metre su borusuna 10 sefer Köy Hizmetleri Müdürlüğünün kapısını aşındırırlardı. Kanalizasyon ise birkaç büyük köy haricinde yapılmadı. İl Genel Meclisi üyelerinin karar verme yetkileri sınırlıydı.
Ak Parti Köy Hizmetleri teşkilatını lağvetti. Özel İdare Müdürlüğünü de içine alan İl Genel Sekreterliğini kurdu. Geniş yetkiler verdi. İl Genel Meclisi üyelerinin dar, sınırlı karar alma yetkilerini genişletti. Bir köyün su, kanalizasyon, yol gibi projelerini Ankara'nın onaylaması ve para çıkartması gibi işleri tamamen İl Genel Meclisi kararlarına ve İl Genel Sekreterliğinin de kararlara uygun çalışmalar yapmasına izin verdi.
Daha 5-6 yıl evvel 5-10 çuval çimento, 10 metro boru, 1 kamyon kuma ihtiyacı olan köy muhtarlarının Köy Hizmetleri Müdürlüğünün kapısını aşındıran köy muhtarları, bugün yukarıda saydığım ihtiyaçlarını ilgili dairenin şube müdürüne telefon ettiğinde ihtiyaçları gideriliyor.
İyi gelişmelerin yanında yetkilerin zamanında kullanılmadığı da aşikar. Köydes projesi kapsamında yapılan bir çok köy yolu bozulmuş durumda. Köy yolları 25-30 ton yükü taşıyacak kapasitede yapılmıyor. Nihayetinde bir traktörün en fazla römorkuna sarabildiği 4-5 ton onu da kaç kişi senede kaç sefer saracak. Köy yollarını bozan, kum, taş, mermer ve diğer maden ocaklarından yük taşıyan araçlar. Yıl içerisinde gerek gazetemizde ve gerekse diğer meslekdaşlarımızın gazetelerinde bir çok defa köy yollarıyla ilgili şikayetler dile getirildi. İl Genel Meclisi ve İl Genel Sekreterliği bu husustaki şikayetleri gideremiyor, aciz kalıyor. Yolları bozanları cezalandırmak veya yaptıkları zararları tazmin ettiremediği gibi, hiçbir kusuru olmadığı halde o yörede yaşayan köyleri bozuk yollarla başbaşa bırakıyor.
Kum, taş, mermer ve diğer maden ocağı işleticileriyle, çalıştıkları yörede meydana gelecek arızaların giderilmesiyle ilgili yapılan sözleşmelerin yerine getirilmesi için takibi yapılmıyor. Vatandaşta bu dikkatsizlik zarar yapanlar kollanıyor diye düşündürüyor. Yollara zarar verenler kanun ve nizamlara uygun yük sarmadıkları için yolları bozuyorlar. Bozanlara yaptırtılmadığı için İl Genel Sekreterlik bir zaman sonra şikayetler sonunda bozuk yolları tekrar yapıyor. Böyle bir çalışmada bir başka yere yapılması gereken yatırıma mani oluyor. Haksızlık meydana getiriyor.
Eskiden mahalli bürokrasi dar yetkileri olduğundan şikayet eder, hizmet yapamadığından yakınırdı. Şimdiyse yetkiler geniş, paraysa bol, bu seferde vatandaş mahalli idarecilerin yetkilerini yerinde kullanmamasından şikayetçi.
Şimdi daireler, devletin verdiği resmi araçlar haricinde özel araç kullanma yetkisine sahipler. Onlarca araç kiralanıyor. Buna rağmen vatandaş resmi kuruluşların ağır çalışmasından şikayetçi.
Bir vali, 5 yardımcısı 7 ilçemizde kaymakamımız var. İki Vali yardımcısı daha olsa her ilçeye bir kaymakam haricinde birde vali yardımcısı düşecek. Böyle giderse il nüfusumuzdan çok idareciye sahip olacağız. Buna rağmen şikayetler üzerine verilen vaadler bile yerine getirilmiyor. İdareciler imzaladıklarını mı okumuyor, yoksa iş takibini gerek mi görmüyorlar.
Şu hızlı tren müteahhidi Ulaştırma Bakanlığı tarafından eline “Çalışma yaptığı mahalde her türlü zararı yapabilir. Kimse müdehale edemez. Az bile yapmışsa valilikler daha çok yapmaları, vatandaşa azami zarar vermeleri için yardımcı olmalı...” diye bir yazılı belge mi verildi.
Bozüyük-Eskişehir il sınırından Osmaneli-Sakarya İl sınırına kadar tarım arazilerine, yollara, çevreye verdikleri zarar, hat, hudut, tanımamazlık daha nereye kadar devam edecek. Müteahhitlere verilen bu yetkiler padişahlarda yoktu. Bu adamlar hızlı tren yolu yapmaktan çok o hızla vatandaşa eziyet ediyorlar. Bütün bu yapılan haksız ve hukuksuzluklar İl Genel Meclisi tarafından kurulan komisyonlarca tespit edilmesine rağmen durdurulamıyor. Atalarımız savaşa giderken bir üzüm bağından kopardığı üzümün parasını bağ kökenine bağlıyor. Bugün ise kendi tapulu arazisini vatandaş bu müteahhidlerin yüzünden ekip biçemiyor. İl makamı, Tarım İl Müdürlüğü, Çevre İl Müdürlüğü ve diğer ilgili daireler sizler dairenizden çıkında şu hızlı tren hattını bir gezin ve vatandaşı dinleyin.
İçişleri Bakanına sesleniyorum. Nüfusumuz 220 Bin. Onca İl Müdürü, bir vali, 5 yardımcısı ve 7 kaymakam ile hızlı tren müteahhidinin verdiği zararı tespit edemedi ve durduramıyor. Acaba birkaç tane daha Vali yardımcısı gönderseniz diyorum. Ha, ne dersiniz...
Piyasada para ne kadar çok olursa para tembelleşirmiş. Para piyasadan çekilirse daha çok el değiştirirmiş. Yoksa bizde idareci bol olunca tembelleşiyorlar mı?
Not: Bu yazımla sezonu kapatıyorum. Yeni dönemde buluşmak üzere tatildeyim. İyi günler dilerim.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Batman'lı. “Yeni Teşvik Sistemi sayesinde Batman Organize Sanayi bölgesinde yer kalmadı” diyor. Söğüt Organize Sanayi Bölgesi boş duruyor.
Meşhur Şarkıcı Neco'nun kızı 30'luk Ayşe ile, hasta yatağında karısını boşayan reklamcı 60'lık Ali Tarhan 10 ay evvel evlenmişlerdi. Boşanmışlar.
Atalarımız “Davulun sesi dengi dengine diye çıkar” boşuna dememişler.