KUR'AN İLE YAŞAMAK

Doç. Dr. MUSTAFA BAŞ

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği ay dır… Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı yüceltmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara Suresi, 185). Bu ayette Kur’an ana özellikleri ile zikredilmekte, Ramazan ayı Kur’an’ın nazil olduğu ay olarak vurgulanmaktadır. Bu sebeple Ramazan, Kur’an ayı olarak anılmakta, mukabelelerin ve hatimlerin diğer zamanlara göre daha fazla yapıldığı bir dönem olarak bilinmektedir.

Kur’an, İslam din algısının merkezinde ana kaynak olarak yer almaktadır. Hz. Peygamber’in (sas) sünneti ise onu açıklamakta, canlı hayata geçirilmesi olarak önümüzde durmaktadır. Ancak geleneğimizde Kur’an, sadece okunulan, hatimler yapılan, sonrasında da saygı ile alınarak bir tarafa konulan ve dokunulmayan bir kitap olarak yer almaktadır. Oysa ayetleri dikkatlice okunduğunda bir el kitabı olarak, verdiği mesajın iyi anlaşılmasının, içerdiği esaslar ve ahlaki ilkelerin hayata yansıtılarak davranışlarımızı ölçeceğimiz bir mihenk taşı haline getirilmesi istenen bir kitaptır. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY bu inceliği şöyle haykırmaktadır.

İbret olmaz bize her gün okuruz ezber de-Yoksa hiç mana aranmaz mı bu ayetlerde

Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kur'an-ın-Çünkü kaydında değil hiç birimiz mananın

Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına-Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kur'an, bunu hakkıyla bilin-Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.

Kur'an, insanların anlaması ve onunla doğru yolu bulması için indirilmiş, mesajı ayırım gözetmeksizin iyi ahlaklı olmayı isteyen bütün insanlığı kapsamaktadır. İnsanları ayetleri üzerinde düşünmeye çağırarak daima bilgiyi ön planda tutmaktadır. Bu özellikleriyle Müslümanların düşüncelerini ve hayat standartlarını tartabilecekleri bir ölçü olmaktadır. Dinin inanç, ibadet, ahlak, muamelat gibi konularında genel kaideler koymaktadır. Birçok ayeti kerimede değişik yönleri ile kendini tanıtmakta, insanlığın yolunu aydınlatan, müjdeleyici, uyarıcı ve uyulması gereken bir kitap olduğunu vurgulamaktadır. “Kendisinde şüphe olmayan bu kitap (Allah'tan) sakınanlar için bir hidayet rehberidir.” (Bakara, 2). “İşte bu (Kur'an) mübarek bir kitaptır. Onu biz indirdik. Ona uyun...” (En'am,155). “Ta.Sin. Bunlar Kur'an'ın açıklayan kitabın ayetleridir. Namazı kılan, zekatı veren ve ahirete de kesin olarak iman eden mü'minler için bir hidayet rehberidir.” (Neml, 1-2). “Elif. Lam. Ra. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıktan aydınlığa, yani her şeye galip ve övgüye layık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.” (İbrahim, 1). “Bu kitap, müjdeleyici ve uyarıcıdır.” (Fussilet, 4).

Kur'an, insanlık için evrensel değer olarak kabul edilen her konuda hükümler içermekte, bunların ihlal edilmesi durumunda toplumların uğradıkları sonuçları açık olarak anlatmaktadır. Bir yasak getirirken bu yasağın insan için muhtemel sonuçlarını, yapılmasını isteği konularda da bu emrin kazandıracaklarını ifade etmektedir. Geçmiş toplumların hayatlarını ve onlara gelen peygamberlerin mücadelelerini anlatarak, bu toplumların yok olma sebepleri üzerine dikkat çekmektedir. Dünya ve ahiret mutluluğunu kazanabilmek ve birbiri ile uyumlu yaşayabilen bir toplumu oluşturan iyi insan olmak için uyulması gereken kuralları sıralamaktadır. Kendi tabiri ile bütün insanlık için örnek alınacak bir toplum, ümmet oluşturacak ahlaki öğretilerin temel taşlarını ortaya koymaktadır.

Kur'an’ın gereği gibi anlaşıldığı ve esas alındığı dönemlerde İslam Alimlerinin fikir ürettikleri, Batı dünyasının aydınlanmasını sağlayan ilim adamları yetiştirdikleri, hayatın merkezine alındığı dönemlerde de, insanlığa sunduğu örnek davranışlarla kalplerin yumuşatıldığı ve toplumsal değişimleri sağladığı bilinmektedir. Kur’an’dan uzaklaşıldığı ve hayatın merkezinden çıkarıldığı dönemlerde ise, bugün İslam Aleminin yaşadığı zillet ve karmaşa yaşanmaktadır. Bu karmaşa ve kuşatılmışlık psikolojisinin ortaya çıkardığı görüntü, İslam Dünyasını, iletişim aleminde Kur'an'ın istediği örnek model yerine, terör, tedhiş, korku gibi unsurlarla ön plana çıkarmaktadır. Bu algı, ismi barış ve esenlik olan İslam'ın, bir barış, mutluluk ve güzel ahlak dini olduğu imajını yıkmaktadır. Ramazan günleri bu bağlam da bir muhasebe zamanı olarak hayatımızı, davranışlarımızı Kur’an’a arz ettiğimiz bir dönem olmalı, bizleri Kur’an ile bütünleştirerek iyi ahlaklı bütün insanlara örnek olacak kişiler haline getirmelidir.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.