KÜNYELERİNİ OKUSALARDI...

ALİ ERDAL

Osmanlı devletinin Balkan fetihleri sırasında bir grup yeniçeri, birliğinden uzaklaşmış. Bir düşman kalesine rastlamışlar. Az olmalarına rağmen kaleyi fethetmeyi başarmışlar. Birliklerine döndüklerinde mükâfaat beklerden sert bir şekilde cezalandırılmışlar. Emir almadan kale ele geçirdikleri için. Askerlikte disiplin, başarının da üstündedir. Başarısızlık telâfi edilebilir, fakat disiplinsizlik, ordunun dağılması ile sonuçlanabilecek bir kıvılcımdır. Küçükken ezilecek yılanın başı... Silâhın tetiği... Tepeden atılan küçük kartopu, evleri yıkacak heyelâna sebep olabilir.

Bir grup hava teğmeni, kanunun emrettiği yemini, emsalleri ile birlikte ettikten sonra, ayrıca ve topluca bir yemin daha ediyor ve slogan atıyor. Hem de kılıçları çekerek. Bu disiplinsizliktir. Söyledikleri iyi veya kötü mühim değil. En yakın komutandan başlayarak, en tepeye doğru devlete ve millete isyan: 'Siz asıl yeminin ne olması gerektiğini ve kimin askeri olmak gerektiğini bilmiyorsunuz, ama biz biliyoruz. İlk fırsatta gerekeni yapacağız.' Sözleri ve ne üzerine yemin ettikleri, ikinci plânda. Her şeyin kurala bağlı olduğu, kuralların da yazıyla perçinlendiği bir teşkilâtta, en küçük riayetsizlik disiplin suçudur. Hele Türk ordusunda; 2300 yıl önce onlu ordu sistemini icat eden, dünyanın en eski ve en disiplinli kudretinde...

“Ayrı bayram” diye bir deyimimiz var. Topluluktan ayrı kendi bildiğine hareket edeni kınamak için söylenir. Davranışı, değil suç olmak “bayram” gibi sevinçli bile olsa. Millet birliğine dirsek çevirmek tasvip edilecek bir şey değildir. Emsallerinden kopup, kılıçları çekenler, o şekilde künyelerini okusalardı, sayı saysalardı yine suç işlemiş olurlardı. Mühim olan sözler değil...

Bugün küçük bir disiplinsizliğe müsamaha eden, yarının büyük isyanlarına imkân hazırlar. 12 Eylül darbesini, 1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter’a “bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti. Birileri teğmenleri âlet ederek; devletin, hükümetin, ordunun, onları yetiştiren okulun ve komutanların “reflekslerini”, toplumun kucağına tartışma başlatacak bir bomba koyarak test ediyor. Üstelik de bunu; konuyu disiplin meselesi olmaktan çıkarıp “ayrı bayram” yapanların söylediği karşı çıkılamayacak sözlere kaydırarak yapıyorlar. Bu oyuna gelmemek lâzım.

Bugün, böyle bir disiplinsizlik yapanlara, komutanlarının “hizaya gel!” dememesi ve onlara hadlerini bildirmemesi; her şeyden önce ordu ruhuna karşı suçtur. Kim bilir hangi küçük disiplinsizliklere göz yumulmuş ki böyle bir densizliğe cüret edilebilmiş. Zamanında çizginin dışına çıkanlara “hizaya gel!” dememek, onlara merhametsizliktir. “Sürüden ayrılanı kurt kapar”. Aslanlarımıza; fitne kurtlarının âleti olmamaları ve yabancının “bizim çocuklar” iltifatına (!) duçar olmamaları için merhamet edelim. (09.09.2024)

(Kanalımı takip ederek destek olur musunuz:

http://goo.su/AliErdal)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.