Geçtiğimiz hafta Bozüyük başta olmak üzere komşu ilçe ve ilimizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümüydü. Bozüyük’le birlikle Pazaryeri ve Bilecik’te de düşman işgalinden kurtuluşunun 87. yıl dönümü etkinlikleri buruk bir şekilde kutlandı. İl genelinde ki kutlamalarda görevliler dışında, mecburi katılması zorunlu idareciler ve şehit aileleri haricinde kurtuluş gününe vatandaş tarafından gereken ilgi gösterilmedi.
Bozüyük halkı da nedense düşman işgalinden kurtuluş gününe 2,3 yıldır gereken ilgiyi göstermiyor. Bu yıl ki katılım geçen yıldan daha azdı. Geçtiğimiz yıllarda kurtuluş günü etkinliklerini çok az sayıda vatandaş takip ediyor ama akşam ki konser programına binlerce Bozüyüklü akın ediyordu. Bu yıl konser de olmayınca kurtuluş kutlama etkinlikleri çok sönük geçti.
Nedense yıllarca düşman işgalinde kalmış, her türlü zulüm ve işkenceyi çekmiş ataların, dedelerin torunları olan yeni nesil geçmişine sahip çıkmak yerine eğlenceye daha fazla önem veriyor. Sadece kazanılan zaferlerin yıldönümlerinde belirli günlerde yapılanları ve yaşananları anımsayarak geleceğimize sahip çıkamayız. Yaşadığımız, ayak bastığımız, kurtuluş savaşımızın en çetin mücadelelerinin verildiği bu topraklarda bize hediye edilen bu eşsiz hediyenin bilincine neden varamıyoruz?
Evlatlarımıza, gençlerimize bu bilinci ne kadar aşılayabiliyoruz? Maalesef ki yetişmekte olan gençliğimiz, genç beyinlerimiz türlü safsatalarla uyuşturulmaya çalışılmakta, gençlerimiz kendi öz benliğinden git gide uzaklaşmaktadır. Bu vatan için canını seve seve veren atalarımız, gençliğimizin şu an içinde bulunduğu durumu görselerdi, acaba ne düşünürlerdi.
Televizyonlarda dizileri, filmleri ve sanatçıları takip edip ezbere bildiğimiz kadar geçmişimizi takip etmiyoruz. Ülkemizin ve özellikle memleketimizin yaşadığı o zor günlerden ne kadar bilgimiz var. Niçin araştırıp öğrenerek geçmişimizi eksiksiz öğrenmeye çalışmıyoruz. Bu konuda ki en büyük suçta geçmişimizi yeni yetişen gençliğimize yeterince aşılayamamamızdandır. Geçmişte yaşanılanları tam anlamıyla kavrayarak geleceğimize ona göre yön vermeli, geçmişimize sahip çıkacak bir nesil yetiştirmek boynumuzun borcudur. Aksi halde geçmişinden gereken dersi alamayan bu nesil bir gün mutlaka geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.
SAYGILARIMLA…