Malûmunuz, ülkemiz seçim sath-ı mailine girdi, meydanlar şenlenmeye başladı. Vaatler havalarda uçuşuyor. Her meydan konuşmasında olmazsa olmaz konulardan biri de “tüyü bitmemiş yetimin hakkı”... Bakmayın herkesin ağzında sakız olmasına bu kavramın, tüyü bitmemiş veya bitmiş, kul hakkı çok çok önemli… Bugün sizlere kul hakkı ile ilgili yıllar önce başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.
On yıldan fazla oldu. Birkaç arkadaşımla il dışına bir gezi düzenledik. 3 saat süreceğini tahmin ettiğimiz yolculuk sırasında bir şeyler dinlemek sözkonusu olunca, aracın sahibi arkadaş bir cd kutusu uzattı bize, içlerinden birini seçmemiz için… Cd'lere baktım, hepsi sonradan yazılmış, üzerlerine de cd kalemi ile kimin cd'si olduğu belirtilmişti. Arkadaşıma “bunları nerede yazdırdın” diye sorduğumda, çeşitli arkadaşlardan aldığını belirtti. Ben de direk konuya girerek: “Bunları dinleyerek kul hakkını çiğnemiyor musun?” diye sordum. Araçtaki diğer arkadaşlar birden bana baktılar, sanki çok garip bir şey söylemişim gibi...
Sonra devam ettim: “Bu müzikleri yapanlar günlerce, aylarca uğraşmışlar ve bu eserleri yapmışlar, ama sen onların müsadesi olmadan, onların emeğine karşı bir ücret ödemeden, sadece boş cd fiyatına emeklerini almışsın.”
Tam olarak olmasa da hak verir gibi oldular. Arkadaşım “Bu konudaki fetva nasıldır acaba, ... abiye bir soralım” dedi. Ben de, “Şarkılar için emek harcayan ... abin mi? Neden ona soruyorsun. Git şarkıya emek harcayana sor, bakalım sana hakkını helal edecek mi?” dedim. Diğer bir arkadaşımız, kopya cd'leri veya mp3’leri dinlediğini ama dağıtmadığını belirterek dinlemekte mahsur olmayabileceğini söyledi. Düşüncemde çok ısrar etmeyerek gönlünüze sorun dedim. Ama sıralamaya devam ettim: “Bedavaya indirilen mp3, kopya film cd'leri, internetten ücreti verilmeden indirilen filmler, korsan kitaplar... Hepsi bunlara emek harcayanların haklarını üstümüzde bırakılmasına vesile olur. Düşünün, yazarın biri 5 senesini vererek bir kitap yazıyor, başka biri bunu kopyalayıp korsan olarak basıyor ve sen de 5 liralık fiyatına bakarak korsan olduğunu bile bile bunu alıyorsun. Elbette kitabı kopyalayanın yaptığı, satın alanın yaptığından bin kat daha kötü ama bu korsan kitap almayı temize çıkarmaz.”
“Ne yapayım, Orijinal dvdler çok pahalı, mecburen kopya dvd alıyorum” dedi arkadaşım. “Yapmayın, dvd seyretmek gibi bir mecburiyetiniz mi var, izlemeyin olsun bitsin. Hava mı su mu ki bu, olmadan olmuyor? Yok illa izleğeceğim diyorsan da bedelini öder izlersin..” dedim.
Muhabbetimiz bu menzilde devam etti...
Aralarından biri akşam eve gidince bütüm mp3'leri sileceğini söyledi. Aslında uzun zamandır aynı mesele onun da kafasını yormuş ama bir türlü silememiş. Diğer arkadaşlar ise hala ... abilerinden fetva almayı düşünüyorlardı.
Yukarıda saydıklarıma ek olarak emniyet şeridi ve sıra ihlallerini dahi kul hakkı çerçevesinde görüyorum. Toplum olarak bu ihlallerin farkında bile değiliz, normal karşılıyoruz. Bu hem toplum düzenini bozuyor hem de başkalarının haklarına girmemize neden oluyor.
twitter.com/mkinikoglu